sen hiç milyar dolar gördünmü
::durdurun bedava değil herhalde...Kayıt ücreti altında 10-20 ytl alıyorlar..
------------
Seçim bitti yeşil kartlar iptal edil
13 Eylül 2007 13:05
5 MİLYON KİŞİNİN KARTI ARTIK YOK
Seçimlerden önce denetimsiz, bol keseden dağıtılan yeşil kartlar, 'otomatik vize sistemi' gerekçe gösterilerek seçimlerin hemen ardından iptal edilmeye başlandı. Sistemi uygulama tarihini önce 30 Mayıs olarak belirleyen bakanlığın, tarihi, seçimlerden bir ay sonraya denk gelen 22 Ağustos'a ertelemesi dikkat çekti. CHP'li Kılıçdaroğlu, AKP'yi yoksulluğu siyasallaştırarak sömürmekle suçladı.AKP hükümeti, seçimlerden önce denetimsiz olarak bol keseden dağıttığı yeşil kartları, "otomatik vize sistemini" gerekçe göstererek, seçimlerin hemen ardından iptal ediyor. Uygulama gerekçe gösterilerek 31 Ağustos itibarıyla 14 milyon yeşil karttan 5 milyon 341 bini iptal edildi. Sistemi uygulama tarihini daha önce 30 Mayıs 2007 olarak belirleyen Sağlık Bakanlığı'nın daha sonra bu tarihi 22 Ağustos'a ertelemesi dikkat çekti. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu , AKP hükümetini "yoksulluğu siyasallaştırarak sömürüp suç işlemekle" suçlayarak savcıları göreve çağırdı.
AKP hükümeti, sosyal güvencesi olmayan yurttaşların sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlama amacı taşıyan "yeşil kart" uygulamasını da "seçim yatırımı" olarak kullanmaktan kaçınmadı. CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu'nun 60. hükümetin programının görüşmelerinde de gündeme getirdiği uygulamaya göre seçimlerden önce bol keseden dağıtılan ve toplam sayısı 14 milyonu bulan yeşil kartların yaklaşık üçte biri seçimlerden sonra iptal edildi. Başbakan Tayyip Erdoğan , Kılıçdaroğlu'nun hükümet programının görüşmelerinde yönelttiği "5 milyon yeşil kart seçimlerden sonra iptal edildi mi" sorusuna ise yanıt vermekten kaçındı.
5.3 milyon yeşil kart iptal oldu
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 31 Ağustos itibarıyla 14 milyon 30 bin 969 yeşil karttan 5 milyon 347 bin 554'ü iptal edilirken, aktif yeşil kartlı sayısı 8 milyon 683 bin 337'ye düştü. Bakanlık iptallere gerekçe olarak 22 Ağustos'ta uygulamaya konulan "otomatik vize sistemi" ni gösteriyor. Buna göre yurttaşların internetten sisteme girerek, yeşil kart hizmetinden yararlanmak için adres, durum değişikliklerini güncellemeleri ya da yeşil karta muhtaçlık durumunu belgeleyerek, kartlarını "vize ettirmeleri" isteniyor. Kartlarını vize ettiremeyenlerin ise tümüyle kartları iptal ediliyor.
Seçime kadar yeşil kart verildi
Sağlık Bakanlığı'nın uygulama tarihinde yaptığı değişiklik dikkat çekiyor. Bakanlık vizeyi önce 30 Mayıs'ta uygulamayı planlamışken, daha sonra 22 Ağustos'a erteledi.
Erken seçim kararının alındığı 4 Mayıs'tan sonra 17 Mayıs'ta yeni bir genelge yayımlayan Sağlık Bakanlığı, otomatik vize uygulamasının 22 Ağustos'a ertelendiğini duyurdu.
Böylece, ekonomik durumu değişen, bilgileri yanlış ya da sahte olan yeşil kart sahiplerine de seçimlerden önce dokunulmaması sağlanırken, seçim tarihine kadar da yeni yeşil kart verilmesine devam edildi.
CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, bu uygulamanın AKP hükümetinin yoksulluğu nasıl sömürdüğünü ortaya koyduğunu söyledi. Seçimlerin Genel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Yasa'nın 152. maddesinin "Her kim kendisine veya başkasına oy veya tercih işareti verilmesi veya verilmemesi için bir veya birkaç seçmene menfaat, sair kıymetler teklif vaat eder veya verir, yahut resmi, umumi vazifeler veya hususi hizmet ve menfaatlar vaat veya temin ederse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" hükmünü anımsatan Kılıçdaroğlu, AKP'nin bu maddeye göre açıkça suç işlediğini belirterek savcıları harekete geçmeye çağırdı.
Kılıçdaroğlu: Soruşturma açılmalı
Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi: "Bu, yoksulluğun siyasallaştırılarak sömürülmesidir, o nedenle savcıları göreve davet ediyoruz. Bu, Türkiye'de seçimlerin daha adil bir ortamda yapılması için kaçınılmaz bir zorunluluktur. AKP'nin yoksulluğu nasıl sömürdüğünü bu tablo çok net ortaya koymaktadır. Bu 5 milyon insan hastalanıp yarın hastaneye gittiklerinde 'Sizin yeşil kartınız iptal edildi' diyecekler. Bu insanlar hangi gerekçeyle iptal edildiğini bilemeyecek. Ya verilirken ya iptal edilirken hata oldu denecek. O nedenle bu kartları dağıtanlar tümüyle sorumludur ve dağıtanlar hakkında soruşturma açılmalıdır. Üstelik 5 milyon değil, 1 kartta bile usulsüzlük yapıldıysa soruşturma açılmalıdır. Bu uygulama, tüyü bitmemiş yetimin hakkını AKP hükümetinin siyasal amaçlı kullanması demektir."
CUMHURİYET
sen ne dediğinin farkındamısın ben bedava gidiyorlar demiyorum kendimden bahsediyorum para verdiğimi hatırlamıyorum hastaneye ukela primimi ödüyorum gidiyorum zorunuza gitmesin çalışın oğlum
GAZETE KÖŞELERİNDEN ALINTI YAPMA SATILMIŞ KALEMLERİ BEN BİLE OKUMUYORUM ARTIK GAZETE TRAJLARINA BAK GÖRÜRSÜN :
HAFTALIK ORTALAMA GAZETE SATIŞLARI
GAZETE FİYATI 3-9 Mart 25 Şub.-2 Mrt. FARK
1 Z A M A N 45 YKr 753.761 766.568 -12.807
2 POSTA 25 YKr 637.267 638.301 -1.034
3 HÜRRİYET 40 YKr 519.558 522.552 -2.994
4 SABAH 35 YKr 435.086 426.625 8.461
5 PAS FOTOMAÇ 30 YKr 262.835 235.647 27.188
6 MİLLİYET 30 YKr 257.035 257.730 -695
7 FANATİK 30 YKr 247.109 229.366 17.743
8 TAKVİM 25 YKr 219.033 217.240 1.793
9 VATAN 35 YKr 213.492 222.157 -8.665
10 STAR 30 YKr 207.771 234.286 -26.515
11 AKŞAM 30 YKr 199.234 193.767 5.467
12 GÜNEŞ 25 YKr 166.029 164.815 1.214
13 TÜRKİYE 40 YKr 142.696 143.381 -685
14 Y. ŞAFAK 40 YKr 136.220 136.222 -2
15 SÖZCÜ 25 Ykr 97.991 91.170 6.821
16 CUMHURİYET 75 YKr 70.883 72.487 -1.604
17 BUGÜN 30 YKr 62.617 99.811 -37.194
18 A. VAKİT 50 YKr 55.723 56.589 -866
19 E..FOTOSPOR 30 YKr 55.712 50.193 5.519
20 ŞOK 25 YKr 55.379 55.410 -31
21 YENİÇAĞ 40 YKr 54.510 55.021 -511
22 MİLLİ GAZETE 50 YKr 50.901 50.823 78
23 DÜNYA 70 YKr 47.933 47.951 -18
24 FOTOGOL 30 YKr 47.202 34.541 12.661
25 RADİKAL 40 YKr 46.967 40.118 6.849
26 TERCÜMAN 30 YKr 28.940 32.620 -3.680
27 BULVAR 15 YKr 26.061 26.145 -84
28 TARAF 40 YKr 14.849 18.101 -3.252
29 REFERANS 60 YKr 14.716 14.883 -167
30 G.EVRENSEL 35 YKr 8.540 7.031 1.509
31 ORTADOĞU 30 YKr 8.518 8.548 -30
32 YENİ ASYA 50 YKr 7.735 7.757 -22
33 BİRGÜN 75 YKr 7.087 6.707 380
34 YENİ MESAJ 30 YKr 5.509 5.506 3
35 TODAY'S ZAMAN 1.5 YTL 4.558 4.569 -11
36 T.DAILY NEWS 1,50 YTL 2.699 2.607 92
