70 Dakika Fazla Oruc'a Diyanet'ten Vatikan gibi Cevap!

türk ocağı

serdengeçti
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
1,813
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Taceddin Dergahı
Ramazan ayına girilmesiyle imsak ve sahur vakitleri tartışma yarattı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın oruç saatlerini gösteren imsakiyesinde imsak vaktini yanlış hesapladığı öne sürüldü.

Diyanet’in imsak vaktini yanlış hesapladığını öne süren Süleymaniye Vakfı Başkanı İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, “Diyanet’in imsak vakti 03.53, bizimkisi ise 05.04. Arada 70 dakikalık fark var. Biz büyük bir ekiple hesaplamayı yaptık. Gecenin ortasında ezan okunurmu?” diye sordu.

Diyanet'ten "70 dakika fazla oruç tutuluyor" iddialarına yanıt geldi.

Diyanet'ten yapılan açıklamada, ibadet vakitlerinin doğru bir şekilde belirlenmesi hususunda gerekli hassasiyetin gösterildiği belirtilerek, "Halkımız, Başkanlığımızın büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu namaz vakitleri konusunda hiçbir tereddüt yaşamadan ibadetlerini gönül huzuru içerisinde yapmaya devam edebilirler" denildi.

-------------------------------------------------------------------------------------------

Ne kadar bilimsel bir açıklama :)))

K:Analiz Merkezi - '70 Dakika Fazla Oruc'a Diyanet'ten Vatikan gibi Cevap!
 
bu konu haberlerde verildi : )
 
alacakaranlik vakti ile gunes dogusu arasi zamana sabah vakti denir. Aksam namazi vakti de gunesin battigi zaman. Bunlar bilimsel formullerle hesaplaniyor gunumuzde. Catiya cikip ahanda kizillik yayiliyor diye degil elbetteki. Teknoloji gelistiyse bu vakitlerin kesin tespiti icin bilime basvurulmasi icap eder pek tabiki. Bu formuller ile ilgili olarak su sitelere bakilabilir. Bunun icin fizik muhendisligi bolumunde okutulan adamlar mutlaka istihdam ediliyordur o kademelerde. Abdulaziz bayindir hangi ekibe hesaplatmis bu vakti cok merak ettim =).

Sunrise equation - Wikipedia, the free encyclopedia

Twilight - Wikipedia, the free encyclopedia
 
dersaadet kardeşim, o küçümsediğin abdulaziz bayındır bırak türkiyeyi, kutuplarda dahi bütün vakitleri uzman bir kadroyla belirlemiş bir din adamıdır. Dinini ticari meta haline getiren köhne diyanetle karıştırmayınız. Diyanet Osmanlıdan buyana aynı takvimi uyguluyor tenezzül edipte günümüz teknolojisi ile tekrar ölçtürmek gereği duymamış arkadaşlar, yan gel osman maaş almak varken ümmeti bilinçlendirmek nelerine gerek.
 
şunu sorayım 70 dakikayı güneş altındamı geçiriyoruz ya sahurdan sonra herkes uyuyor neyım hesabı bu farklı olmak adına yapılmış bir şey doğrumudur doğrudur hesaplamıştır bir emek vermiştir ama bunu tartışmak saçmadır isteyen diyanetin saatine uymaz beyaz ipin siyah olmadığını anlayacağı ana kadar sahur yapar kimsede sen neden bunu yaptın demez ama bu gün türkiyede ki bu kurum devletin yapması gereken dini görevleri üstlenmiş bir kurumdur saygı duymak zorundasınız
 
Hangisine inanacağımı şaşırdım ama Abdülaziz hoca doğru söylüyor gibi yinede Allah bilir
 
şunu sorayım 70 dakikayı güneş altındamı geçiriyoruz ya sahurdan sonra herkes uyuyor neyım hesabı bu farklı olmak adına yapılmış bir şey doğrumudur doğrudur hesaplamıştır bir emek vermiştir ama bunu tartışmak saçmadır isteyen diyanetin saatine uymaz beyaz ipin siyah olmadığını anlayacağı ana kadar sahur yapar kimsede sen neden bunu yaptın demez ama bu gün türkiyede ki bu kurum devletin yapması gereken dini görevleri üstlenmiş bir kurumdur saygı duymak zorundasınız

Asıl problem ezandan sonra insanların henüz vakti girmeden sabah namazı kılmaları, zaten sıkıntının büyüğü burda, müslümanlara tavsiyemiz, okunan ezanla birlikte yeme içmeyi kesseler dahi namaz için yetmiş dakika beklemeleridir.
 
