Hayatınız boyunca unutamıycanız bir eser!!! Okurken tüyleriniz ürperecek..Mutlaka oku

elfevaid

New member
Katılım
16 Ağu 2007
Mesajlar
194
Reaction score
0
Puanları
0
SİYON LİDERLERİNİN PROTOKOLLERİ

Arkadaşlar bu eser 1890larda yazılan ve siyonist bi toplantıdan gizlice sızdırılan bi belgedir. Elinizdeki bu belgeyi sovyetler zamanında bulundurmanın ve yayılmasına sebep olanlar hakkındaki hüküm idamdı..evet yanlış duymadınız bu eseri okumak dahi idam edilmenize sebep olabiliyodu o zamanlar. Okuduğunuz zaman siz de sovyetlere hak vereceksiniz idam konusunda çünkü hiçbi eser saklanmaya çalışılan gerçekleri bu kadar güzel ifşa edemezdi. Bu eseri okuyunca hayata,siyasete ve olaylara bakışınız değişecek ve duyduklarınıza inanamıycaksınız..Bence bu kitap hakkında başlı başına bi forum açılmalı.Bu kadar iddialıyım ve okuyunca hepiniz bana hakvereceksiniz.40-50 syflık bi döküman ama tek solukta okuyacaksınız..
Benim en çok dikkatimi çeken kısımı özellikle son parçalardaki gelecekte gelmesini bekledikleri ve onunla dünyaya hükmedeceklerini iddia ettikleri büyük liderleri; EFENDİMİZ'in hadislerinden vasıflarını fazlasıyla duyduğumuz ahir zaman alametlerinden olan DECCAL'e ne kadar da benziyor...

***Bakıp geçmeyin MUTLAKA indirin ve okuyun !!!!!!
zaten toplam boyutu 400kb

http://rapidshare.com/files/69668826/S_YON_L_DERLER_N_N_PROTOKOLLER_.pdf

Okuyan arkadaşlardan yorumlarını en kısa zamanda bekliyorum...

Emeğe Saygı Lütfen...bi teşekkür yeter :goz:
 
harika..herkesin okuyup büyük oyunları görmesi için mükemmel bi eser..okunası bi eser...
 
bu yazıların kaynağı nedir..?
yani gerçekliğini kanıtlayacak bir unsur var mı ?
 
bu yazıların kaynağı nedir..?
yani gerçekliğini kanıtlayacak bir unsur var mı ?

Kitabın takdim kısımında gerekli açıklama yapılıyor ama bi parçasını ben ekleyim:

TAKDİM
Siyon Liderlerinin Protokollan bir kısım, Yahudi liderleri tarafından, hiçbir zaman gerçekleşmesine imkân olmayan dünya üzerinde Yahudi hâkimiyeti altında tek bir devlet kurmak hayalleri ile hazırlanmış bir programdır.

Bu kitabın ilk defa 1902/1903 kışında bir Moskova gazetesinde tefrika halinde neşredildiği sanılmaktadır. 1903 yılında yine Rusya'da diğer bir Rusca gazetede tefrika edilmiştir. Her iki tefrika da Rusya dışında meçhul kalmıştır. 1905 yılında Rus papazı profesör Sergyei Nilus tarafından kitap halinde bastırılarak neşredilmiştir. Sergyei Nilus bahis konusu kitabın baş tarafındaki yazısında, kitabın kendisine bir arkadaşı tarafından el yazması halinde verildiğini, o arkadaşının bunları bir kadından aldığını, kadının ise Fransadaki bir mason cemiyeti toplantîsı sonunda bunları mason cemiyetinin en nüfuzlu liderlerinden birinden çalmış olduğunu beyan etmiştir. Sergyei Nilus aynı yazısında bunların bir toplantı zabıtnamesi olmayıp toplantıda okunan nutuklar olduğunu ve bu protokollardan bir tanesinin kayıp olduğunun açıkça anlaşıldığını ifade etmektedir.

Yukarda bahsedilen Rusca neşriyat komünist ihtilalinden evvel Rusya dışında meçhul kalmış ise de komünist ihtilâlinden sonra Rusya dışına kaçabilen bîr kısım kimseler tarafından Sergyei Nilus'un neşrettiği kitap Amerika ve Almanya'ya götürülmüştür. Bu arada îngiltere'de British Museum kütüphanesi bunlardan bir nüsha elde etmiştir ve halen o kütüphanede 3926.d.5 numarada kayıtlı olarak bulunmaktadır.