37 HÜRSES 10 YKr 2.169 2.174 -5
38 ÖNCE VATAN 15 YKr 1.063 1.081 -18
GENEL TOPLAM 5.175.388 5.180.500 -5.112
Kaynak: YAYSAT-MDP
Senin Gibi Düşünenler Kalmamış Olsa Gerek Okur Sayısı En Küçük Ilin Nüfusuna Bile Denk Gelmiyor Bırakın Artık Uğraşmayı Sizin Sahte Cumhuriyetiniz Bitti Bundan Sonra Asıl Cumhuriyet Ve Demokrasi Geliyor
Ergenekon’un karargahı Türk Ortodoks Kilisesi
Ergenekon’un karargahının ve kasasının Türk Ortodoks Patrikhanesi olduğu iddia edildi.Veli Küçük’ün de aralarında bulunduğu 13 tutuklamanın ardından sürpriz ise, ünlü aktör Tom Cruise’un tarikatıyla bağlantılı bir ismin gözaltına alınması oldu.
DİĞER HABERLER
• AKP’liler istedi, Barroso TBMM’de konuşacak
• Meclis’te rüşvet tartışması
• Üniversitede kavganın nedeni kız meselesi
• Kraliçe II. Elizabeth 13 Mayıs’ta Türkiye’de
• Diyarbakırlı STK’lar Baykal ve Gül’e gitti
GÜNCEL - EN ÇOK OKUNAN HABERLER
• Üniversitede kavganın nedeni kız meselesi
• ÖSS’ye başvurularda sürpriz
• AKP’liler istedi, Barroso TBMM’de konuşacak
• Avukatlara göre yeni 301’le davalar bitmez
• Kraliçe II. Elizabeth 13 Mayıs’ta Türkiye’de
Bu Nedir
Google Yahoo Facebook
Mixx Digg StumbleUpon
Del.icio.us reddit
NTV-MSNBC
Güncelleme: 15:44 TSİ 29 Ocak 2008 Salı
İSTANBUL - Susurluk’tan bugüne adı her karanlık olayda geçtiği halde sorguya dahi çekilmeyen emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün cezaevine girmesine neden olan Ergenekon Terör Örgütü’nün karargah olarak Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi’ni kullandığı; diğer kiliselerin tanımadığı ‘bağımsız’ Türk Patrikhanesi’nin aynı zamanda örgütün kasası olduğu iddia ediliyor. Örgütün ünlü aktör Tom Cruise’un “Scientology” tarikatıyla da sürpriz bağlantısı ortaya çıktı. Tarikatın Türkiye ayağına bir dönem üye olduğu belirlenen İ.G., Ergenekon Terör Örgütü’ndeki isimlerle yakın ilişkisi nedeniyle gözaltına alındı.
AKP İLE SAVAŞANLARA BAKIN KİMLERMİŞ
Glock tabancalarla suikast bombalarla darbe ortamı
Ergenekon soruşturmasında basına yansıyan iddialara göre örgüt Kürt kökenli işadamları, siyasiler, üst düzey bürokratlar ve ünlü isimlere suikast düzenleyecek, bombalı eylemler yapacaktı. Oluşacak kaos ortamı darbeye zemin hazırlayacaktı
İSTANBUL - Ulusalcı cephenin tanınmış isimleri gözaltında tutulurken, yayın yasağı olmasına karşın gazeteler, kimi unsurları birbiriyle çelişse de çeşitli iddialar ortaya attı. İddialara göre, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'u öldürmek için çete için Glock bir tabanca ve 2 milyon YTL aranıyordu. Çete ünlü isimlere suikastlar yaparak Türkiye'yi darbe ortamına sürüklemek istiyordu. Darbenin planlanan tarihiyse 2009'du. Ankara'da Sıhhıye Otoparkı'nda bulunan 700 kiloluk patlayıcı dolu minibüs çeteye aitti. Çete panik yaratmak için üç bombalı minibüsün İstanbul'da dolaştığı iddialarını yaymıştı. Henüz doğrulanmamış bu iddialar, çetenin ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Pamuk ve 2 milyon YTL
Hürriyet gazetesi, polisin teknik takibine göre örgütün Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'a suikast için 2 milyon YTL'lik kaynak aradığını yazdı. Milliyet gazetesi benzer iddialarda bulunurken Hürriyet'ten farklı olarak çetenin Glock marka silah ve tetikçiyi bulduğunu, tetikçiye verilecek 2 milyon YTL'yi de temin ettiklerini yazdı.