bu kurum devletin yapması gereken dini görevleri üstlenmiş bir kurumdur saygı duymak zorundasınız

senin saygı duy dediğin kurumun immları suriyedeki kafirlerle savaşı emrediyor :)

gidecekmisin?

konuya dönersek,

iftarı aynı olan illerin imsakları yarım saat atıyor,imsak aynı ise iftarlar farklı?

ilk zamanlarda şu mele işine kızmıştım ama galiba doğruyu yapıyorlar,zira diyanetin paralı imamı iktidarın borusunun nefesgahıdır :)
 
dersaadet kardeşim, o küçümsediğin abdulaziz bayındır bırak türkiyeyi, kutuplarda dahi bütün vakitleri uzman bir kadroyla belirlemiş bir din adamıdır. Dinini ticari meta haline getiren köhne diyanetle karıştırmayınız. Diyanet Osmanlıdan buyana aynı takvimi uyguluyor tenezzül edipte günümüz teknolojisi ile tekrar ölçtürmek gereği duymamış arkadaşlar, yan gel osman maaş almak varken ümmeti bilinçlendirmek nelerine gerek.

Bro Torontoda sabah vakti ayni turkiyedeki gibi karanlik oluyor. Diyanet saati degil oradaki islam cemaatinin belirttigi vakitlerdi benim takip ettigim vakitler. Diyanet vakitlerinde farklilik vardi ama oranin cemaati ile diyanet arasinda. Iyi arastirmak lazim konulari. Gidip kendilerine sordunuz mu konuyu?

Kutup namaz vakitlerine gelirsek herseyin formulu programi var. Bunlari artik hesaplamaya da gerek yok. Zaten programlama dilleriyle coktan yazilmistir bunun programlari parametreler verilerek 1 yilin saatlerini tablo halinde sana veriyodur. Dunyanin heryerinde kullaniliyordur bu softwareler. Bunun icin surekli akademisyen istihdam etmeye de gerek yok bir kere programin yazilimini ve formullendirmelerini kontrol ettirdikten sonra ;)

edit: Bu konuda degisik kurumlarin standartlari baz alinarak degisik hesaplamalar yapiliyormus... Bu kurumlar

Dunya muslumanlari dernegi
Kuzey amerika islam cemaati
Misir arastirma genel yetkili makami
Umm al-ura universitesi, Mekke
Islam bilimleri Universitesi, Karaci
Cografya Enstitusu, Tahran Universitesi
Sia ithna Ashari, Leva Arastirma Enstitusu, Kum

hepsi farkli acilara gore hesaplama yapiyor. Tabi Osmanli torunu olarak bizde de bir arastirma merkezi olmaliydi.

link burada:

http://praytimes.org/wiki/Calculation_Methods
 
abdülaziz bayındır din adamı mı :D:D:D
 
ABDÜLAZİZ BAYINDIR

Atatürk Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi'den 1976 yılında mezun oldu. 1976'dan 1997 yılına kadar İstanbul Müftülüğü'nde çalıştı. Bu süre zarfında uzman, müftü yardımcılığı, Fetva Kurulu Başkanlığı ve Şer'iyye Sicilleri Arşivi yöneticiliği görevlerinde bulundu. 1984’te “Şer’iyye Sicilleri doğrultusunda Osmanlılarda Muhakeme Usulleri” isimli teziyle İslam Hukuku dalında İlahiyat Doktoru; 1987’de İslam İktisadıyla ilgili çalışmalarıyla da Kelam ve İslam Hukuku dalında doçent oldu. 1993’te Süleymaniye Vakfı’nı kurdu. 1997 yılında İstanbul Müftülüğü'ndeki görevinden ayrılarak İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'e öğretim üyesi (doçent) olarak geçti. 2003 yılında ise İslam Hukuku profesörü oldu. Bu fakültede Temel İslam Bilimleri altında İslam Hukuku Ana Bilim Dalı bölüm başkanlığını yürütmektedir. Arapça, Fransızca ve İngilizce bilmektedir. Şu anda İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesidir. İslam Hukuku Ana Bilim Dalı başkanlığını yapmaktadır.


Hayatlarında Kuran kursundan başka imam görmeyenler için din adamı sayılmayabilir :)

Din adamı olmak için amerikada ikamet şartı aranıyorsa,Bayındır cami imamı bile olamaz :)
 
Boşver abi bazı arkadaşlara göre "din adamı" kriterleri çok farklı, mesela ağlamaklı olması lazım, devamlı gözüyaşlı, sümüklü bir çehreye sahip olmalı mesela, bu işin ilmini okulunu okumasına da gerek yoktur, rüyada ilham alır, bediüzzaman oluverirler bunların din adamları. ABD ye ve bilimum kafire karşı hoşgörülü, islam alemine kayıtsız kalmakta mahirdirler. Bu tip adamların Abdulaziz Bayındır gibi isimleri din adamı olarak görmesi imkansızdır. Onlara göre bu tip adamlar tehlikelidir. Çünkü en büyük sömürü araçlarını ellerinden alır gerçek din alimleri...
 