Sergyei Nilus 1917 senesinde, 1905 senesinde neşrettiği kitabın diğer bir baskısını hasırlamış fakat bu kitap piyasaya çıkmadan Yahudi Kerenski tarafından ihtilal yapılmış ve iktidara geçen Kerenski bu kitabın bütün nüshalarının toplanarak imha edilmesi için emir vermiştir. Daha sonra Sergyei Nilus komünist gizli polis teşkilatı tarafından tevkif edilerek kendisine işkence yapılmış ve Sibirya'ya sürülmüştür. Bilahare Sergyei Nilus orada ölmüş veya öldürülmüştür.

Rusya'da komünistler iktidara geçince bu kitaba sadece sahip olmayı dahi Ölüm cezasını gerektiren bir suç saymışlardır. Bu kanun Rusya'da, halen yürürlüktedir. Rusya'da bu kitabın basılması ve satılması yasak olduğu gibi bu kitaptan bir nüshasına sahip olan kimseler de ölüm cezasına çarptırılmaktadırlar. Diğer komünist devletlerde de durum aynıdır. Komünist olmayan devletlerde ise Güney Afrika Birliğinde bu kitaba sahip olmak kanunla yasaklanmıştır ve bu kitaptan elde eden kimselere ölüm cezası dışında ağır cezalar verilmekledir....
 
Ne demek kardeş umarım eser hoşunuza gider...ben bir parçasını daha eklemeden geçemiycem:

Üçüncü protokolün baş taraflarında sembolik yılandan bahsedilmektedir. Protokolların îngilizce tercümesinde bu mevzuda yazılanlara göre Yahudilerce, yılanın başı Yahudilerin plânlarını tertip eden kimseleri, yılanın gövdesi ise diğer Yahudileri temsil ediyormuş. Yılanın başı bir yere girince oradaki Yahudi Olmayan güçler ile mücadele ederek onları ezmeğe çalışırmış ve yılanın başı Kudüsten hareket ederek birçok yerleri işgal edip tekrar Kudüse dönerek devrini tamamlayacakmış. İngilizce tercümede yılanın işgal hedeflerinden Kudüsten evvelki son şehrin istanbul olduğu kaydedilmekte ve şu not ilâve edilmektedir: «Bu harita Jön Türk hareketinin yâni Türkiyedeki Yahudi ihtilâlinin vukuundan senelerce önce çizilmiştir.»
Dikkat edilecek bir nokta da Sosyalizm, Anarşizm ve Komünizmin Yahudilerce desteklenip yürütüldüğünün üçüncü protokolda açıkça beyan edilmiş olmasıdır.
(Ama bu kitabı okurken 1900lerden önce yazıldığını aklınızdan çıkarmayın)
 
16/10/2007
YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARIN 3 NCÜ DÜNYA SAVAŞI VE KIYAMET PLANLARI

Siyonist Yahudilere göre, Yahudiler, Allah tarafından ‘’seçilmiş” olan üstün halktır, dünyanın hakimi, dünyayı yönetmekle görevlendirilen, kutsal insanlardır ve diğer ulusları yönetme hakkına sahiptirler. Ancak bu ”yönetme hakkı”, diğer uluslar tarafından gasp edilmiştir. Hakkın yerine getirilmesi, ”Seçilmiş Halk” ın yeryüzü egemenliğine ulaşabilmesi ise, ancak Hz. Davud soyundan gelecek olan, ”Beklenen Mesih” in yeryüzüne inip, Yahudiler’e önderlik ederek, Kudüs merkezli bir krallık kurması ile gerçekleşecektir. Bu krallık, yani Büyük İsrail Devleti’nin sınırları, Arz-ı Mev-ud, Vaad edilmiş topraklar, Nil ile Fırat Nehri’ne kadar olan topraklardır (Filistin, Lübnan, Ürdün’ün tamamı Türkiye, Suriye, Mısır ve Irak’ın bir kısmı). Hatta, o kadar ileri görüşlü olanlar vardır ki, onlara göre; Yahudilerin ayaklarını bastığı her yer onlarındır. Diğer insanlarda, insan ile hayvan arasında bir varlıktır. Onlar sadece insan silüetine bürünmüş hayvanlardır. Diğer insanların görevi, sadece Yahudilere hizmet etmek, yani köleliktir. Bu inanca göre, Mesih’e karşı ”itaatsizlik” yapacak olan ulusların durumu ise oldukça zordur! Mesih geldiğinde diğer milletler ya fethedilecek ya imha edilecek ya da dinlerinden döndürüleceklerdir. Ama sonları ne olursa olsun, o tarihten sonra İsrail için sıkıntı kaynağı olmaktan çıkacaklardır. Mesih’in gelişi, Yahudilerin binlerce yıllık tarihi boyunca hep beklenmiştir. Ama bu beklenti en çok, M.S. 70′de Romalılar tarafından Kudüs’ten kovulmalarının ardından güçlenmiştir. 70 yılında Romalılar, Kudüs’teki Hz. Süleyman Tapınağı’nı ikinci kez yıkmışlar, şehirdeki Yahudilerin büyük bölümünü katletmiş, kalanları da sürmüşlerdir. Geriye Tapınak’tan yalnızca tek bir duvar kalmıştır; o da bu ”yıkım” ın anısına Ağlama Duvarı’na dönüştürülmüştür. Mesih geri geldiğinde ise, inanışa göre, Tapınak yeniden inşa edilecek ve buradan dört bir yana hükmedecektir. İşte bu nedenle, Mesih’in gelişi ile Kudüs’teki Tapınak’ın yeniden inşası, Yahudilere göre birbiri ile çok yakından ilişkili olan iki ”vaad” dir.

