Özlemek ..

Aldatıcı kış güneşi gibisin
Bir varsın,bir yoksun..
Ben masal yazarken sen kar oluyorsun..
Ben yağmuru beklerken güneş oluyorsun..
Bitirmiyorsun masalımı..

oysa
İnsanüstü aşk var masalımda..
Sen yoksun artık ve girişinin türküsünde "kayboluyorsun"
Yağmurdan sonra buhar oluyorsun..

İnananamıyorum masalıma
inanamıyorum aldanışıma
inanamıyorum gidişine..

Ve en önemlisi
inanmıyorum sana...

Artık ısıtmıyorsun
Kış güneşi gibisin
Aldanışımda...
 
Ayçiçekleri çoktan güneşe döndü yüzünü
Benim gözlerim gözlerini arıyor boş yere..
Özlemimde kayboldu sesin..
Değmiyor nefesin nefesime..
Bir başka buruğum bugün
Bilmem neden üşüyorum..
Sanki bir kuşun kanadından buz gibi yokluğuna düşüyorum..
Çatlakları büyüyor dünyamın
Bir bilsen nasıl ihtiyacım var,bir yudum sevgiyle uzanacak eline..
Cam fanusun içine hapsolmuşum
Kar yağıyor üstüme..
Kim bilir sen neredesin?


.....​
 
Her akşam seninle aynı yıldızı..
Farklı şehirlerden seyretmeyi umuyorum..
Sende bakarsın diye yıldızları seyrediyorum..
Bütün yıldızları isminle çağırıyorum..
O vakit bir yıldız kayıyor..
Bu demin senin isminle çağırdığım yıldız değil mi?
Sende gördün mü nasıl kayıp gittin elimden
Yıldızlara bakıyorum her akşam
Nasıl kayıp gittiğini anlamaya çalışıyorum...



......
 
Hani hep benimdin meleğim,
Hani hiç kırmayacaktık birbirimizi,kırsakta kopamayız diyorduk..
Gurur denen düşmanımızamı yenildik
Yoksa kavrulan hasretimizemi..
Karmakarışığım meleğim..
Gururum gülerken,
Yüreğim diz çökmüş,yerlerde sürünüyor
Bir kelimen yetti yıkılmama,
Izdırabıma...
Söyleyemem..
Çok özledim seni,sesini,
Heran yanımdaki nefesini,sevgini..
Diyemem...
Öyle bir kırıldıki yüreğim​
Paramparça...
Seni unuttum mu sanıyorsun?
Düşünmüyor sormuyormuyum gölgeme,
O büyük yangında yanmıyormuyum sanıyorsun,
Düşünüyorum,yanıyorum,
Çok derinlerde sessizce..
Çok özledim seni...​
Seninle sensizliği yaşıyordum,
Şimdide sensiz,seninle yaşıyorum..
Neden bilmiyorum meleğim,​
Ağlıyorum...​
Suçlarım gözyaşlarıma sıkışmış,akmak için yarışıyor
Biliyorum bende suçluyum meleğim,
Artık affet beni diyemiyorum,
Gücüm kalmadı savaşmaya,
Yeniliyorum....​
 
Soğuktu
Nefes almak ve görebilmek,
Yarım kalan hayallerin sevinciyle,
Umutsuz,biçare..
Koridordan sızan ışığın,
Tutanaklara geçen izniyle tutunmak aydınlığa,
Duvarların ardında sığınabilmek mahzun,
Öyle içten yürekten,korku dolu yalnızlığa..
Hani herşey yaşamak adına,
Dört metrekarelik,
Bir günün sabahına doyasıya varmak tadında..

Biliyor musun?Ağladım..Gözlerini göremeden kapamana,ağlamana çocuklar gibi..
Sonrası yoktu yokluğunun,Sonsuzluktu..
On dakika ayaküstü,ellerin iki yanda,boynun eğik,boynun bükük..
İçimde kalan son yabancılığına,
Yabancıydım...

Kelimelerim boğuluyor şimdi,
Düşündüğüm,yarım yamalak mektubunda defalarca okuyupta kimselere anlatamadığım..
Bir başeğiş değildi hayat sana,
Üzüldüğüm,dertlendiğim,omuz bile veremediğim..
Sebeplim..
Dağlar başına kar oturmuş,
Issızlık sonumuz..
Beklemeyelim..
Dönelim poyrazdan onsekiz yaşına deli dumrul hesabı..
Cepte yok,cepkende yok..
Kim bakar sevdanın keman kaşına..​



Derdin ya hani benim derdim sevda getirendir anlamlıysa ölüm,yaşamak kadar güzeldir..

Yaşayalım dağılalım o zaman..
Sen bir yana,Ben bir yana..
Belki yaşadım demek böyledir....




