AKP'ye seçimi kim kazandırdı?

eiffel

Forumun Kulesi
Katılım
10 Mar 2006
Mesajlar
5,705
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Her insan büyük bir alemdir.İnsan düşünceden ibare
CHP seçim yenilgisini raporlaştırdı, özeleştiri yapacak hata bulamadı

CHP Merkez Yönetim Kurulu'nun (MYK) milletvekili genel seçimi sonuçlarına ilişkin raporunda, AK Parti'nin beklentilerin ve tahminlerin üzerinde oy aldığı, CHP'nin oy oranının ise beklentileri karşılamadığı ifade edilerek, ''2002'de AKP'ye destek veren tarikatlar, ikinci cumhuriyetçiler ve belirli batılı odaklar, 2007'de de iktidarın arkasında yer aldı. Bu kez destekleri daha güçlüydü'' iddiasında bulunuldu.
4zwjc6v.gif

CHP MYK tarafından hazırlanarak Parti Meclisi'ne (PM) sunulan raporda, genel seçimlere yönelik çalışmalar ve seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelere yer verildi.

Raporda, CHP'nin 2002'de yüzde 19.39 olan oy oranını yüzde 20.68'e çıkararak 2. parti olduğu, ancak bu sonucun beklentileri karşılamadığı ifade edilirken, AK Parti'nin ise beklenti ve tahminlerin üzerinde oy aldığına işaret edildi.

''CHP'ye yakın olduğu düşünülen seçmen kitlelerinin seçime katılım oranı düşük kaldı'' varsayımının geçerli olmadığı, CHP'nin göreli olarak daha yüksek oy oranlarına ulaştığı kentlerdeki seçime katılım oranlarının bunu kanıtladığı görüşü dile getirilen raporda, il il seçim sonuçlarına yer verildi.

Raporda, CHP'nin, 2002 genel seçimlerine göre en çok aralarında Tunceli, Ağrı, Iğdır, Siirt ve Şanlıurfa'nın da bulunduğu doğu ve güneydoğu bölgelerinde gerilediğine dikkat çekilirken, Türkiye'nin gelişmiş bölgelerinde ise oyların artış gösterdiği vurgulandı.

Seçim sonuçlarını AK Parti lehine etkileyen bazı faktörlere de dikkat çekilen raporda, özetle şu görüşlere yer verildi.

''-2002'de AKP'ye destek veren tarikatlar, 2. cumhuriyetçiler ve belirli batılı odaklar, 2007'de de iktidarın arkasında yer aldılar. Üstelik bu kez destekleri daha güçlüydü.

-Tırmanan terör karşısında inisiyatifi ABD ve Kuzey Irak'ın insafına terk eden iktidar, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kafa karıştırıcı mesajlarla halkı yanıltarak, tarikatçı cemaat ve aşiret ilişkilerinden de yararlanarak çok yaygın bir destek sağladı. AKP'ye destek giderek büyük kentlerin varoşlarında yaşama tutunmaya çalışan Kürt kökenli yurttaşlarımız arasında da yaygınlaştı.

-Dinin en geniş anlamda siyasi amaçlarla kullanılması, halkımızın din duygularının sömürülmesi, cami hocalarının önemli bölümünün AKP propagandasında aktif rol üstlenmesi ile dinine bağlı Anadolu insanı üzerinde etkinlik sağlandı.

-'İkinci Cumhuriyetçilik' söylemi, adeta resmi ideolojiye dönüştürüldü. Sayıları az ancak medya üzerinde etkinlikleri yüksek olan ikinci Cumhuriyetçiler, adeta beyinleri yıkadı.

-Merkez sağın kendi içinde bütünleşememesi ile sağda oluşan çözülme sonucu AKP'ye destek aktı.

-Ekonomik istikrar endişesine kapılanlar 'iktidar değişmesin, tek parti iktidarı sürsün' saplantısıyla AKP'ye yöneldi.

-IMF'nin örtülü onayı ile özellikle son 1 ayda uygulamaya konulan aldatmacı sosyal politikaların cazibesine kapılanlar AKP'ye destek verdi.

-Kamu kaynakları ile bireysel yarar sağlama operasyonlarına, promosyon dağıtımına teslim olanlardan destek sağlandı.