Siyasi Siyonizmin ortaya çıkması ile birlikte, Haham Hirsch Kalischer tarafından geliştirilen teori, diğer hahamlarca da kabul gördü. Buna göre, Mesih’in dönüş süreci doğal olaylarla başlayacaktı: Yahudilerin Filistin’e yerleşme isteği ve diğer milletlerin gönüllü olarak bu işe yardım etmesi ile… Mesih’in ortaya çıkışı vaadlerin gerçekleşmesi için gereken şartlarsa şunlardı:
Kutsal Topraklar’da büyük ve yeterli sayıda Yahudi’nin yerleşip devlet kurulması, Kudüs’ün ele geçirilmesi ve Tapınak’ın yeniden inşa edilmesi. Bu üç şartın birincisi olan Kutsal Topraklar’daki Yahudi nüfusunun arttırılması, Siyonist hareketin önderleri tarafından bu yüzyılın başından beri uygulanmaktadır. Devlet ise 1948′de kuruldu. İkinci şart, yani Kudüs’ün ele geçirilmesi, 1967′deki Altı Gün Savaşı’nda yerine getirildi. 1980′de Kudüs ”İsrail’in ebedi başkenti” ilan edildi… Dolayısıyla, Mesih’in gelişini sağlayacak misyonlardan geriye bir tek Tapınak’ın yeniden inşa edilmesi kaldı.

19 yüzyıldır yıkık olan ve sadece tek duvarı ayakta kalan Tapınak, Yahudiler tarafından Ağlama Duvarı’na dönüştürülmüş olan Süleyman Tapınağı’dır. ”Peki Tapınak’ı inşa etmek zor birşey midir?” sorusu akla gelebilir hemen. Öyle ya, İsrailliler için bir Tapınak inşa etmenin zorluğu nedir? Zorluk, Tapınak’ın inşa edilmesinde değildir. Eski Tapınak’ın bulunduğu alan üzerinde bugün iki İslam mabedi durmaktadır: Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra. Tapınak’ın yapılabilmesi için bu iki mabedin de yıkılması gerekmektedir. Pürüz dünya Müslümanlarıdır. Onlar, varoldukları sürece, İsrailliler’in bu iki mescidi yıkmalarına izin vermemektedirler… İşte son dönemde yaşadığımız ve Kudüs sokaklarını kana bulayan çatışmaların anlamı da burada gizlidir.

Şimdi gelelim dünyadaki olaylara, hafızamızı biraz zorlayalım ;

2001 yılında Arjantin’de büyük bir kriz yaşandı, ekonomi çöktü, halk sokaklara döküldü, yağmalar oldu, ülkede çok büyük bir kaos yaşandı. Şimdi diyeceksiniz ki; konumuzla Arjantin krizinin ne alakası var? Büyük alakası var! Peki ben size bir soru sorayım. IMF ve Dünya Bankası, nüfusunun büyük bir çoğunluğu Hıristiyan olan ve içerisinde 800 bin civarında Yahudi’nin yaşadığı, Arjantin’e yardım etmez iken, Türkiye’ye neden yardım yaptı? Türkiye’yi ve Türkler’i çok mu seviyorlar acaba ne dersiniz! Şimdi size krizin olduğu zamanlarda bir gazete haberini yazıyorum iyi okuyun; “Arjantin krizi ve İsrail : Krizin çok tuhaf olumlu yansımaları, sonuçları da olacak anlaşılan. Arjantin’e binlerce kilometre uzakta, dünyanın öteki köşesindeki İsrail krizden kendisine has bir tarzda olumlu bir sonuç alacak galiba. Bu olumlu sonuç da muhtemelen nüfus bakımından gerçekleşecek. Öyle görünüyor ki, İsrail Arjantin krizinden bu ülkedeki Yahudilerin hiç olmazsa bir kısmının İsrail’e göçü dolayısıyla milli gücünü biraz artırmış olarak çıkacak. Ekonomik

