16/10/2007
YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARIN 3 NCÜ DÜNYA SAVAŞI VE KIYAMET PLANLARI
Siyonist Yahudilere göre, Yahudiler, Allah tarafından ‘’seçilmiş” olan üstün halktır, dünyanın hakimi, dünyayı yönetmekle görevlendirilen, kutsal insanlardır ve diğer ulusları yönetme hakkına sahiptirler. Ancak bu ”yönetme hakkı”, diğer uluslar tarafından gasp edilmiştir. Hakkın yerine getirilmesi, ”Seçilmiş Halk” ın yeryüzü egemenliğine ulaşabilmesi ise, ancak Hz. Davud soyundan gelecek olan, ”Beklenen Mesih” in yeryüzüne inip, Yahudiler’e önderlik ederek, Kudüs merkezli bir krallık kurması ile gerçekleşecektir. Bu krallık, yani Büyük İsrail Devleti’nin sınırları, Arz-ı Mev-ud, Vaad edilmiş topraklar, Nil ile Fırat Nehri’ne kadar olan topraklardır (Filistin, Lübnan, Ürdün’ün tamamı Türkiye, Suriye, Mısır ve Irak’ın bir kısmı). Hatta, o kadar ileri görüşlü olanlar vardır ki, onlara göre; Yahudilerin ayaklarını bastığı her yer onlarındır. Diğer insanlarda, insan ile hayvan arasında bir varlıktır. Onlar sadece insan silüetine bürünmüş hayvanlardır. Diğer insanların görevi, sadece Yahudilere hizmet etmek, yani köleliktir. Bu inanca göre, Mesih’e karşı ”itaatsizlik” yapacak olan ulusların durumu ise oldukça zordur! Mesih geldiğinde diğer milletler ya fethedilecek ya imha edilecek ya da dinlerinden döndürüleceklerdir. Ama sonları ne olursa olsun, o tarihten sonra İsrail için sıkıntı kaynağı olmaktan çıkacaklardır. Mesih’in gelişi, Yahudilerin binlerce yıllık tarihi boyunca hep beklenmiştir. Ama bu beklenti en çok, M.S. 70′de Romalılar tarafından Kudüs’ten kovulmalarının ardından güçlenmiştir. 70 yılında Romalılar, Kudüs’teki Hz. Süleyman Tapınağı’nı ikinci kez yıkmışlar, şehirdeki Yahudilerin büyük bölümünü katletmiş, kalanları da sürmüşlerdir. Geriye Tapınak’tan yalnızca tek bir duvar kalmıştır; o da bu ”yıkım” ın anısına Ağlama Duvarı’na dönüştürülmüştür. Mesih geri geldiğinde ise, inanışa göre, Tapınak yeniden inşa edilecek ve buradan dört bir yana hükmedecektir. İşte bu nedenle, Mesih’in gelişi ile Kudüs’teki Tapınak’ın yeniden inşası, Yahudilere göre birbiri ile çok yakından ilişkili olan iki ”vaad” dir.
Siyasi Siyonizmin ortaya çıkması ile birlikte, Haham Hirsch Kalischer tarafından geliştirilen teori, diğer hahamlarca da kabul gördü. Buna göre, Mesih’in dönüş süreci doğal olaylarla başlayacaktı: Yahudilerin Filistin’e yerleşme isteği ve diğer milletlerin gönüllü olarak bu işe yardım etmesi ile… Mesih’in ortaya çıkışı vaadlerin gerçekleşmesi için gereken şartlarsa şunlardı:
Kutsal Topraklar’da büyük ve yeterli sayıda Yahudi’nin yerleşip devlet kurulması, Kudüs’ün ele geçirilmesi ve Tapınak’ın yeniden inşa edilmesi. Bu üç şartın birincisi olan Kutsal Topraklar’daki Yahudi nüfusunun arttırılması, Siyonist hareketin önderleri tarafından bu yüzyılın başından beri uygulanmaktadır. Devlet ise 1948′de kuruldu. İkinci şart, yani Kudüs’ün ele geçirilmesi, 1967′deki Altı Gün Savaşı’nda yerine getirildi. 1980′de Kudüs ”İsrail’in ebedi başkenti” ilan edildi… Dolayısıyla, Mesih’in gelişini sağlayacak misyonlardan geriye bir tek Tapınak’ın yeniden inşa edilmesi kaldı.