-Partilerin seçim harcamaları denetlenemedi. AKP'nin metropol belediyeler düzeyinde son 2 yıldır uygulamakta olduğu hane halkına gıda ve kömür desteği, seçim kampanyası döneminde katlanarak artırıldı. Seçim rüşveti niteliğindeki gıda torbaları ile seçmene para dağıtılmasına göz yumuldu.''


Kaynak
Kaynak2
 


CHP Merkez Yönetim Kurulu'nun (MYK) seçim sonuçlarına ilişkin hazırladığı rapora göre, AKP'ye seçimleri, “tarikatlar, ikinci cumhuriyetçiler ve belirli batılı odaklar” kazandırdı.

CHP'de seçim sonuçlarının değerlendirilmesi sürüyor. Bu kapsamda MYK'nın hazırladığı değerlendirme raporu Parti Meclisi üyelerine dağıtıldı. Raporda, 22 Temmuz seçimleri dönemi propaganda çalışmaları, seçim sonuçları ve değerlendirilmesi, seçim sonuçlarını AKP lehine etkileyen faktörler ve örgütteki gelişmeler incelendi. Raporda yer alan bazı değerlendirmeler şöyle:

"-Tarikatların, AKP iktidarına yönelik desteğini medya yardımı ile yoğunlaştırması,

-Belirli batılı odakların AKP iktidarına yönelik desteklerini artırmaları,

-Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tarikatçı cemaat ve aşiret ilişkilerinden de yararlanarak çok yaygın bir destek sağlanması,

-Cami hocalarının önemli bölümünün AKP propagandasında aktif rol üstlenmesi,

-Sayıları az ancak medya üzerinde etkinlikleri yüksek olan ikinci cumhuriyetçilerin çalışmaları,

-Başta TRT ve devlet tarafından devralınan ve seçim sürecinde elden çıkarılmayan radyo ve televizyon kuruluşları olmak üzere, yazılı ve görsel medyanın çok önemli bölümü iktidar partisinin propagandası yapması,

-Propagandanın yasak döneminde telefon üzerinden Tayyip Erdoğan'ın sesi ile yüz binlerce kişiye propaganda yapılması,

-Sermaye kesimi sözcülerinin ve medyanın önemli bölümü iktidarın etki alanı içine çekilmesi,

-‘Sıcak para girişi tersine döner, istikrar bozulur, kur yükselir' endişesi taşıyan sermaye kesimlerinin, döviz üzerinden borçlanmış olanlar, KOBİ'lerin, tüketici veya konut kredisi kullanan halk kesimlerinin, ‘iktidar değişmesin, tek parti sürsün' saplantısı ile AKP'ye yönelmesi,

-IMF'nin onayı ile özellikle son bir ayda uygulamaya konan aldatmacı sosyal politikaların cazibesine kapılanların desteği,

-Çiftçiye, memura, emekliye verilmemiş, ertelenmiş olan hakları bir çırpıda ödeyerek, ‘sözde çiftçi-memur-emek dostu- bir dönemin başlayacağı bir imajın yaygınlaşması,

-Sağlıkta, ‘sözde' bedava döneme geçilmesi, sosyal güvenlik'te ‘sözde' tüm kadınların kapsam içine alınacağı vaatleri ile son beş yılda sosyal devlet yapılandırılmasında yaratılmış olan tahribatın, geçici de olsa unutturulması,

-Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, resmi törenlerin yasak olduğu propaganda döneminde, TOKİ eşliğinde görkemli temel atma törenleri düzenleterek, yoksulların, ‘sözde' ev vaatleri ile kandırılması,

-AKP'li belediyelerin seçim rüşveti niteliğindeki gıda torbaları ile seçmene para dağıtılmasına göz yumulması,

-Bakanlıkların, AKP kadrolarının güdümündeki devlet kurumları ile AKP'li belediyelerin tüm organizasyon yetenekleri ve maddi olanakları göz boyama ve gönül alma faaliyetleri olarak iktidar partisi lehine kullanılması,

-Merkez sağın kendi içinde bütünleşememesi ile sağda oluşan çözülme sonucunun AKP'ye doğrudan destek olması".