krizden nasibini alan Arjantinli Yahudilerin bir kısmı şimdiden İsrail yolunu tuttu bile. Arjantin’deki Yahudi cemaatin bozulan ekonomik durumu İsrail’deki göç lobisini de cesaretlendirmiş bulunuyor elbette. Bu lobi mensuplarından Milli Dini Parti milletvekili ve aynı zamanda İsrail Parlamentosu (Knesset)’ndaki Göç ve Uyum Komitesi Başkanı olan Zvi Hendel bugünlerde ortaya çıkan ‘Arjantin fırsatı’nı değerlendirerek Arjantinli Yahudilerin büyük kısmını İsrail’e getirmek için çok çaba sarf ediyor ve bu amaçla Başbakan Ariel Şaron’u Arjantinli Yahudileri İsrail’e getirmek için bir ‘milli operasyon’ başlatılmasına ikna etmeye çalışıyor. Şaron daha geçen ayın başlarında İsrail’e yakında bir milyon Yahudi’yi getirme ile ilgili bir planının olduğunu açıklamıştı. Şaron bu açıklamayı İngiliz The Guardian gazetesine verdiği kapsamlı demeç sırasında satır arasında yapmıştı. Bu planın zaten çok bozuk olan barış süreci ve görüşmelerini gerçekten çok olumsuz şekilde etkileyeceğini bilen İsrailli diplomatlar, Şaron’un bu planını önemsiz göstermeye çalışmış, Şaron’un bu planla ilgili açıklamasını onun genel Siyonist geçmişi ile açıklamayı tercih etmişlerdi; ama tabii bu plan Filistinliler nezdinde ister istemez yeni bir tehdit, yeni bir tehlike olarak algılanmıştı. İsrail’in bugünkü ve gelecekteki nüfusu hem İsrail ve hem de Filistinliler açısından hayati öneme sahip belki de birinci konu, birinci hayati mesele… Bu bakımdan Arjantin’den gelip İsrail’in neresine yerleşeceği henüz bilinmeyen Yahudi nüfusu çok önemli bir mesele. Başbakan Ariel Şaron’un ‘1 milyon Yahudi planı’nı açıklarken kafasında Arjantin’deki Yahudi nüfus muhtemelen vardı. Zaten bugün İsrail’in nüfusunun iki dış kaynakla yeniden artması söz konusu. Bunlardan birincisi Rusya–Ukrayna, ikincisi de Arjantin. Arjantin’in ekonomik krizinin beklenmeyen olumlu yansıması ya da sonucu İsrail’in nüfusunun biraz artması olacak galiba. Nereden nereye… (27/12/2001 Zaman Gzt. Fikret Ertan)
” 3“ önemli mesaj : Yaşadıklarımız korkunç. Allah, vatanımızı korusun. Bombaların mesajı bir yana istihbarat eksikliği nedeniyle ilgili makamlarımızın derhal istifa etmesi gerekir. Son gelişmeleri daha sonra detaylandıralım. Bildiğiniz üzere, sinagoglara yapılan saldırı sonrası bir ‘mesaj alma-verme işi’dir gidiyor, buyrun derin okur, 3 mesaj da benden, ilginize…
Terör bahanesiyle savaşı körüklemekle suçlanan İsrail Başbakanı Ariel Şaron şimdi de tüm dünyadaki Yahudiler’in İsrail’e dönmelerini istedi. Roma’dan bütün Yahudiler’e seslenen Şaron, ‘Yahudiler, dünyada Yahudi gibi yaşayacağınız tek yer İsrail’e dönün’ dedi. Acaba bu mesajın teolojik bir dayanağı var mı? TIME dergisi 1 July 2002 tarihli ‘Apocalypse’ (Kıyamet) başlığıyla kapak konusu yaptı, bakınız (www.time.com) neler yazdı: Aşırı dindar Museviler’e ve de Avengelist Hıristiyanlar’a göre, dünyadaki bütün Yahudiler Kudüs’te toplandıktan sonra, yüzyıllardır beklenen büyük an gelecek ve İsa Mesih dünyaya geri donecek (Mesih’in gelmesini isteyen Avengelist Hıristiyanlar da -yüzde 56’sı buna inanıyor-işte bu nedenle kendilerini Yahudiler’in planlarını desteklemek zorunda hissediyorlar) Mesih’in gelmesinin, Yahudiler’in Kudüs’te toplanmasının ardından da… Tanrı korusun. Devamını kendiniz TIME’dan okuyun. (21/11/2003 Akşam Gzt. Güler Kömürcü)”