Esselamu Aleykum Ve Rahmetullah Ve Berekatuhu.

Sevgili sayfa üyelerimiz; Hareketli bir Ramazanında sonuna yaklaşmış bulunuyoruz. Malumunuz bu Ramazan en önemli gündem yine İMSAK vakti oldu. Amacımız asla hiçbir kurumu kişiyi küçük düşürmek yıpratmak veya gereksiz yere tartışma çıkarmak değildi. Amacımız sadece İlahi gerçekleri ayakta tutmak, bilerek veya bilmeyerek gizlenen, örtülen, unutturulan Kuran-i doğruları tekrar hatırlatmaktı. Hiçbir hatır Allah Teâla’nın hatırının üzerinde hiçbir korku Allah Teala korkusunun üzerinde hiçbir sevgi O (cc) nun sevgisinin üzerinde olamaz ve hiçbir dünya nimeti Allah Telanın vaat ettiği nimetin üzerinde değildir. O (cc) ne güzel vekil ne güzel dosttur. Gerek beğenileriyle gerek yorumlarıyla gerek ilgili yerlere atılan mailerle bizlere Allah rızası için destek olan tüm kardeşlerimize teşekkür ederiz. Allah tümünden razı olsun.

D.İ.B nın yaptığı açıklama herkesinde gördüğü gibi sadece teselli mahiyetinde olmuştur. Ramazanın hemen hemen ilk günlerinde tüm Ulusal kanallarda haber olmasına ve duyurulmasına rağmen diyanet sessiz kalmaya çalıştı ve tatminden bilimsellikten uzak açıklamalar yaptı. Karadeniz Tv. de Hulki Cevizoğlu’nun yaptığı ve Konya Tv. nin İmsak için oluşturulan Platformun canlı olarak yayınladığı programa diyanetten yetkililer çağrılmasına rağmen hiçbir yetkili gelmemiş bu videolar sayfalarımızdan yayınlanmıştır. Diyanette birçok âliminde olması, gerek geçen yıl gerek bu yıl Prof. Dr. Saim Yepremin’de itiraf etmesini göz önünde bulundurursak kanaatimizce gerçeklerin açıklanmamasında tarikat ve cemaatler çok etkili olmuştur. Tabii bu gerçeklerin gizlenmesi için asla mazeret değildir, ama birçok insanında bildiği gibi tarikat ve Kur'an dan sapkın cemaatler dinin önündeki en büyük engeldir. Allah’ın vadi olan hak yakındır ve bunda şüphe yoktur Müslümanlar için. Bundan sonrada yalnız Allah Teala'ya kul ve Resulüne ümmet olmak için var gücümüzle ve son nefesimize kadar Allah’ın indirdiği Resulünün yaşadığı dini tüm baskı ve tehditlere rağmen haykırmaya devam edeceğiz. Cehalet karanlığına Kuran ışığı yakılmıştır, artık bundan sonra işleri eskisinden daha zor olacaktır
Hayırlarda yardımlaşmanın gereği olarak verdiğiniz destekten dolayı tekrar teşekkür ederiz. Allaha emanet olun.

ABDULAZİZ BAYINDIR FACEBOOK RESMİ SAYFASI
 
" tarikat ve Kur'an dan sapkın cemaatler dinin önündeki en büyük engeldir."

" Cehalet karanlığına Kuran ışığı yakılmıştır, artık bundan sonra işleri eskisinden daha zor olacaktır"


ABDULAZİZ BAYINDIR FACEBOOK RESMİ SAYFASI

ALLAH RAZI OLSUN,

KURAN MÜSLÜMANLARI İSLAM ÜZERiNDEN MENFEAT SAĞLAYIP MÜSLÜMANLIK SATAN MÜNAFIKLARI ÇOK RAHATSIZ EDİYOR ...

İlerki zamanlarda Abdülaziz Bayındıra çamur atmaya başlayacaklar, yok komist yok din adamı değil yok dinsiz hangi çamur tutarsa onu atacaklar şerefsizler...
 