......​
 
Ben seni hiç unutmadım ya da unutmaya bile çalışmadım..Adından başka isim anmadım..Heyecandan zevkten hiç titremedi..Bir daha hiç sana güldüğü gibi gülmedi dudaklarım!
Asla rengi olmadı simsiyah düşlerimin,rüyamda bile mutluluğu hayra yormadım.Saçların savruldu gecelerime,darmadağın..Başak sarıları,harman kokuları yayıldı yatağıma
Hiç bağıra bağıra ağlamadım...Ağlayamadım!
Uzanıp ellerini tutardım sessizce, çaresizliğin..Umutsuzluk sarılırdı dermansız bedenime..Umarsız kördüğümlerde,özülemeden yaşadım!
Adımlarım hiç sana getirmediler beni..Özledim oturuşunu,yürüyüşünü..Ve hatta gidişini! Hüzünlerimi taşıdı otobüsler.Hasretine koştu trenler..İskeleler boş kaldı..Uzaklar seni göndermediler!
Hiç manası olmadı çayın,reçelin..Ve arasıra çaldığım gitarın! Hiç bi ses beni çağırmadı..Hep boşluğundaydım sessizliğin..
Vurdumduymaz yaşadım!
Uykularıma bir an bile kapatmadım gözlerimi.Gözlerinden başka renk tanımadım! Göçüklere düşerdim,acılar kanatırdı yaralarımı..Acılar ki,hiç bi ilacın geçirmediği...Bazen, çimlerdeki bir su rengine.Bazen,siyah bir boncuk tanesine.Lime lime olurdu yüreğim,yüreğine bağlanırdım! Hep incecik ümitlere tutunarak yaşadım...
Hiç dolaşmadım açık havada,kırlarda yani..Ne yana dönsem sen oluyordum.Ansızın! Sevemedim sabah güneşlerini,gün batımlarını..Ve akşam ayazlarında bile kapatmadım kapılarımı! Yüreğim şiirlere dokundu,bir tek şiirler de hep,yüreğime yüreğime sokuldu! Ben,bir yerlerimden vurulu şiirlerimle yaşadım...
Hiç kimseyle konuşmadım senden sonra.Oturup da hiç derdimi anlatmadım.Halka halka çoğalttığım yanlızlığımı,ilmek yaptım boğazıma..Ölümüne yutkundum! Nakış gibi işledim yüreğime sevdanı...
Çığlık çığlık bağıramadım hiç,acılı ağıtlar takılıyken kulaklarıma! Kuytularda çaresiz karanlıklarda,bir gölge gibi..Kumsallara bir uçtan bir uca adını yazdım..Avuçlarımda kanlı bi yürek,göğsümden çıkarttığım.. Ben senden başka kimseye özlem duymadım.Senden sonra kimsesiz,yüreksiz,kendimsiz yaşadım...
- Ya da hiç yaşamadım!​
 
Güneş tenimi,sevgin kalbimi kavurdu..
Sahil boyu ayak izimi,deniz gördü..
Kırık dal sevgimi yazdı altın sarısı,ıslak kumsala..
Deniz ise sildi..
İsterdim deniz dursun,hiç silmesin kumsaldaki izleri..
Dünya görsün sana olan sevgimi..
Ne deniz durdu,ne dünya gördü..
Sadece ben bildim,sana olan sevgimi..
Sen bile bilmedin,seni ne kadar sevdiğimi..


.....
 
bana öylesine uzak olmasan
sana böylesine yakın olmazdım

.....
 
Kalabalığın içinde kaybolmayı bilir misin sen?
Yok olmayı,yapayalnız kalmayı...
Hatta korkmayı…
Bunun adı sensizlik…

Her gece sabahı beklemeyi bilir misin sen?
Günebakan gibi güneşi özlemeyi...
Ay ışığında hasret türküsü söylemeyi…
Bunun adı sensizlik…

Bulutları gözlerinde biriktirmeyi bilir misin sen?
Umutsuzca ağlamayı...
Bir deli yağmurda iliklerine kadar ıslanmayı…
Bunun adı sensizlik...

Haykırmak isterken sevgini,susmayı bilir misin sen?
Yüreğini uyutmayı,sessiz kalmayı
Cesaret edemezse korkak sözcüklerim anlatmaya
Bunun adı sensizlik...
 