Darbe hazırlığı
Yenişafak gazetesi, çetenin darbe hazırlıkları yaptığını öne sürdü ve önemli iddialar haberleştirildi: "Örgüt, bombalı eylemler ve suikastlarla ülkeyi kaosa sürükleyerek askeri darbe için ortam hazırlamayı planlıyordu. Örgütün, Kürt kökenli işadamları, siyasiler, üst düzey bürokratlar ve ünlü isimlere suikast düzenleyeceği, bombalı eylemlerle kaos ortamı yaratarak 2009'da askeri darbeye zemin hazırlamayı planladığı belirlendi. Ankara'da bir otoparkta ele geçirilen 700 kilo TNT yüklü minibüsün de Ergenekon çetesi tarafından suikastlar için hazırlandığı anlaşıldı. İstanbul'da geçtiğimiz hafta polisi alarma geçiren üç bomba yüklü araç ihbarı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın güzergahında bombalı araç bulunduğu iddiaları da örgüt işiydi. Muzaffer Tekin, patlayıcılarla ilgili olarak sayfalar dolusu bilgi verdi ve diğer zanlılarla olan ilişkilerini tek tek anlattı."
Suçu PKK'ya attılar
Sabah gazetesinde "Gözdağı vermek için Sıhhiye'de çokkatlı otoparka 'patlayıcı madde yüklü' araç bırakıldı, endişeyi körükleyen 'Üç bomba yüklü minibüs dolaşıyor' dedikodusu yayıldı, Diyarbakır'da kendi adamları Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Başkanı'na silahlı saldırı düzenleyip PKK saldırdı dediler. Gözaltına alınan bir kişinin otomobilindeki belgelerde şifreler yer aldı. Örgüt hedefteki kişileri, 'tavşan', tetikçileri ise 'çiftçi' olarak şifrelemiş. Bu kişinin üzerinde yedi kroki çıktı" denildi.
Yeni suikast iddiası
Gazetelerdeki bir diğer iddiaya göre Fethullah Gülen'e yakın emekli bir albay hedefteydi. Pendik'te 10 Ocak 2007 günü ruhsatsız tabanca ve 81 mermi ile yakalanarak gözaltına alınan Kuvayi Milliye Derneği Başkan Yardımcısı Murat Çağlar'ın, Gülen cemaati ile ilişkisi olduğunu düşündükleri emekli bir albayı öldürmek istediği iddia edildi.
Hablemitoğlu bağlantısı
Bir iddiaysa 19 Aralık 2002'de öldürülen ve faili meçhul kalan doçent Necip Hablemitoğlu'yla ilgiliydi. İddiaya göre İbrahim Çiftçi isimli bir kişi savcılığa giderek Necip Hablemitoğlu cinayetini işlediğini belirtti. Ancak savcılık Çiftçi'yi inandırıcı bulmadı. İzmir Alsancak semtinde kafe işleten İbrahim Çiftçi'nin işyerine 2006 Ekim ayında iki el bombası atıldı ve Çiftçi öldü. Çiftçi'nin cenazesine Susurluk sanıklarından Sami Hoştan, Yaşar Aktürk ve Necdet Ulucan gibi isimler katıldı.
