Bu konuda araştırma bile yaptım sonuçta putperestlerin putlara put demediğini allah dediğini öğrendim ayrıca peygamberin babasının adıda allahın kulu anlamına gelen abdullahtır. ebu cehile bir putu gösterip bu ne diye sorma imkanınız olsa kesinlikle allah derdi çünkü putperestler puta put demez allah derdi ve her allahın ayrı bir adı ve özelliği vardı mesela hübel allahı en büyük allahtı sonra mekkenin ve arapların koruyucusu menat allahı vardı. Acaba Atamıza dil uzatanların ve uğraşanların allahı hangi allah? Her yerde en büyük allah dediklerine göre hübel allahından bahsediyor olmalılar yada şeytana allah diyor olmalılar .....
Kısaca açıklayayım... Tamamen yanlış bilgi sahibisin. Bir Kur'an mealini tefsirle okusaydın böyle olmazdı. İnanmak için gönlün varsa hiçbirşey için geç değildir. İlk önce Allah kavramı Hz Muhammed (sav)'in ortaya çıkardığı birşey değildir. Allah'ın gönderdiği bütün dinler ilk başta İslam'dı... Ama hepsinin kitaplarındaki hükümlerin bazıları değişikti (emirler ve yasaklar) ve o zamanın topluluğuna hitap ediyordu (Kuran mealinde geçer)... Hz Muhammed (sav)'in peygamberliğinden önce arap yarımadasındaki durumu özetlemem gerekirse 6 inanış vardı.. Bunlar Haniflik, Putperestlik, Mecusilik, Sabiilik, Musevilik, Hristiyanlıktır...
1)Sabiilik: Kur'an'da sadece adı geçen bir topluluktur. Başta Allah'a inanırken sonradan Allah yanında güneş, ay ve gezegenleri ilah edinmişlerdir. Daha sonra bu gezegenleri taştan heykel formuna dönüştürerek bu şekilde de putlaştırmışlardır. Peygamberlerin insan olamayacağına, vahyin direkt melekler aracılığıyla geleceğine inanıyorlardı. Yani bunlar özünde Allah'a inanmakla birlikte zaman içerisinde dini tahrif ederek şirk koşanlar içine girmişlerdir. Ehl-i kitap (kendisine kitap verilenler) kategorisindedirler. Günümüzde bu grup kalmadı.
2)Mecusilik: Zerdüştlük de denilir. Ateşin ısıtmak, pişirmek gibi temel işlevleri yanında başka tarzda büyük güçlerinin olduğuna, kısaca hayatın kaynağı olduğuna inanan bir topluluktu. Hayatın İyilik ve kötülükten oluştuğuna inanıyorlardı. İyilik tanrısı diye geçen Yezda, Allah'ın tahrif edilmiş dindeki kalmış halidir. Kötülük tanrısı olan Ehrimen ise muhtemelen şeytanın ilahlaştırılması olarak tarif edilebilir. Kitapları vardı. Adı Zend Avesta'dır. Bu grup da kur'an'da ehl-i kitaptan sayılmıştır. Tabi günümüzde kalan bir topluluk değil günümüzde kuran okunurken ehl-i kitap tabiri geçtiğinde anlaşılması gereken sadece museviler ve hristiyanlardır.
3)Haniflik: Bu grup Hz ibrahim (a.s)'ın dinini araştırmaya çalışan, hristiyanlık, musevilik ve zerdüştlük gibi dinlere meyletmeyen kimseler vardı. Bunlar Allah'ın yeniden bir peygamber aracılığı ile bir din göndereceğine inanıyorlardı.
4)Hristiyanlık: Kimse inkar edemez o dönemde vardı ve Allah'a inanan bir topluluktu. Bu da Allah'ın sonradan uydurma olmadığını kanıtlamaya yeter =). Bunlar Teslis inancından dolayı şirk ehli topluluktur. (Kuranda açık açık yazar. Andolsun isa mesih allahtır diyenler kafir oldular şeklinde... Bir başka ayette ise isa allahın oğludur dediler. Bu onların uydurmalarıdır şeklinde geçer.). Örnekte de belirttiğim gibi teslisin de kategorileri değişiktir kimi isa (as)'a allahın oğlu der, kimisi direkt allah'ın insan kılığına girmiş formu der.... Sonuçta hepsi şirktir.