19 yüzyıldır yıkık olan ve sadece tek duvarı ayakta kalan Tapınak, Yahudiler tarafından Ağlama Duvarı’na dönüştürülmüş olan Süleyman Tapınağı’dır. ”Peki Tapınak’ı inşa etmek zor birşey midir?” sorusu akla gelebilir hemen. Öyle ya, İsrailliler için bir Tapınak inşa etmenin zorluğu nedir? Zorluk, Tapınak’ın inşa edilmesinde değildir. Eski Tapınak’ın bulunduğu alan üzerinde bugün iki İslam mabedi durmaktadır: Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra. Tapınak’ın yapılabilmesi için bu iki mabedin de yıkılması gerekmektedir. Pürüz dünya Müslümanlarıdır. Onlar, varoldukları sürece, İsrailliler’in bu iki mescidi yıkmalarına izin vermemektedirler… İşte son dönemde yaşadığımız ve Kudüs sokaklarını kana bulayan çatışmaların anlamı da burada gizlidir.
Şimdi gelelim dünyadaki olaylara, hafızamızı biraz zorlayalım ;
2001 yılında Arjantin’de büyük bir kriz yaşandı, ekonomi çöktü, halk sokaklara döküldü, yağmalar oldu, ülkede çok büyük bir kaos yaşandı. Şimdi diyeceksiniz ki; konumuzla Arjantin krizinin ne alakası var? Büyük alakası var! Peki ben size bir soru sorayım. IMF ve Dünya Bankası, nüfusunun büyük bir çoğunluğu Hıristiyan olan ve içerisinde 800 bin civarında Yahudi’nin yaşadığı, Arjantin’e yardım etmez iken, Türkiye’ye neden yardım yaptı? Türkiye’yi ve Türkler’i çok mu seviyorlar acaba ne dersiniz! Şimdi size krizin olduğu zamanlarda bir gazete haberini yazıyorum iyi okuyun; “Arjantin krizi ve İsrail : Krizin çok tuhaf olumlu yansımaları, sonuçları da olacak anlaşılan. Arjantin’e binlerce kilometre uzakta, dünyanın öteki köşesindeki İsrail krizden kendisine has bir tarzda olumlu bir sonuç alacak galiba. Bu olumlu sonuç da muhtemelen nüfus bakımından gerçekleşecek. Öyle görünüyor ki, İsrail Arjantin krizinden bu ülkedeki Yahudilerin hiç olmazsa bir kısmının İsrail’e göçü dolayısıyla milli gücünü biraz artırmış olarak çıkacak. Ekonomik
krizden nasibini alan Arjantinli Yahudilerin bir kısmı şimdiden İsrail yolunu tuttu bile. Arjantin’deki Yahudi cemaatin bozulan ekonomik durumu İsrail’deki göç lobisini de cesaretlendirmiş bulunuyor elbette. Bu lobi mensuplarından Milli Dini Parti milletvekili ve aynı zamanda İsrail Parlamentosu (Knesset)’ndaki Göç ve Uyum Komitesi Başkanı olan Zvi Hendel bugünlerde ortaya çıkan ‘Arjantin fırsatı’nı değerlendirerek Arjantinli Yahudilerin büyük kısmını İsrail’e getirmek için çok çaba sarf ediyor ve bu amaçla Başbakan Ariel Şaron’u Arjantinli Yahudileri İsrail’e getirmek için bir ‘milli operasyon’ başlatılmasına ikna etmeye çalışıyor. Şaron daha geçen ayın başlarında İsrail’e yakında bir milyon Yahudi’yi getirme ile ilgili bir planının olduğunu açıklamıştı. Şaron bu açıklamayı İngiliz The Guardian gazetesine verdiği kapsamlı demeç sırasında satır arasında yapmıştı. Bu