--------------------------------------------------------------------------------
Susurluk'tan Ümraniye'ye Ergenekon terör örgütü
Polisin 'Ergenekon terör örgütü' olarak kayıt altına aldığı oluşumdaki isimler Susurluk'tan Danıştay saldırısına, Hrant Dink'in öldürülmesinden 301'den yargılanan kimi yazarların tehdit edilmesine kadar birçok olayda boy gösterdi
'Vatansever', 'ulusal', 'milli' gibi adlarla örgütlenen irili ufaklı birçok yapının bileşimi olan Ergenekon'un son operasyonla büyük yara aldığı düşünülüyor. Ancak ortaya çıkan ilişkiler yumağına karşın eksiklik olduğuna inananlar da var
Muzaffer Tekin
1984'te ordudan atılma eski bir yüzbaşı. Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan ile saldırı öncesinde 15 kez telefonla görüştüğü saptandı. Danıştay baskınından sonra kaçarak emekli astsubay Mahmut Öztürk'ün evinde saklandı. İntihara teşebbüs etti. JİTEM'in kurucularından Ahmet Cem Ersever, TSK'dan şeref madalyası sahibi olan Tekin'in sınıf arkadaşı. Susurluk hükümlüsü Korkut Eken ile görüşüyor. TİT kurucusu Semih Günaltay'ın yanı sıra, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ve Türk Mukavemet Teşkilatı ile bağları olduğu biliniyor. Susurluk'un önde gelen isimlerinden İbrahim Şahin ve Veli Küçük'le çekilmiş fotoğrafları bulundu. Tekin'e yardım eden ve Kıbrıs'ta kumarhane çatışmasında ölen Musa Çakmak da Şahin'in eski koruması. Geçen haziran ayından beri tutuklu.
Veli Küçük
Emekli Tuğgeneral. Susurluk skandalına adı karışan en üst rütbeli komutandı. Abdullah Çatlı ve 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilişkisi saptandı.Küçük'ün adı milliyetçi 'Kızıl Elma' koalisyonunun organizasyonu ile tekrar duyuldu. Güneydoğu bölgesinde yüzlerce faili meçhul cinayetin faili olarak anılan JİTEM'in kurucusu. Danıştay Baskını sonrasında gözaltına alınıp bırakılan, ardından Ümraniye'de bir gecekonduda yakalanan bombalarla ilgili operasyon nedeniyle tutuklanan Muzaffer Tekin'le doğrudan ilişkisi var. Hrant Dink cinayetinden sonra Orhan Dink, Küçük'ün, kardeşini tehdit ettiğini ileri sürdü. Küçük, şu an ortaya çıkan veriler dikkate alınırsa Ergenekon'un en önemli ismi. Gözaltında.
Ergün Poyraz
Ulusalcı cephede yer alan yazar. Verdiği ifadeler, Fethullah Gülen ve Başbakan Tayyip Erdoğan hakkındaki soruşturmalarda etkili oldu. Oktay Yıldırım'la arkadaşlığı var. Geçen temmuzdan beri tutuklu.
Oktay Yıldırım
Ordudan malulen emekli edildi. Muzaffer Tekin'in çok yakın arkadaşı. 'Kuvvai Milliye' Derneği'nin İstanbul il başkanlığını yaptı. Cumhuriyet gazetesine bomba atılması ve Danıştay saldırısından dolayı tutuklu.
Ümit Oğuztan
Postmodern darbe olarak anılan 28 Şubat döneminde ünlü travesti Sisi
ile birlikte Ali Kalkancı'nın eşi Emire Kalkancı'yı televizyonlara çıkmaya ikna etmişti. Ümit Oğuztan'ın o günlerde yazdığı yazılarla postmodern darbe ortamının hazırlanmasında etkili olduğu iddia ediliyor.
Oğuztan şu an gözaltında.
Bekir Öztürk
www.kuvayimilliye.net sitesideki yazılarla bir süre avukat Kemal Kerinçsiz'in sesi oldu. Kerinçsiz ile yollarını ayırıp aynı adla dernek kurdu. Genel başkanı olduğu derneğin İstanbul şubesinin başında Oktay Yıldırım vardı. Tutuklu.
Zekeriya Öztürk
Muzaffer Tekin Danıştay baskını nedeniyle aranırken yanındaydı. Tekin o günlerde emekli astsubay Mahmut Öztürk'ün villasında saklanmıştı. O dönem sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı. Gözaltında.
Taner Ünal
VKGB'nin başkanı olan Taner Ünal'ın Muzaffer Tekin ile ilişkisi sabit. Danıştay baskını sonrasında gözaltına alındı ve serbest bırakıldı. Daha sonra Ümraniye bombalarıyla ilgili gözaltına alınarak tutuklandı.