Çıkıpta zamansızca karşıma
Gözlerinin tılsımı ile büyülenmek istercesine yüreğim ve yosun kokulu hasret gecelerinin kesiştiği noktada..Denizlerin rengi olduğum anlarda,gökyüzü gibi kapatıyordun beni kollarına..
Ve ben..
Tüm gördüğün,duyduğun,tanıdığın insanların ötesinde,
Zamansızca karşıma çıkıp ellerimi tuttuğun,gözlerimi çaldığın günü özlüyordum..
Okuduğum şiirin intihar eden bir insana ait olduğunu yağmurlardan çok önce anlıyordum..
Sımsıkı doldurmuş sevinci içine,gözlerinde kum saatlerinin çiçeklenişi gözlerinde beton yığınlarının tuğla tozları..Usulca çekip gidiveren güneş gibi ve zamansızca altıköşeli bir kapının önünden sonsuzluğa..
Ve ben..
Özlüyordum yinede seni herşeye rağmen..Firari şarkıları dinlerken ıssız sokaklarda,anlaşılır kılmak için tüm yaşanmış dilsizliğimizi,tüm başlangıçlara itici gelen sessizliğimizi arıyordum.
Sabahlara kadar,gözyaşı kovalıyordum..
Ama biliyordum sonunda hasrete yenik düşmek kadar..İncelebiliyordum yokluğunun acısıyla.İnadına seviyordum seni,özlüyor,inadına öpüyordum seni uyurken tatlı bir bebek saflığında..Yağmur kokusuyla gelip yorgun gecelerine,toprak kokusuyla dönüyordum...


........
 
Resminden bana bakan bir yüzün kaldı,simsiyah bir çerçevede..Ama hiç eksilmedi gülümsemen..Bir oda dolusu sevgin kaldı.Duvarlar bembeyaz sevgimin saflığı gibi sana olan aşkım gibi tertemiz..
Gözlerin gelir aklıma,kapatsam gözlerimi..Ellerini tutmak isterim,tutarım nefesimi..
Sen yoksun.....
Fakat hayallerimde.Ağlıyorum sen hala susuyorsun....Sevecen ellerinle dokunuyorsun.Sadece sus!!! yeter artık ağlama diyorsun..Sanki sesin geliyor kulağıma..Herşey çok yakın duyduklarımla,gördüklerimle..
Sen yoksun,sadece resmin kaldı elimde....Bir oda dolusu sen,bir yürek dolusu sen
Sadece sen!!


.....
 
Dün gece herşeyden kaçtım..
O deniz kenarı yok mu? O sonu olmayan beyaz sahil..
O buz gibi mas mavi deniz,o saçlarımı yüzüme estiren rüzgar..
O ihtiyacim olan yalnizlığı orada buldum.Sırf sen yoktun yine yanımda..
Gözlerimi kapattığımda,gözlerimin önünde canlanıyorsun..
Bir kere de sadece bir kere de,gözlerimi açsam ve sen orada kalsan....


.......​
 
Özlemek..
Bazen bir şehri
Bazen eski bir şarkıyı özlemek..
Kimi zaman da bir kadını özlemek..
-ki bu insana en tatlı acıyı veren
Özlemek...
Hani sıcak bir kahve dumanında annenle anneannenin çiçekli balkonunda,dedenle tanışma hikayesini anlatırken annesinin,annenin gözlerindeki düşmanlık gibi..
Ya da birini diğerinden daha çok sevdiğin oyuncaklarını,seçmekten utandığın gibi..
Hani eski bir sanatçının tozlanmış plağından,hatırlamak istemediğin bir şarkıyı dinler gibi..
Belki bir apartman girişindeki öpüşmenizi..
Belki de yalnızlıkların pusu kurduğu bir tren istasyonunda,giden trenin camındaki canınızın parmağını son tutuşumuzda..
Filmlerde gördüğünüz gibi yapmak istememiz..
Özlemek..
Çoğu zaman sahte,ama her zaman gerçek..
Yapmacık üzüntüler..
Hüzünlü sırıtmalar..
Ve her seferinde merak edilme duygusu ama derinde,kendinin ve yaratanın bilmediği derin ve sisli bir kalp köşesinde,gerçek özlemeler var..
Hani annenin ağız kokusundan tiksinmezsin ya,dostunla aynı dondurmayı paylaşırsın..
O kadar gerçek özlemeler var..
Ve gerçek özlemelerin giriş ve teras katında,
Her zaman daha doğrusu çoğu zaman,
Sahte özlemeler var....




........
 