ANKA
 
eline sağlık kemal..çok doğru.
 
konuları birleştirdim..
 
Kediler ve ciğerleri hatırlayalım
(Ahlaksız siyasete ahlaksız cevaplar verilir naapalım...)
 
bence her yenilgiden bir ders çıkarabilmek onurluca bir erdemdir...
 
mMUSTANGg' Alıntı:
bence her yenilgiden bir ders çıkarabilmek onurluca bir erdemdir...
Kesinlikle kardeş ve AKP ninde bu zaferini sürekli bi sebebe bağlamak için konşmakta çok apdalca adamlar 4 buçk sene boyunca çalıştılar çabaladılar ve hatta başbakanın bi 2002 de iktidara geldiğindeki foto syla şimdiyi karşılaştıralım çalışmayan hizmet etmeyen adam o kdar sorumluluğn bilincinde olmayana adam 4 senede çökermi bu kdar
Sonuçtada adamlar kazandı helal olsun vall Allah yolllarını açık etsin...
 
bu kadar başarılı olmalarının sebebi milletin artık tansu çiller,mesut yılmaz ,vs gibi kişilerin birlik olup bir iktidar oluşturması ve bu iktidar içinde kendi çıkarları uğruna bu iktidardaki birliği bitirmelerinden bıkması;aynı zamanda türkiyede her 3 kişiden birinin banka kredisi vs gibi durumlardan borcu var piyasalar üzerindeki düzenin devamını millet istiyor bunun için akp ye oy verdi ve akp devle dairelerinde kimseyi küstürmedi diğer dönemlerdeki gibi herkesin işini az çok yaptı aşırı rüşvet isteyen işler hariç
 
Çıkardığı rapora bakılırsa CHP gene ders almamışa benziyor bula bula bu sebeplerimi bulmuş? Yazık yahu hala kafa kumun içinde bekliyoruz ne zaman dışarıya çıkacak.
 
recep tayyip erdoğanın karizmatik liderliği (işletme yönetimi organizasyon gibi dersler gören arkadaşlar ne dediğimi anlayacaklardır yanlış anlaşılmasın)
 
akp türkiyeyi satma sözü vermiştir buna karşılıksa iktidarı almıstır iyi bir pazarlıktır onların açısından ama bir gün bela olacak bir anlaşmadır
 
hiç utanmadan bide başkalarını suçlamışlar yani bildigimiz chp hala aynı özeleştiride bile çamur atma politikası çamur atmak üzerinden siyaset yapma işine devam
Nezaman gerçek anlamda siyaset yapacaklar merak ediyorum
Muhalefet olmayı bile beceremeyen bir parti iktidar olursa vay halimize
 
Ak partinin siyaset anlayışı hiç bir partide yok.Helal olsun Ak partiye...
 
Hürriyet'in yourumu:

15533.jpg

832646873.jpg

963754656.jpg

471395716.jpg

488247484.jpg

240820924.jpg

590548725.jpg

865388701.jpg


Akp'yi iktidar yapan ,halkı anlamaktan uzak ve korkular empoze eden tümüyle başarız bir muhalefet çizgisi izleyen Chp ve onun Genel Başkanı Deniz Baykal'dır.İşte karikatürün dili:

Karışık:

32808.jpg

memecantank.jpg

20070714101525nf2.jpg

20070716095308iy3.jpg

adszbl7.jpg

baykalvr1.jpg

uzlasmacd7.gif

bizim%20cty_1.gif

halkdesteich3.gif

kriz-deniz.jpg

bizimcity.gif

10

haber.20070727094909.jpg

baykalgul2.jpg
 
Seçim sırasında ben Anadolu'da dolaşırken, bazı CHP il ve ilçe merkezlerinde gördüğüm manzaraları anımsıyorum. Bazılarında okey oynanıyor ya da kafa çekiliyor, Türkiye kurtarılıyor. Sanki kahvehane.

Yalçın DOĞANIN 06.09.2007 tarihli yazısından bir bölüm

Bu satırları okuyanlar Neden Ak partinin seçimleri herzaman kazandıpının ip ucu
 
bağnazlıkla nereye kadar ?