planın zaten çok bozuk olan barış süreci ve görüşmelerini gerçekten çok olumsuz şekilde etkileyeceğini bilen İsrailli diplomatlar, Şaron’un bu planını önemsiz göstermeye çalışmış, Şaron’un bu planla ilgili açıklamasını onun genel Siyonist geçmişi ile açıklamayı tercih etmişlerdi; ama tabii bu plan Filistinliler nezdinde ister istemez yeni bir tehdit, yeni bir tehlike olarak algılanmıştı. İsrail’in bugünkü ve gelecekteki nüfusu hem İsrail ve hem de Filistinliler açısından hayati öneme sahip belki de birinci konu, birinci hayati mesele… Bu bakımdan Arjantin’den gelip İsrail’in neresine yerleşeceği henüz bilinmeyen Yahudi nüfusu çok önemli bir mesele. Başbakan Ariel Şaron’un ‘1 milyon Yahudi planı’nı açıklarken kafasında Arjantin’deki Yahudi nüfus muhtemelen vardı. Zaten bugün İsrail’in nüfusunun iki dış kaynakla yeniden artması söz konusu. Bunlardan birincisi Rusya–Ukrayna, ikincisi de Arjantin. Arjantin’in ekonomik krizinin beklenmeyen olumlu yansıması ya da sonucu İsrail’in nüfusunun biraz artması olacak galiba. Nereden nereye… (27/12/2001 Zaman Gzt. Fikret Ertan)
” 3“ önemli mesaj : Yaşadıklarımız korkunç. Allah, vatanımızı korusun. Bombaların mesajı bir yana istihbarat eksikliği nedeniyle ilgili makamlarımızın derhal istifa etmesi gerekir. Son gelişmeleri daha sonra detaylandıralım. Bildiğiniz üzere, sinagoglara yapılan saldırı sonrası bir ‘mesaj alma-verme işi’dir gidiyor, buyrun derin okur, 3 mesaj da benden, ilginize…
Terör bahanesiyle savaşı körüklemekle suçlanan İsrail Başbakanı Ariel Şaron şimdi de tüm dünyadaki Yahudiler’in İsrail’e dönmelerini istedi. Roma’dan bütün Yahudiler’e seslenen Şaron, ‘Yahudiler, dünyada Yahudi gibi yaşayacağınız tek yer İsrail’e dönün’ dedi. Acaba bu mesajın teolojik bir dayanağı var mı? TIME dergisi 1 July 2002 tarihli ‘Apocalypse’ (Kıyamet) başlığıyla kapak konusu yaptı, bakınız (
www.time.com) neler yazdı: Aşırı dindar Museviler’e ve de Avengelist Hıristiyanlar’a göre, dünyadaki bütün Yahudiler Kudüs’te toplandıktan sonra, yüzyıllardır beklenen büyük an gelecek ve İsa Mesih dünyaya geri donecek (Mesih’in gelmesini isteyen Avengelist Hıristiyanlar da -yüzde 56’sı buna inanıyor-işte bu nedenle kendilerini Yahudiler’in planlarını desteklemek zorunda hissediyorlar) Mesih’in gelmesinin, Yahudiler’in Kudüs’te toplanmasının ardından da… Tanrı korusun. Devamını kendiniz TIME’dan okuyun. (21/11/2003 Akşam Gzt. Güler Kömürcü)”
Son soru : İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un “1 Milyon Yahudi planı”nı tahmin edebiliyormusunuz?
KISA NOTLAR : Irak’daki artan olayların ve Samara’da 54 kişinin öldürülmesinin asıl sebebi, 9-17 yaşlarındaki Bakire Müslüman Kızların, zorla götürülüp TECAVÜZ edilmeleri (en küçük yaştaki kız en rütbeli ABD’li Komutana sunuluyor).
