Mayhoş
mayhoş
Unutmak mümkün olsaydı
söyler ve unuturdum;
unutmaya tutunurdum
hatırladıklarımda…
Ne hatırlatır bir anda;
yüreğimin orta yeri okyanus gölgesi
sahil tuz buz bir çakıl taşı
nasıl da fırlatılır damarlarımın en kılcalına?
Küçücük
minicik
seke seke koynumda beş yara
beşi kendinle çarp
kaç bela?..
Beynimin üçüncü sayfasında kelime beldesi
harflerini vurmuşlar
her birinin gözünde kana banmış bant
ah bile diyememiş a
h uzağında yatar
elini de kırıp
manşete savurmuşlar.
Dilimi yaşamla çarp
kaç ölüm?..
Ne hatırlatır o anda
söylemekte unutmanın sesi
sev unutma
öp unutma
saçlarından okşa bir aslanı
parmak parmak tokalaş rüzgarın yelesinden
yağmur iç deniz biç
gözlerin harman iskelesinden.
Ah şu olmayan liman vapurları
sirenlerinde martı beklediğim sessizliğin müptelası
kendini kendinle çarp
kaç zulüm?..
Söyler ve unuturum.
Ne şarap içerim hatıra sabahına
ne günü uğurlar hüzün bensiz
bir sessiz damladır bu
damarın dalgasında bir an işte
nedensiz
bahçeyi bahçıvanlığımla çarp
kaç karanfilim soldu ellerimde
kaç gülüm?..
Haklısın kafası her zaman karışıktır sözün
oysa her sabah tazedir simitçide gülüş simitte güneş
ne buğday unutur güvercin gagalarını
ne güvercinler uçar buğdaysız
serçeyi kanadıyla çarp
kaç bilim?..
Unutmak mümkün olsaydı
söyler ve unuturdum;
unutmaya tutunurdum
hatırladıklarımda…
söyler ve unuturdum;
unutmaya tutunurdum
hatırladıklarımda…
Ne hatırlatır bir anda;
yüreğimin orta yeri okyanus gölgesi
sahil tuz buz bir çakıl taşı
nasıl da fırlatılır damarlarımın en kılcalına?
Küçücük
minicik
seke seke koynumda beş yara
beşi kendinle çarp
kaç bela?..
Beynimin üçüncü sayfasında kelime beldesi
harflerini vurmuşlar
her birinin gözünde kana banmış bant
ah bile diyememiş a
h uzağında yatar
elini de kırıp
manşete savurmuşlar.
Dilimi yaşamla çarp
kaç ölüm?..
Ne hatırlatır o anda
söylemekte unutmanın sesi
sev unutma
öp unutma
saçlarından okşa bir aslanı
parmak parmak tokalaş rüzgarın yelesinden
yağmur iç deniz biç
gözlerin harman iskelesinden.
Ah şu olmayan liman vapurları
sirenlerinde martı beklediğim sessizliğin müptelası
kendini kendinle çarp
kaç zulüm?..
Söyler ve unuturum.
Ne şarap içerim hatıra sabahına
ne günü uğurlar hüzün bensiz
bir sessiz damladır bu
damarın dalgasında bir an işte
nedensiz
bahçeyi bahçıvanlığımla çarp
kaç karanfilim soldu ellerimde
kaç gülüm?..
Haklısın kafası her zaman karışıktır sözün
oysa her sabah tazedir simitçide gülüş simitte güneş
ne buğday unutur güvercin gagalarını
ne güvercinler uçar buğdaysız
serçeyi kanadıyla çarp
kaç bilim?..
Unutmak mümkün olsaydı
söyler ve unuturdum;
unutmaya tutunurdum
hatırladıklarımda…