Bu sözlerimiz AKP’ye oy atan tüm vatandaşlaradır;

Çanakkale Savaşı ile başlayan ve 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla resmen ilan edilen İstiklâl Savaşı ile Türk evladının mübarek kanı üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en ağır kuşatması ile karşı karşıya bulunmaktadır. 2007’ye geldiğimizde ise AB+D yönetiminin her isteği emir telâkki edilir olmuş, her alanda 84 yılın kazanımları olan Türk Devleti’nin bütün “kırmızı çizgileri” resmen ihlâl edilmiş hatta yok edilmiştir.

1938’de Başbuğ Atatürk’ün ebediyete intikali ile başlayan “milli şef” döneminde; ilk iş ders kitaplarından, devlet dairelerinden, paralarımızın üstünden Başbuğ Atatürk ve bozkurt resimleri kaldırılmış Türk Milleti’nin hafızası silinmeye çalışılmıştır. 1944 yılında Türk Milliyetçileri’ne yapılan zulüm ile de yıllarca sürecek bir dava, asıl mesele “resmen” ortaya çıkmıştır: Türk vatanında Türk’ü yok etmekÖ 1960 yılında yaşanan ihtilâl, sürgünler ve idamlarla desteklenen süreç sonunda gelinen 1980 yılında ise cephelere ayrıştırılan Türk Milleti tarihinin en büyük kargaşası içinde bir tercihe zorlanmıştır. Bu gün de aynen geçerli olan tercih açıktır: “Ya teslimiyetçilik, ya milliyetçilik…”

1944 ve 1960 yıllarında yaşananlarla CHP’nin sola kaymasından sonra Atatürk’ün askeri Alparslan Türkeş önderliğinde başlayan Milliyetçi Hareket, siyasal ve fikri manada milliyetçilik noktasında “tek merkez” olmuştur. Sağ-sol, komünist-faşist, laik-antilaik gibi kutuplaşmalarda her zaman “merkez” olan ve duruşunu hiç bozmayan MHP bu gün de “Türk Milleti’nin merkezinde” durmaya ısrarla devam etmektedir.

1980’de durum kontrolden çıkınca oluk oluk akan kana rağmen “şartların olgunlaşması” beklenerek sahnelenen ihtilal sonrasında, “esarete ve mandacılığa hayır” diyen Türk milliyetçileri “yine” işkencelere ve idamlara yollanmışlardır. Sistem ve yerli işbirlikçileri ile, vatan evlatlarının büyük mücadelesine yine kan bulaşmıştır.

Menderes döneminde “Marshall yardımları” adı altında başlayan, Demirel ve Özal döneminde “IMF ve Dünya Bankası politikaları adı ile” aynen ve arttırılarak devam eden Düyun-u Umumiye politikaları, ekonomik borçlandırılma / kültürel yozlaştırılma ve her alanda teslimiyet süreci Sayın Erdoğan’ın AKP’si ile zirve yapmıştır.

AKP’nin iktidar olma sevincini sadece siz kutlamıyorsunuz, Amerika’sı, Yunan’ı, Rum’u, PKK’sı, vesayresi, tarihteki tüm dibe çöküşümüz için fırsat kollayan oluşumlar, AKP iktidarını desteklemekte ve kutlamakta. Amerika demokrasimizi övüyor, büyük lütuflarda bulunuyor büyük müttefikimiz. Tıpkı, PKK’ya silah yardımında bulunduğu, AKP’nin teröre olan toleransını bildiği üzere, özellikle onu desteklediği gibi. Neden, her fırsatta Türkiye’yi bölmeye çalışan dış güçler, bu hükümeti istiyor diye hiç düşündünüz mü ? Hayır, düşünmezsiniz; çünkü siz partizansınız, takım tutar gibi parti tutanlardansınız.