5)Musevilik: Bunlar da inandıklarından ötürü şirke düşmüş topluluktur... Mesela tevratta yakup (as) haşa allahla güreş tutup allahın belini incitmiş bir insan olarak tarif edilmiştir... Yine tevratta haşa allah cennete inmiş adem(a.s) yasak meyveden yemiş allah güya soruyormuş adem neredesin seni bulamıyorum diye?... Tevratta Üzeyir (a.s)'ın allahın oğlu olduğu iddia edilir.. İddialar bununla da sınırlı değildir... Yani musevilik itikadi teşbih akidesidir... Teşbih akidesine iman da, teslis akidesine iman gibi şirktir. O dönemde ŞİRKE DÜŞMEDEN (hristiyan olanlardan teslis akidesini, musevi olanlardan da teşbih akidesini reddederek) ehl-i kitaptan herhangi bir dine inanan kişilerin cennete gideceğini kuran müjdelemiştir (Yani şirke düşmeksizin allaha inanan ehl-i kitap kategorisindeki herkes...Tabi bu islamdan önceki hükümdür. Yoksa islamdan sonra herkes islama girmekle mükelleftir. Bu dediğimi ispatlayabileceğim çok fazla ayet vardır.)
6)Putperestlik: Geldik senin konuna. Diyorsun ya allah diyolarmış putlara hiç alakası yok =)... Bununla ilgili uyduruk sitelerden veya atmasyon kitaplardan okuduğun şeylerin hiçbir tarihi değeri yok çünkü gerçek bir kaynak bile gösteremezler olaylar hakkında =)... Neyse konuya dönelim. Putperestler Allah'ı biliyolar ve iman ediyorlardı. Hem de Allah'ın en büyük olduğunu da biliyorlardı. (Bana inanmayan kuranı kerim meali okusun). Üstelik bu adamlar putlara da tapmıyorlardı. (yani tanrı olarak kabul etmiyorlardı... Bana inanmayan yine kuranmealini okusun. Ama yaptıkları hareketlerle Allah'ın hakimiyetini putlar arasında bölüştürdükleri için dolaylı yoldan onları ilahlaştırdılar... zümer suresi 3. ayet) Onlar putları haşa allah'ın kızları, şefaatçileri olarak görüyorlardı. Dolayısıyla allahın razı olması için allah ve haşa şefaatçileri saydıkları putlar adına kurban kesiyolarlardı. Halbuki bir hayvan yalnızca allah için kurban edilebilir... Zaten sürekli olarak putlara kız ismi vermeleri de bundan kaynaklanmaktadır. Yani kıssadan hisse tapmak ibadet etmek anlamında değildir... Allah'tan başka birşeye tapmak demek Allah'ın sınırları içerisine girebilecek herhangi bir üstünlüğün, Allah dışındaki bir varlıkta da olduğunu iddia etmek demektir. Velhasıl put Allah yanında ondan başka birşeyden medet umuluyorsa o umulan maddi veya manevi şey (bu herşey olabilir) puttur.
Mesela Allah'ı inkar eden bir insan da beyninin en doğru düşündüğü yanılgısına kapılarak beynini putlaştırmış olur yani şirk koşmuştur... Başka bir açıdan bir insan bir başkasına senin yardımın olmasaydı bunu asla yapamazdım derse bu şirk olur. Çünkü o adam olmasa bile asıl yardım Allah'tan gelmektedir. Yardımın asıl kaynağını yardım aldığı adam yaparak o adama allahın vasfını yüklemiştir. Nazar boncuğundan, muskadan medet ummak, bunlardan bir beklenti içine girmek de bu sayılanları putlaştırmaktır. Yani Put taş, beton, heykel demek değildir sadece... Gözle görülecek görülemeyecek herşey put olabilir. Açık şirki (Açık putlaştırma) ayırt etmek kolaydır bir de gizli şirk (gizli putlaştırma) vardır ki kimisini farketmek imkansızdır. Putun, putçuluğun kısaca felsefesi budur. Şirke düşen insan o an için dinden çıkmıştır. Hatasını anladığı zaman, vakit kaybetmeden tövbe istiğfar etmeli ve kelime-i şehadet getirmelidir.
Sadede gelmem gerekirse islamdaki EN ÖNEMLİ ŞEY iman ve neye inanıldığı konusudur... Bunu oturtmadan, anlamadan iman edilmiş olunmaz ve iman etmeyen birisinin de bütün yaptıkları boşa gitmiştir... İlk emri OKU olan bir din olduğu için de her müslümanın neye inandığını okuyacak kadar olaylara vakıf olması farz-ı ayndır.