Bu ülkede hiç olmayan birşey olmuştur, İslamı kendi tekeline alıp müslümanları sömürenlerin tekerlerine cesur bir adam çomak sokmaktadır. Din tacirleri panikte lakin gün geçtikçe kan kaybediyorlar. Süleymaniye Vakfı her geçen gün daha fazla takip ediliyor. Takip edildikçe düşünen aklını kullanan müslüman sayısı artıyor. CEHALET TUTUŞUYOR. ÖRNEKMİ BUYRUN:

Abdülaziz Bayındır geçtiğimiz günlerde Bediüzzaman hakkında ‘reenkarnasyon inancını yaymaya çalışıyor’ gibi bir iddia ortaya atmış. Abdülkadir Badıllı Ağabey de cevaben, Üstad’ın hiçbir eserinde böyle bir ifade geçmediğini ve “Abdülaziz Bayındır’ın Üstad’dan helallik istemesi gerektiğini” söylemiş. Abdülaziz Bayındır, Badıllı Ağabey’e hitaben son yaptığı açıklamada, “Nurcuların kendisine hiçbir konuda cevap veremeyeceğini, dolayısıyla bu konuda konuşmamaları gerektiğini” söylemiş. Ayrıca, “iddialarını sürdüreceğini ve yıllardır Nur talebelerinin sarıldığı kitaplardaki yanlışlıkları anlatmaya çalışacağını” ifade etmiş.

Seyredenler hatırlarlar, Abdülaziz Bayındır evrimcilerle bir programa katılmıştı ve dolaylı yoldan evrimi savunmuştu. Cennette bile yaratılışın evrimle olabileceğini söylemişti. O da günümüzün modern hocalarından! Evrim teorisi çoktan yıkılmış olsa da halka evrimle Kuran’ı birleştirmeye çalışan böyle hocalar çıkabiliyor. Günümüzün hocaları Abdülaziz Bayındır, Zekeriya Beyaz, Yaşar Nuri Öztürk, emin olun hepsinin çok faydası var. Bu hocalar Kuran’ın yeterliliği ve hurafeye karşı olmalarıyla faydalı oluyorlar. Ama bazen de söyledikleri ve tavırları uç olabiliyor. Mehdiyet ise hepsinin tam ortasında duruyor, ne hurafeci ne de sünneti kökten reddeden.

Şimdi konumuza geri dönersek Abdülaziz Bayındır Bediüzzaman hakkında başka sözler de söylemiş. Kendisinin Bediüzzaman’ı tam olarak anlamadığı ve çözemediği ortada. Bediüzzaman’ı herhangi bir fıkıh âlimi zannediyor. Hâlbuki Bediüzzaman onun kavrayabileceği gibi birisi değil, çok daha üst boyutta. Aslında icraatından nasıl bir alim olduğunu çıkarması gerek. Bediüzzaman asrın Müceddididir, yaşadığı dönemde halkları delalete düşmekten ve imanlarını kaybetmekten korumuş olan kişidir. Milyonlarca Nur talebesinin imanına vesile olmuştur. Üstelik bu hareketi canı pahasına, son derece zor ve çetin şartlar altında, hasta haliyle, 40 yıla yakın hapislerde geçirerek yapmıştır ve asla taviz vermemiştir. Abdülaziz Bayındır ise şimdi sıcacık koltuğunda oturarak Bediüzzaman’ı eleştirmektedir.

“Bediüzzaman Allah’tan ilham mı alıyor, kendisini peygamber seviyesine mi çıkarıyor” iddiasına gelelim. Hakikaten Bediüzzaman Risaleleri vahiy alıyor gibi anlatıyor. Diyor ki, “perde açıldı, gördüm yazdım” diyor. Ama bu vahiy almak değildir. Çok net anlaşılıyor fakat nedense Abdülaziz Bayındır anlamıyor. Bediüzzaman “bana müsaade edilmedi” diyor. Yani Allah’tan ne ilham aldıysa ancak onu kağıda döktürüyor, kendi bir ekleme yapmıyor. Bediüzzaman tabii ki peygamber değil, ama peygamber gibi. Allah’tan gelen ilham ile yazıyor Risaleleri. Hatta bir Risale’de “biraz karışık oldu ama düzeltmeme müsaade edilmedi” diyerek bunu çok net bir şekilde ifade ediyor.