Kemal Kerinçsiz
Bir grup ülkücü avukatla birlikte kurduğu Büyük Hukukçular Birliği Genel Başkanı olarak Elif Şafak, Orhan Pamuk, Perihan Mağden, Hrant Dink gibi isimler hakkında başlattığı kampanyalarla adını duyurdu. Geçen yıl yapılması planlanan Ermeni Konferansı'nın iptali için de dava açtı. Perihan Mağden hakkındaki davanın duruşmasına zanlılardan Zekeriya Öztürk'le birlikte geldi. Çok sayıda 'ulusalcı' eyleme Veli Küçük, Muzaffer Tekin gibi isimlerle birlikte katıldı. Muzaffer Tekin'in de avukatlığını yapıyordu. Gözaltında.
Fuat Turgut
Kemal Kerinçsiz gibi 'milliyetçi' suçluların avukatlığını yaptı. Adını Hrant Dink suikastinin azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanan Yasin Hayal'in savunarak duyurdu. 'Yüksekova Çetesi'nin de avukatıydı. Gözaltında.
Sevgi Erenerol
Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin basın sözcülüğü görevini yürütüyor. Avukat Kemal Kerinçsiz'le birlikte 301 davalarında, emekli tuğgeneral Veli Küçük'le birlikte de ulusalcı toplantılarda boy gösterdi. Gözaltında.
Fikri Karadağ
Muzaffer Tekin'in devre arkadaşı. Danıştay saldırısından sonra Vatansever Kuvvetler Güçbirliği'nden ayrıldı. Emekli Kurmay Albay olan Karadağ, Kuvvai Milliye Derneği'ni kurdu. 'Ölme-öldürme' yeminiyle tanındı. Gözaltında.
Hüseyin Görüm
Fikri Karadağ'ın kurduğu İstanbul merkezli Kuvayi Milliye derneğinin ikinci adamı. Örgüt elemanlarının nikâhlarını milli bir törene dönüştüren fotoğraflarla basına yansımıştı. Gözaltında.
Alparslan Arslan
Danıştay'a yönelik saldırının ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasının asli faili. Avukatlık stajını Sedat Peker'in avukatının yanında yaptı. Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ile ilişkisi tespit edildi. Arslan'ın aracında yapılan aramada, Ercan Cin adına düzenlenmiş VKGB kartviziti çıktı. Cin "Benim kartvizitim binlerce kişide var" dedi. Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasını barmen Tekin Irşi ile birlikte yaptığı tespit edildi. Arslan'ın TİT'in kurucusu Günaltay ile de ilişkisi olduğu iddia edildi. Tutuklu.
Fikret Emek
Emekli Binbaşı Fikret Emek, Eskişehir'de yakalandı. Muzaffer Tekin tarafından ismi verildiği iddia edilen Emek'in Ankara'daki evi ile Eskişehir'deki iki ayrı adrese düzenlenen baskında polis bir cephaneliğe ulaştı. Tutuklu.
Semih Günaltay
Akın Birdal suikastı ve Türk İntikam Tugayı'nı kurmaktan hapse mahkûm oldu. Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan'la yaptığı telefon görüşmesi saptandı. Kitaplarını Türk Solu dergisi bastı. Serbest.
Sedat Peker
Kelebek operasyonunda tutuklandı. Drej Ali ile uzun yıllardır tanışıyor. Caner Yiğit'i Veli Küçük'e koruma olarak tahsis ettiği iddia ediliyor. Peker'in
www.öztürkler.com adlı internet sitesinin açılışına Küçük de katılmıştı. Gözaltında.
Güler Kömürcü
Akşam Gazetesi yazarı. Elinde devlet sırrı niteliğindeki çok sayıda belge bulunduğu ortaya çıktı. Telefonu dinlemeye takılan Kömürcü'nün Sedat Peker ile son derece samimi olduğu belirlenmişti. Gözaltında.
Sami Hoştan
Drej Ali gibi Susurluk davasının tanınmış ismi. Davada dört yıl hapisle cezalandırıldı. Veli Küçük ile doğrudan ilişkisi olduğu öne sürülüyor. Ergenekon çetesine lojistik destek verdiği belirtiliyor. Gözaltında.
Ali Yasak
'Drej Ali' olarak biliniyor. Adı 2. MİT raporunda Tansu Çiller-Mehmet Ağar tarafından kurulan örgütle anıldı. Sedat Peker, Sami Hoştan'la çetenin yeraltı bağlantılarını sürdürdüğü üzerinde duruluyor. Gözaltında.
