Yüreğim SeninLe mühürLensin !
Bir ebedi sevginin koynunda , öylesine bekleyen bir yar , öylesine yol gözleyen bir sevdanın adı .
O sevgilerini dile getirmeyi becermiş , kaleme alınması mümkün olmayan dizeleri yüreğiyle yorumlayarak nağmelere taşımışdır .
Uzaksın yar , sanadır yar
Sensizlik zulüm , banadır yar
Özledim desem az olur
Hasretim diz boyu yar
Uzaklarda olmasına rağmen yanıbaşımda olan nefesi ile ,
bir nebzede olsa bana sevginin tarihini kendi kalemiyle anlatmış , yaşarcasına ikimiz için bunu bir resim misali çizmişdir .
Özlemler sana , Sevgiler sana yar .
İyiki varsın gül bakışlım .
Çöl benim içimde, acı benim içimde.
Mecnun’un, geceler ve gündüzler boyu Leylî iniltilerini bir ney gibi dinleyen kum taneleri ayaklarımın altında ateş ateş çoğalırken, geceyi özlüyorum.
Gecelerde dolunaylar gibi doğasın diye ufkumda yâr!Çölün sessizliğine düşerken yıldızlar,
yüreğimin kuytularına serinlikler insin cennet cennet ne olur! Bir aslan avcısının çölün hür ufuklarında geceyi yorumlayıp da,
“Ebedi ve ezeli Sevgilinin dört duvar arasına sıkıştırılamayacağını anladım.”
deyişi gibi ben de gönül semalarımda yıldız yıldız beliren mühürlerine bakıp seni yaşamak istiyorum içimde ey sevgili!
Benim için her gül yaprağında sen,
her yağmurda sen,
her rüzgârda sen…
Gönlümün gaflet çölünde perişan düştüğü demlerde hasretimi affıma ferman say da ne olur ötelerin tütsüsüyle yeni mühürler vur yüreğime.
Zaman ırmağının donduğu ötelerde de açılacak sonsuza uzanan yeni mühürler.
Yüreğim seninle mühürlensin.
Bir ebedi sevginin koynunda , öylesine bekleyen bir yar , öylesine yol gözleyen bir sevdanın adı .
O sevgilerini dile getirmeyi becermiş , kaleme alınması mümkün olmayan dizeleri yüreğiyle yorumlayarak nağmelere taşımışdır .
Uzaksın yar , sanadır yar
Sensizlik zulüm , banadır yar
Özledim desem az olur
Hasretim diz boyu yar
Uzaklarda olmasına rağmen yanıbaşımda olan nefesi ile ,
bir nebzede olsa bana sevginin tarihini kendi kalemiyle anlatmış , yaşarcasına ikimiz için bunu bir resim misali çizmişdir .
Özlemler sana , Sevgiler sana yar .
İyiki varsın gül bakışlım .
Çöl benim içimde, acı benim içimde.
Mecnun’un, geceler ve gündüzler boyu Leylî iniltilerini bir ney gibi dinleyen kum taneleri ayaklarımın altında ateş ateş çoğalırken, geceyi özlüyorum.
Gecelerde dolunaylar gibi doğasın diye ufkumda yâr!Çölün sessizliğine düşerken yıldızlar,
yüreğimin kuytularına serinlikler insin cennet cennet ne olur! Bir aslan avcısının çölün hür ufuklarında geceyi yorumlayıp da,
“Ebedi ve ezeli Sevgilinin dört duvar arasına sıkıştırılamayacağını anladım.”
deyişi gibi ben de gönül semalarımda yıldız yıldız beliren mühürlerine bakıp seni yaşamak istiyorum içimde ey sevgili!
Benim için her gül yaprağında sen,
her yağmurda sen,
her rüzgârda sen…
Gönlümün gaflet çölünde perişan düştüğü demlerde hasretimi affıma ferman say da ne olur ötelerin tütsüsüyle yeni mühürler vur yüreğime.
Zaman ırmağının donduğu ötelerde de açılacak sonsuza uzanan yeni mühürler.
Yüreğim seninle mühürlensin.