Demokrasi kazandı, cumhuriyet kazandı diyorsunuz. Cumhuriyet’in temel niteliklerini “RP” zamanında çiğnemeyen adamları mı kalmış bu soysuzların ? Sayın Başbakanımız “Ya laik olacaksın ya Müslüman” sözünü, Sayın Dışişleri Bakanımız ise Cumhuriyet’i istemiyoruz başlıklı demecini Times gazetesine vermemiş miydi ? “Laiklik” Cumhuriyet’in en büyük temel niteliklerinden ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden değil midir ? Neden şimdi görüşler değiştirilmiş gibi aksedilmeye, bu saf, temiz ve gerçekleri gösterilmeyen halka onlarca “Ulusa Sesleniş” konuşmalarıyla kabul ettirilmeye çalışılıyor.



Sana soruyorum sayın çiftçi, “Ananı da al git” diyen zihniyeti ne diye barındırıyorsun hâlen ülkende ? Sizlere soruyoruz şehit aileleri, evlatlarınıza “kelle” diye hitap edenleri neden hâlen başımıza getiriyorsunuz ? O şerefsizi İmralı’da besleyenleri ne zaman hak ettiği yere koyacaksınız ? Her şey bir çuval kömür için mi esnaf vatandaşlar ? Bu taassupkâr tutumunuz, at gözlüğü ile dolaşma vakti ne zaman son bulacak ? Dinin savunuculuğunu mu yapıyor sanıyorsunuz ? Hatayı anlamanız için illâki yurdumuzun dört bir yanı yeniden mi düşmanlarla sarılması gerek ? Biz sürekli Mustafa Kemâl Atatürk gibi mucizeler mi bekleyeceğiz ?



Başbakan Erdoğan, azdırdığın terörün, şehit kanlarının, ümit verdiğin bölücülüğün, yağmaladığın milli servetlerin hesabını çok yakında vereceksin. Sayın Başbakan’a sesleniyorum: Milliyetçi Hareket’in geçmişi, Türk milletine bağlılığın ve sevginin tarihidir. Sen onların geçmişi ile uğraşacağına, kendi geçmişine bak. Sen değil misin Cumhuriyetin değerlerine karşı çıkan, şehide ’kelle’, katile ’sayın’diyen, çiftçiye ’al ananı git’diyen, PKK’nın demokratik cumhuriyet zırvası projesini ortaya koyan, Türkiyelilikten bahseden? Sen değil misin, vatanını bölmeye çalışanlarla kol kola giren? Sen tüccarlık yaparken, sinsi sinsi Cumhuriyetle hesaplaşırken, Milliyetçi Hareket’in şerefli mensupları Türk vatanı ve devleti için bedel ödüyordu. Sen önce azdırdığın bölücülüğün hesabını ver. Sen önce sattığın vatan topraklarının bedelini öde.



AKP iktidarı ile milli kimlikte tahribat yaşanmış, Türk Milliyetçiliğine düşman tavrı takınılmıştır. Bu bize Osmanlı’nın son dönemlerini hatırlatıyor Sayın Başbakan ! Kıymetlerimizi Dubai şeyhlerine pazarlamıştır, varlıklarımızı Ermeni diasporasına terk etmek istemiştir. En karlı kuruluşlarımızdan olan Petkim’in bir ucu Rumlarda bir ucu Ermenilerde olan sermayeye teslim edilmesi de AKP iktidarının gerçek niyetini bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Milli varlıklarımız özelleştirme adı altında yabancılaştırılmıştır.

Hele son günlerde, seçime 15 gün kala bu ne aceleciliktir. Bu ne kıymet, değer bilmezliktir. PETKİM'i niçin satıyorsun? Haydi diyelim satmak zorundasın, bula bula sözde Ermeni soykırımı iddiasıyla Türkiye'nin ümüğünü sıkmaya çalışan Ermeni diasporasının finans babasını mı buldun?" Satın Başbakan satın, elde avuçta ne varsa yabancıya devredin, peşkeş çekin. Ancak unutmayın, bu halk bilinçlendiğinde sizi oraya çıkardığı gibi indirmesini de bilecektir.