Son soru : İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un “1 Milyon Yahudi planı”nı tahmin edebiliyormusunuz?

KISA NOTLAR : Irak’daki artan olayların ve Samara’da 54 kişinin öldürülmesinin asıl sebebi, 9-17 yaşlarındaki Bakire Müslüman Kızların, zorla götürülüp TECAVÜZ edilmeleri (en küçük yaştaki kız en rütbeli ABD’li Komutana sunuluyor).
Beni tanıyan arkadaşlar bilirler, Siyonistler (ABD-İngiltere-İsrail) Irak topraklarını, zorla işgal etmek için girdikleri ilk günden beri, iddia ediyorum, Siyonistler Müslüman topraklarını (Afganistan dahil) YENİK olarak terk edecekler, Allah’ın izniyle.

Bilgi için www.noras.http//dassom3/tsakıus
Afganistan bataklığına dikkat :
Türkiye bataklığa çekilmek isteniyor. Büyük Türk Kağanı, Bilge Lider, Devlet Adamı, Sayın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ’a Suikast hazırlığı var. ABD’ye tedavi olmak için gittiği zaman, hastanede öldürmeyi başaramadılar, ama tekrar deneyecekler. Yetkililerin dikkatine.
Cenab-ı Allah Yar ve Yardımcınız olsun
Saygılarımla.

YAHUDİ UŞAKLARI!
TÜRKİYE'DEKİ BÜTÜN LOCALARINIZIN KAPATMADIĞINIZ TAKDİRDE, YARIN TEŞKİL EDECEĞİM DİVAN-I HARBİ ÖRFİ'YE, HEPİNİZİ VERİR VE ASTIRIRIM.

GAZİ.M.K.ATATÜRK
*******************************
Yukarıdaki yazıyı http://sarsilmaz.blogcu.com/4380416/ adlı siteden aldım.Konu başlıgına konu olan belgeler olsun,benim yukarıda alıntıladıgım iddialar olsun,biraz araştırabilen insanlar için kulaga çalınmayan şeyler degil ve bir Müslüman ülke olarak genelde bu tehditlerden haberdarız da neler yapıyoruz.Orası karışık işte;Hristiyanlarda aynı şeylere inandıklarından genelde yahudilerin planlarına bir şekilde destek oluyorlar ama aksilik bizde çanak tutuyoruz.Abdullah Dilipak'ın bir yazısındada dedigi gibi adamlar BOP çerçevesinde, 60 ayda 8 müslüman ülkeyi işgal planları var ve yine bu açıklamayı yapan ABD silahlı kuvvetlerinde bir general.. Wesley Clark, Yugoslavya savaşı sırasında NATO Avrupa Müttefik Birlikleri Başkomutanı’ydı ve bu dayanaga görede yine Dilipak 7 ülkenin açıklandıgını ama sekiz ülkenin yedisinin dillendirildigini,yedincisinin ise dillendirilmediginden bahsediyor ve ne yazıktır ki Bu yahudi planının eşbaşkanlıgından gurur duyabilen bir başbakana sahibiz.Yani kısaca Yahudi planlarına çanak tutuyoruz.Öyle ki ABD Afrikada bir ülke işgal ediyor Müslüman,Asya'da bir ülke işgal ediyor Müslüman,dibimizde komşumuzu işgal ediyor,biz başını tuttuk bir şekilde yarın diger Müslüman komşularımızı da işgal edecekler muhtemelenbaşlarını tutan bu yöneticilerimizle biz olacagız.Sonrada bizim başımızı tutacak bir müslüman ülkeye gerek kalacakmı? hiç sanmıyorum.
Biz Müslümanlar olarak,attıkmı mangalda kül bırakmayız ama Filistinde toprakları işgal edilen ülkede bile bir yolunu bulur.Yahudiler şöyle kenarda dururken iki grup olur birbirimize gireriz ve sıkışan grup gider İsrail bölgesine yahudilere sıgınırız.Hatta ve hatta Büyük deha Atamızın,emperyalizmin azgın salyalı agzından çekip aldıgı ve emanet ettigi Cumhuriyeti bile nasıl yıkarım diyen gavurlarla birlik olur onların maşası oluruz.Yahudilerin ve Vatikan'ın uydurdugu Dinlerarası diyalog saçmalıgının truva atı misali savunucularını baş tacı eder neredeyse taparız.Ha gayret az kaldı sömürülmeyi kanıksadıkta,tamamıyla köleleşmeye az kaldı.Tabi gavurlar o zaman geldiginde yaşamamıza izin verirlerse ki tabi...
 