Aynaya bakacaksın bazı günler,göreceksin kendini ama asla fark edemeyeceksin sana bakan gözleri..
Hep etrafında olacak onlar seni seyredecekler..
Kimi zaman kırık bir aynadan,kimi zaman da bulutlardan..
Damlalar düşecek göklerden,sen yağmur yağıyor sanacaksın ama o yüce insan sevgisini akıtıyor olacak bulutlardan..
Farkında olmadan dans edeceksin onunla,bir olacaksın tekrar..
Neler olduğunu bilemeyecek olsan da o tüm asilliğiyle orada olacak ve seni durmadan yıkayacak..
Tüm sevgini yollamış olacaksın bir gün ona..
O da kanatlarına takmış olacak..
Son sevgi tüyün de ulaşınca,yitip gideceksin.
Nice sevgiler yollanacak ardından,sen de oturup onunla bulutlarda kanatlarına takacaksın onları..
Sonra şunlar dolaşacak ağızlarda;
İki melek günü geldiğinde layık oldukları yerde buluştular..Bulutların üzerindeki,
En büyük sevgilerin mabedinde.....​




.......​
 
Hayalimdin...
Gerçeğim ol istedim
Yanına geldiğimde yüreğim titredi
Yanlız yatağıma uzandığımda bir burukluk vardı içimde..
Umutluydum,gerçeğim olcaktın..
Sonunda anladım ki...
Kırık bir cam parçasıydı,kalbime batan..
Hayalimden geri kalan bir parça tüm bedenime dağılmıştı..Toplayamazdım..
Karanlıkla dertleştim
Sensizliğime kahrettim
Kendime,sensizliğime kızdım..
Bir tek sana kızamadım..
Ben yüreğim elimde gelmek istedim kapına..
Ve düştü o yürek kara toprağa...



......
 
yine serseri mayın gibi düştün geceme..
şiirim sensiz,kalemim sensiz,gözyaşım,günlerim ve hatta gecelerim daha da bi sensiz..
çekilmez oluyor düşüncelerim..
çekip gitmekten,ölüp bitmekten dem vuruyor..
sonra tükeniyor sızısı karanlığın..
karanlıkta bir 'ben' kalıyor..
bir de yaralı özlemlerim...



......​
 
Gecede yasını tutuyor,karanlıklara bürünmüş bak!
Efkar bastı yüreğimi,yıldızlar gibi yanıyor alev alev..
Izdıraba dürdüm göz yaşlarımı,yaktım tütün gibi alev alev...
Sen gittin gideli dertle dolduruyorum küpleri,
Şarkımızı söylüyorum avaz avaz çirkin sesimle..
Rüzgar sus diye yüzüme vuruyor,daha dinlemeden..
Üstelik özledim,çok bitkin düştüm hasretinle..
Dağılmıyor efkarım yağmur olup sen akmadıkça gözlerimden...

Saatte benimle dalga geçiyor inadına
Her saniye sessizliği bozuyor "Sen sen" diye..
Kavga edesim geliyor,küskünüm akrep ve yelkovana..
"Su gibi ak" diyorum halbuki ben duymadan sessizce..Yoksa mani olamıyorum,dikiliyor gözlerim,her fırsatta..
Saat ya Seni Sen geçiyor
Yada Hasrete Hasret var..... :blushing:





.........
 
duru bir sessizliğe fısıldar gibi
gözlerin görkemiyle bir denizden gülümser
suyun en mavisini bırakıp avuçlarıma...

......
 
Sensizliği soluyorum şimdi bu şehirde..
Gülümseyişlerini özledim oysa...
Nefes alıp vermelerim yokluğunu içime çekmelerim inan son bir bakış gözlerimde takılı senden kalan..
Ellerimde sevginin sıcaklığı bir avuç..
Seni senle yaşarken bu iklimde ben farketmemişim meğer gün batımını gidişinle..
Oysa ne çok şey gidiyormuş senle bu şehirden beraberinde..
Gülümseyişler gidiyormuş...
Bekleyişler...
Sitemler...
Serzenişler....
Oysa sensizliği düşünmek ne çok soluksuz kalmakmış
Seni senle yaşarken bu şehirde yokluğunu düşünmemişim meğer..
Oysa o tahta masada sensiz oturmak bile boşluğu kucaklamakmış ....
Meğer seni sevmiş ... meğer seni ne çok sevmişim....!!



......
 
Hani ararım demiştin..
Sen hiç merak etme,
Yıldızlar kadar uzak olsam da onları gördüğün gibi beni de hep görebileceksin demiştin..
Öyle yakın olacağım ki,uzaklardayken nefesimi hissder gibi olacaksın diye eklemiştin..
Hani nerdesin?
Diyarı terksin..
Ne görünürdesin ne de nefesinlesin..

Oysa sana bakıp bakıp iç geçirmek,
Bir dokunup bin ah işitmek vardı,hatta sana sarılabilmek..
Seni koklayabilmek vardı..
Hani nerdesin?

Ararım demiştin..
Aramadın!
Sorarım demiştin..
Tek bir laf bile etmedin!
Allah aşkına nerdesin??


......
 
Geri
Üst