Erdoğan’ın iktidarı zamanında hiçbir banka batmamış, bununla da övünüyor. 57. Hükümet döneminde kurulan bankalar öyle kötü yönetilmiş, devletin ve milletin yükünü arttıracak hâle gelmişti ki satılmak zorundaydı. Hepsi kapatıldı, peşkeş çekmek için satılmadı hiçbir yere, sen sattıklarının hesabını ver Sayın Erdoğan ! Ülkede bu şartlar altında bankaların batması zaten mümkün değildir ki , Türk Milleti borçlandırıldıkla bankalar büyümekte. Bankaların %36’sı da sayenizde Yunanlılar başta olmak üzere yabancıların eline geçmiş. Sen kimsin be Yunanistan, Türkiye’deki bankalara sahip oluyorsun ? Bu soygun ortamında bankalar neden batsın ? Ama unutulmasın ki başka batanlar yok değildir. Dükkânlarını siftahlemeden kapatan esnaf, namuslu işadamları ve sanayiciler batmaktadır. Kamyonunun tekerini döndüremeyen nakliyeci batmaktadır.



Başbakan Türkiye'yi 4 yıl 8 ayda uçurduğunu söyleyip övünmektedir. Sanal zenginlik ve başarı masalını tekrar edip durmaktadır. Emrinde olan basın, emrinde olan medyayla. Ya TOKİ'nin düzenlediği mitinglerde, ya da televizyonun her saatinde Türkiye'yi cumhuriyet döneminde hiç kimse bir şey yapmamış, gelmiş geçmiş 57 hükümet hiçbir şey yapmamış, ne varsa bugün Tayyip Erdoğan elindeki bir sihirli değnekle 84 yılın birikimini geldiği gün yapmış. Böyle bir saçmalık olur mu? Böyle bir vefasızlık olur mu? He sen yaparsın, zaten Mustafa Kemal Atatürk’ü de hiçe sayan sen değil misin. Her gün bir vatan evladı şehit olmaktadır. Ve bu kara tablonun önünde duran başbakana göre Türkiye uçmaktadır. Türkiye AKP ile gerçekte uçurumun kenarına getirilmiştir



Türk milletinin kardeşliğini bozanları unutacak mısınız? Manevi değerler üzerinden yapılan ucuz siyaseti unutacak mısınız? Ülkemizi yoksulluğa ve yolsuzluğa mahkum edenleri unutacak mısınız?



Geçenlerde açıklandı ki Türkiye kendi ürettiği elektriği yarı fiyatına Barzani'ye veriyor. Duymuşsunuzdur. İşte Başbakan'ın neden operasyon yapamadığının en güzel izahı buradadır. Aşiret reisi orada terörist üretsin, üstümüze salsın, vatan evlatları

şehit edilsin, sen elektrik üret, yarı fiyatına teröriste ikram et. İşte

başbakanın büyüyen Türkiyesi burada. Kendisi ya hava alanında görülüyor, ya havada görünüyor. 3-5 tane basın mensubuyla sanki 789 bin kilometre kare toprak alanında konuşacak yer bulamamışlar da 8 bin fit yukarıda sohbet ediyorlar. Demek ki uçan sadece ve sadece Başbakan. Kimin malını kime veriyorsan. Santral bu milletin, kaynak bu milletin, üreten bu millet. Millete pahalı, başkasına ucuz. Senin terörle mücadele zihniyetin bu.



Türkiye’de Lozan delinmiş, Sevr hortlatılmış, kardeş kavgası körüklenmiş, üniter yapı, milli devlet ve vatanın bölünmezliği tartışılır hâle gelmiştir. Sen oyunu AKP’ye verdikten sonra bunların hiç birine karşı çıkamazsın ! Artık sen bunları kabul ettin. Sürekli medya ile içli dışlı olanlar, satılmış medyası ile “Medya Maymunluğu” yapmaya devam ededursunlar, biz Atatürk’ün “Bursa Nutku” nu daha unutmadık, unutturmayız.
 
bağnaz olanı arıyorsan çevrene bak arkadaşım çünkü onlardan çok var hatta aynalarda bile bunu görebilirsin ...
 
bağnazlıkla nereye kadar ?


Türk milletinin kardeşliğini bozanları unutacak mısınız? Manevi değerler üzerinden yapılan ucuz siyaseti unutacak mısınız? Ülkemizi yoksulluğa ve yolsuzluğa mahkum edenleri unutacak mısınız?

Burada dogru söylemişsin bunları unutmadıgımız için bu gün AKP iktidarda.
 
Geri
Üst