Eğer kanayan bir yara olduğunu kabul ediyorsanız, buna seyirci kalmamalısınız. Anadilimiz ağzımızda ana sütümüz gibidir. Biz sahip çıkmazsak, değer vermezsek, gerekli özeni göstermezsek, konuşmalarımızda ve yazışmalarımızda kurallarını önemsemezsek, düşünsenize sonumuz nasıl olur? Dilini yabancı dillerin boyunduruğundan kurtaramayan milletler uluslarını da yabancı ülkelerin boyunduruğundan kurtaramaz. Sevgili arkadaşlar, biliyorum ki hiçbiriniz bilerek ve isteyerek güzel Türkçemize zarar vermek istemezsiniz. Birazcık daha duyarlı olmanız gerekiyor.
Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum.
Göreniniz, bileniniz duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı:
“Bu günden sonra, divanda, dergahta
bârgâhta, mecliste meydanda
Türkçe’den başka dil konuşulmaya” diye
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri, fermana
Uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine , duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen , radyo
Sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın, firstlady olduğuna
Şaşıranınız var mı?
Dükkanın store, bakkalın market, torbanın poşet,
Mağazanın süper, hiper, gross market,
Ucuzluğun, dampimg olduğuna
Kananınız var mı?
İlan tahtasının billboard, sayı tablosunun skorboard,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome, çıkışında
Goodbye okuyanınız var mı?
Korumanın, muhafızın body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu
Bileniniz var mı?
Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin hasretin, nostalji olduğunu
Öğreneniz var mı?
İş hanımızın plaza, bedestenimizin galeria,
Sergi yerlerimizi, center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye
gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?
İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini
tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?
Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa,
Sponsorluk diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru pekalayı, okey
diye konuşanınız var mı?
Çarpıcı önemli haberler, flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri oley oley,
Yıldızları, star diye seyredeniniz var mı?
Vırvık dağının tepesindeki köyde,
Cafe show levhasının altında,
Acının da acısı kahvesi içeniniz var mı?
Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı
çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün el diline özendiğine, içi yananınız var mı?
Masallarımızı, tekerlemelerimizi, ata
Sözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninlerimizi kaybettik,
Türkçe’miz elden gidiyor, dizini döveniniz var var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı...
Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?
Ahmet Turan Selçuk