Sonuç olarak Bediüzzaman milyonlarca insanın imanına vesile olmuş, dünya çapında sevilen, muhteşem bir insandır. Aklıyla, derin imanıyla, son derece güzel ahlakıyla İslam âleminin göz nurudur. Mehdiyet’e zemin hazırlayan ve metafizik yönleri olan bir insandır. Kuran’ın sırlarını Risalelerde yer yer açmıştır. Bediüzzaman böyle milyonların imanına vesile olmuşken şimdi soruyorum, Abdülaziz Bayındır kimin imanına vesile olmuş? Hangi dünya çapında hareketin lideri olmuş? Bediüzzaman’ın yaptığı dünya çapında bir faaliyettir, tüm cemaatler Risale-i Nur’lardan son derece olumlu etkilenmişlerdir. Hatta Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız, devlet erkânımız bile Risalelerden etkilenmişlerdir. Bütün dünyadaki bütün Müslüman hareketlerin ana zeminini oluşturmuştur.

Bediüzzaman dünya çapında ünlüyken Abdülaziz Bayındır’ı kim tanır? Kimse tanımaz. Sonuçta Bediüzzaman’ın asrın kutbu olduğunu herkes biliyor, görüyor ve fark ediyor. Abdülaziz Bayındır’ın anlamaması son derece manidardır, anlaşılması son derece güç bir olaydır.

Bu sözlerin sahibi Abdulkadir BADILLI Saidi Nursinin talebelerinden, nurcuların ileri gelenlerinden. Özerlik isteyen milli özürlü bir arkadaş aynı zamanda. Kırmızı ile işaretlenen yerleri dikkatli okuyun. Saidi Nursi yi hangi mertebeye çıkarmış? Bu sözler ŞİRKTİR, İSLAMA, KURANA AYKIRIDIR.
 
Kul'un yazdığını Allah kelamı diye yedirmeye çalışanlar,

iyi ki varsınız,sayenizde 40 yaşımdan sonra GERÇEK MÜSLÜMANLIĞI öğrenmeye başladım :)

sizin devrinizde gelip,geçecek,ama sanmayın ki bu çok kolay olacak,Erbakan Hocamın sözlerini kulaklarınıza küpe takarım:

Bu geçiş kanlı mı olacak? Kansız mı?
 
Şu devir dediğin devir dünyaya islami devrin gelmesi safhasıysa evet. Bir devir kapanacak çok daha iyisi gelecek... Kuranın yasaları gibi...

O geçiş için milyonlarca şehit verildi ve veriliyor.. Tüm dünyada. Yani kanlı olacak...
 
ooo işte adamımız tam kıvama gelmiş.kandan bahsetmeye başlamış.gazan mübarek olsun o zaman.

Açıkça din ve mezhep ayırımı tabanlı şiddet söylemleri olan bu mesaj yüzünden üye banlanmalıdır.
 
Kandan kastım birinci dünya savaşı ve Osmanlı'nın kasıtlı ortadan kaldırılması ve sonrasında (günümüze kadar) verilen milyonlarca şehittir. Hala da dünyanın dört bir yanı müslümanlara olan baskıdan dolayı kan altındadır. Ama müslümanlar akıllanmaya ve gerçekleri anlamaya başladı. Her yerde islamı sorgulamaya gerçekleri öğrenmeye başladı. Yani buna uyanış diyoruz. Sadece Türkiyede değil. Tüm dünyada. Dolayısıyla birinci dünya savaşı ile başlayan geçiş kanlı oluyor.

mezhep ayrımı mı? hayal kurma dostum =). Mezhebin lafı bile yok orada. Çekemiyoruz sizi demiyorsunuz da kafanızdaki çekememezlikten dolayı oluşan despotizmi dışarı çıkarıyorsunuz ;). Yırtınsanız da istemediğiniz gerçek adalet tecelli edecek ;). Senin sevdiğin sallama heroları sevmek veya saygı duymak zorunda değilim...
 
Daha aynı dine mensup olduğunu iddia edip, onun üzerinde bile uzlaşamayan insanlar varken o dinin yasalarının tüm dünyaya yayılcağını söylemek yanlış olur.

Dünyada ilerki dönemde ılımlı İslam yayılabilir ancak o da bi ihtimal, hemde ılıklıktan soğukluğa giderek yüzyıllar sonrası için.

Bişeylere geçişte kanlı olmaz.. Kanlı olacak bişey varsa fakir,dışlanmış İslam ülkelerinin yine maşa Türkiye aracılığıyla kan akıtılarak, Avrupa,ABD dünyasının yeni hizmetkarları olması olur.
Bu koyu İslam ülkeleride yavaştan böylelikle yeni dünya düzeni içerisinde ılımlı İslam'a geçiş yaparlar. Çok çok daha sonralarıda dinin adı sadece kapitalist devletler adı altında olur. ABD dini ; yani hristiyanlık, müslümanlık vs değil ABD yasakları, dünya hukuku, kuralları vs..vs. Tamamen makinalaşmış, sistamatik yaşayan insanlar.
 
Geri
Üst