Anayasa'nın mahkemelerin bağımsızlığı ile ilgili 138. maddesine göre, 'Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.' Bu hükmü, AK Parti'nin kapatılması dâvasında gözden geçirirsek, hiçbir organ, makam, mevki ve kişinin mahkemelere talimat verdiği, genelge gönderdiği veya tavsiye ve telkinde bulunduğu, hukuken iddia edilemez. Nasıl ki, CHP ve jakoben oligarşi, Başsavcı'nın İddianamesi'ni haklı bulmuş ve AK Parti'nin kapatılması sürecini destekle-mişse, AK Parti ve demokrasiyi savunan çevrelerin de buna karşı çıkması tabiîdir.
Aslında, AYM'nin '367 Kararı'ndan önce Baykal'ın, 'Anayasa Mahkemesi'nin 367 milletvekili bulunmadan Cumhurbaş-kanı seçilebileceği yönünde karar vermesi durumunda, Türkiye'yi tehlikeli bir çatış-maya sürükleyecektir' şeklindeki beyanı, 138. maddenin açık bir ihlâli niteliğindedir.
Diğer taraftan, TCK'daki, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs başlıklı 288. maddedeki hükmün, ceza dâvalarında geçerli olduğu görülmektedir. Halbuki, parti kapatma dâvası ceza dâvası sayılmıyor ve AYM de bu dâvalar için 'kendine özgü dâva' diyor. CMK uygulamasında da bu böyledir. Kaldı ki, 288. maddede 'soruşturma' ve 'kovuşturma'dan bahsediliyor; parti kapatmada bu süreç sözkonusu değildir.
Bu tesbitlere rağmen, Yargıtay C. Başsavcısı'nın AK Parti'yi kapatma dâvasının eleştirilmesi, Savcı'yı hedef alma ve yıpratma olarak görülmüş; bu konuda Yargıtay Başkanı, hukuk fakülteleri dekanları ve gazeteler, Başsavcı'yı koruyan ve başta Başbakan olmak üzere AK Parti'nin kapatılmasına karşı çıkanları eleştiren beyanlarda bulunmuşlardır.
* * *
Kamuoyunun gündemindeki ikinci konu, İstanbul C. Başsavcısı'nın yürüttüğü Ergenekon Çetesi soruşturmasıdır. Bu konuda uygulanan çifte standardı belirtmeden önce, eski bir köşe yazarının, bir siyasî parti başkanının ve eski bir üniversite rektörünün içine düştüğü bu durum hakkında üzüntümüzü ifade edelim.
Lâkin, bu defa bir ceza dâvası soruştur-ması ve kovuşturması söz konusudur.
Başsavcının gözaltına alması ve soruşturma yapması hakkında eleştiride bulunmak, açıkça TCK'nın 288. maddesine aykırıdır. Gözaltına alma zamanına gelince, dün bir açıklama yapan Başsavcı, bu durumun eş zamanlı operasyon zorunluluğundan ortaya çıktığını belirtmiştir. Bu arada, tutuklananlardan birisinin notları arasında çıkan krokilerden, Yargıtay'da da Danıştay benzeri bir suikast hazırlığı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şimdi, şu soruyu sormak hakkımızdır: Siz nasıl olur da kapatma dâvasında Yargıtay C. Başsavcısı'nı savunurken, çete dâvasında gözaltı kararını veren İstanbul C. Başsavcısı'nı yerden yere vurabilirsiniz? Bu açık bir çifte standart değil midir?..
* * *
Türkiye'de demokrasiye ve siyasete karşı bir komplo var. Ergenekon Çetesi ve benzeri ulusalcı geçinen oligarşik örgütler, düzenledikleri cinayetler ve provokasyonlarla AK Parti'nin şeriat devleti kurmak istediğini ileri sürerek partiyi kapattırmaya ve askere darbe yaptırmaya uğraşıyorlar. Antidemok-ratik faaliyetlerin üzerine gidildikçe, oligar- şik azınlık, hukuku ve askeri kullanarak millî iradeyi devre dışı bırakmaya çalışıyor.
Bu gerçek, artık milletimiz tarafından iyi bilinmektedir.
YOKSA BURADA AÇIKÇA DÜŞMANLIK YAPANLARDAMI ERGENEKONCU ULUSALCI GEÇİNEN ZAVALLILAR