yaşamkta olduklarımız ve yaşadıklarımıza bakılırsa bu kitabı kanıtlayıcı başka bir unsura gerek kalmayacağını düşünüyorum.çok fazla geriye değil sadece 45-50 yıl geriye bakalım.herşey ortada zaten..
 
dosyayı indirdim ancak worda acılmıyor daha doğrusu karakterler karmakarısık dosyalarda bir sorun mu var yardım lütfen
 
Ayarlarınızda bir sorun vardır çüğnkü ben indirdim ve hiç bir sorunla karşılaşmadım.Mesela dil ayarları olabilir.
 
Hocam sorun olmaması lazım ama dosyayı office 2007deki word de hazırladım farklı bi uzantıda kaydediyor olabilir,onun için şimdi pdf te hazırlıyorum.Pdf uzantılı olanı ekliycem birazdan..sorunun tam olarak ne olduğunu anlamadım ama elinizdeki dökümanı da kullanabilrsiniz ama dil ayarları ile oynamanız gekebilir belki

Arkadaşlar dosya pdf formatında yeniden yüklenmiştir
 
arkadaşlar hala indirip okuyanınız olmadımı bu kitabı :( çok önemli bi eser bu kaçırmayın inanın indirdiğinize pişman olmuycaksınız,bi daha kolay kolay okuyamazsınız ve neleri kaçırdığınızı bilemiyceksiniz...
boyutu yalnızca 0.2 mb
 
bu yazıların kaynağı nedir..?
yani gerçekliğini kanıtlayacak bir unsur var mı ?


kaynak: oncelikle bu yazilmis bir kitap degil [yanlis hatirlamiyorsam assagi yukari 100yil kadar once] rusyada gerceklesen gizli bir sion toplantisindan calinan "resmi belge"lerin kitap haline getirilmis sekli.

kanitlayacak unsur: paylasan arkadasin da onerdigi gibi oncelikle okursaniz eger bir daha "inamayin bunlara" deseler bile kulak asmazsiniz cunku zaten kanitlarini yillardir hergun gordugunuzu fark ediceksiniz.

arkadasin paylasiminda belgelerin basindan gecen maceralar,ortbas edilme cabalari,aciklamak isteyenlere acilan davalar,bazi ulkelerde konuyla ilgili mahkemelerde evreklarin sirra kadem basmalari,dunyanin en iyi konunan kutuphanelerinde ya gizli,ya da sirra kade basmis olduklari anlatilmismi henuz bilmiyorum[birazdan ogrenicem] ama su kadarini soyliyim madem ki bu vatanin evlatlariyiz korumak icin herseyi yapariz diyoruz bu once karsimizdakini tanimayi gerektirir,bu kitapta bu konuda emin olun bicilmis kaftan...belki filmlerden etkilenip vatan sevgisini kurusıkı kabadayilik gosterisi yaparak gostern bu sekilde vatanina faydali oldugunu sanan genc arkadaslarimiza/kardeslerimiza faydasi olur....evet ulkesi ugruna olucek milyonlarca insana sahip olmak cok buyuk bir onur ama emin olun cok cuyuk bir guc degil, bu kitapta g.t kadar boyla nasil dunya yonetilir o yaziyor eger daha once okudugum kitapsa bu...birazdan solicem o mu degil mi... paylasan arkadasa tesekkurler

evet arkadaslar yukarida anlattigim kitabin ta kendisi,mutlaka okuyun bunu...paylasan arkadasa tekrar tesekkurler
 
ilgin için asıl ben teşekkür ederim ARAN_1.. keşke herkez senin kadar duyarlı olsa,ama ülkemin insanı okumayı öğrenmeyi önemli,gerekli bi iş olarak görmüyor...zaten başımıza ne geliyosa bu duyarsızlıktan geliyo
 
Geri
Üst