Beni tanıyan arkadaşlar bilirler, Siyonistler (ABD-İngiltere-İsrail) Irak topraklarını, zorla işgal etmek için girdikleri ilk günden beri, iddia ediyorum, Siyonistler Müslüman topraklarını (Afganistan dahil) YENİK olarak terk edecekler, Allah’ın izniyle.
Bilgi için
www.noras.http//dassom3/tsakıus
Afganistan bataklığına dikkat :
Türkiye bataklığa çekilmek isteniyor. Büyük Türk Kağanı, Bilge Lider, Devlet Adamı, Sayın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ’a Suikast hazırlığı var. ABD’ye tedavi olmak için gittiği zaman, hastanede öldürmeyi başaramadılar, ama tekrar deneyecekler. Yetkililerin dikkatine.
Cenab-ı Allah Yar ve Yardımcınız olsun
Saygılarımla.
YAHUDİ UŞAKLARI!
TÜRKİYE'DEKİ BÜTÜN LOCALARINIZIN KAPATMADIĞINIZ TAKDİRDE, YARIN TEŞKİL EDECEĞİM DİVAN-I HARBİ ÖRFİ'YE, HEPİNİZİ VERİR VE ASTIRIRIM.
GAZİ.M.K.ATATÜRK
*******************************
Yukarıdaki yazıyı
http://sarsilmaz.blogcu.com/4380416/ adlı siteden aldım.Konu başlıgına konu olan belgeler olsun,benim yukarıda alıntıladıgım iddialar olsun,biraz araştırabilen insanlar için kulaga çalınmayan şeyler degil ve bir Müslüman ülke olarak genelde bu tehditlerden haberdarız da neler yapıyoruz.Orası karışık işte;Hristiyanlarda aynı şeylere inandıklarından genelde yahudilerin planlarına bir şekilde destek oluyorlar ama aksilik bizde çanak tutuyoruz.Abdullah Dilipak'ın bir yazısındada dedigi gibi adamlar BOP çerçevesinde, 60 ayda 8 müslüman ülkeyi işgal planları var ve yine bu açıklamayı yapan ABD silahlı kuvvetlerinde bir general.. Wesley Clark, Yugoslavya savaşı sırasında NATO Avrupa Müttefik Birlikleri Başkomutanı’ydı ve bu dayanaga görede yine Dilipak 7 ülkenin açıklandıgını ama sekiz ülkenin yedisinin dillendirildigini,yedincisinin ise dillendirilmediginden bahsediyor ve ne yazıktır ki Bu yahudi planının eşbaşkanlıgından gurur duyabilen bir başbakana sahibiz.Yani kısaca Yahudi planlarına çanak tutuyoruz.Öyle ki ABD Afrikada bir ülke işgal ediyor Müslüman,Asya'da bir ülke işgal ediyor Müslüman,dibimizde komşumuzu işgal ediyor,biz başını tuttuk bir şekilde yarın diger Müslüman komşularımızı da işgal edecekler muhtemelenbaşlarını tutan bu yöneticilerimizle biz olacagız.Sonrada bizim başımızı tutacak bir müslüman ülkeye gerek kalacakmı? hiç sanmıyorum.
Biz Müslümanlar olarak,attıkmı mangalda kül bırakmayız ama Filistinde toprakları işgal edilen ülkede bile bir yolunu bulur.Yahudiler şöyle kenarda dururken iki grup olur birbirimize gireriz ve sıkışan grup gider İsrail bölgesine yahudilere sıgınırız.Hatta ve hatta Büyük deha Atamızın,emperyalizmin azgın salyalı agzından çekip aldıgı ve emanet ettigi Cumhuriyeti bile nasıl yıkarım diyen gavurlarla birlik olur onların maşası oluruz.Yahudilerin ve Vatikan'ın uydurdugu Dinlerarası diyalog saçmalıgının truva atı misali savunucularını baş tacı eder neredeyse taparız.Ha gayret az kaldı sömürülmeyi kanıksadıkta,tamamıyla köleleşmeye az kaldı.Tabi gavurlar o zaman geldiginde yaşamamıza izin verirlerse ki tabi...