Atatürk resmi kitaplardan niye çıktı?

Albayrak

Can Feda
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
4,439
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Aydınlığın karanlıkla savaşından...
131659014233289.jpg



CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e, “2011-2012 eğitim ve öğretim yılı için Bakanlıkça hazırlanıp, ilköğretim öğretmenlerine gönderilen kılavuz kitaplarından, Atatürk’ün resmi, Gençliğe Hitabesi ve İstiklal Marşı niçin çıkartılmıştır” diye sordu.

CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e, “2011-2012 eğitim ve öğretim yılı için Bakanlıkça hazırlanıp, ilköğretim öğretmenlerine gönderilen kılavuz kitaplarından, Atatürk’ün resmi, Gençliğe Hitabesi ve İstiklal Marşı niçin çıkartılmıştır” diye sordu.

CHP Denizli Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Adnan Keskin, TBMM Başkanlığı’na Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Keskin, Milli Eğitim Bakanı’na şu soruları yöneltti:

"DEĞİŞİKLİĞİN AMACI NE?"
“Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Yasası’nda KHK ile yapılan değişiklikle Bakanlığın görevleri arasında yer alan ‘Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı öğrenci yetiştirme ve Cumhuriyetin niteliklerini benimsetme’ ibaresi yasadan çıkartılmıştır. Bu ibare yasadan niçin çıkartılmıştır?
Yapılan değişiklikle ne amaçlanmaktadır?

Önümüzdeki ders döneminde öğrenciler hangi ilkeler doğrultusunda eğitilip yetiştirilecektir?

2011-2012 eğitim ve öğretim yılı için Bakanlıkça hazırlanıp, ilköğretim öğretmenlerine gönderilen kılavuz kitaplarından, Atatürk’ün resmi, Gençliğe Hitabesi ve İstiklal Marşı niçin çıkartılmıştır?

Bu yeni düzenleme ile Cumhuriyetin ideolojik ve felsefi temellerinin ortadan kaldırılması mı amaçlanıyor?

Aydınlanma devrimleri zihinlerden silinmek mi isteniyor?”

Kaynak
 
O kadar aydın bir ülkeyiz ki ilkelerle muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıktık.. Gelişmiş ülkeler içerisindeyiz =)...

ayrıca sorunun cevabı gayet basit... Çağdaş olmak resim göstermekle oluyorsa orada bi arıza var demektir.. Zaten reklamlar da görsellikten istifade ederek bir yerlere gelmeye çalışmazlarmı.. Örnek olarak kola tamamen zararlı, uzun süre kullanımı sigara gibi bağımlılık ve sağlık problemleri yaratan bir üründür... Diğer taraftan reklam verirken kolanın bu yönünden bahsetmek yerine sadece marka logosu, bir takım ferahlama sesleri, soğuk bir içecek olduğunun defalarca belirtilmesi onu favori içecek yapabilmektedir. Bir bakıma sömürü methodudur görsel reklam... Ne kadar çok gösterirsen insan bir süre sonra gözüyle gördüğünü kafasında kurduklarıyla hiçbir ekstra etki olmadan mükemmelleştirebilmektedir. Dikkat edin yazı demiyorum.. Bir şeyin adının yazmasının bir etkisi olmaz o bir yazıdır... Ama resim öyle değildir... Diğer tarafta her kitaba basılan resimlerle ülke kağıdını israf ediyor... Garip bir ülke... Hiçbir ülkede böyle bir uygulama yokken neden türkiye böyledir. Çünkü tekrar uyanış küresel ölçekli israil firmalarının kökünü sallandırdığı gibi, ortadoğudaki varlığına da son verecektir de ondan... Halkı afyonlarla uyutmak gerekmektedir, çünkü ortadoğu gerçeği anlarsa armeggedon için harekete geçecektir. Kendi kolasının reklamını yapan yahudi elbetteki reklamın nasıl yapılabileceğini çok iyi bilmektedir.

Allah en büyüktür!
 
Evir çevir sen... Olmayınca olmuyor işte... Zorlama...
 
Ülkenin yaşama amaçlarını, onurunu kola firması ile eş değer tutmaya çalışan zihniyet : )
Millet olma bilincine erişemeyenler olacaktır. Er ya da geç onlara da öğreteceğiz. Öğrenecekler..
 
Atatürk'ün resmini, Gençliğe Hitabe'sini kitaplardan çıkartan zihniyet yakında o kitaplara Fetullah Gülen'i koyarsa hiç şaşırmam!
 
bi de sahte müslümancıklar çıktı ortaya.şimdi artık allah kelimesini ağızlarından düşürmüyolar.sanki daha önce allah yokmuş da akp zamanında gelmiş gibi konuşuyolar.

şimdi artık atatürk ten bi haber,onun ilkelerinden,gençliğe hitabesinden,istiklal marşından ve onun ne gibi zorluklarla yazıldığından bi haber hatta daha da önemlisi NEDEN yazıldığından bi haber bilinçsiz bir gençlik yetiştiriliyor.

neden mi ? çünkü bilinçsiz tarihini unutmuş cehalet içinde bir toplumu istenildiği gibi şekillendirmek çok daha kolaydır.
 
O kadar aydın bir ülkeyiz ki ilkelerle muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıktık.. Gelişmiş ülkeler içerisindeyiz =)...

ayrıca sorunun cevabı gayet basit... Çağdaş olmak resim göstermekle oluyorsa orada bi arıza var demektir.. Zaten reklamlar da görsellikten istifade ederek bir yerlere gelmeye çalışmazlarmı.. Örnek olarak kola tamamen zararlı, uzun süre kullanımı sigara gibi bağımlılık ve sağlık problemleri yaratan bir üründür... Diğer taraftan reklam verirken kolanın bu yönünden bahsetmek yerine sadece marka logosu, bir takım ferahlama sesleri, soğuk bir içecek olduğunun defalarca belirtilmesi onu favori içecek yapabilmektedir. Bir bakıma sömürü methodudur görsel reklam... Ne kadar çok gösterirsen insan bir süre sonra gözüyle gördüğünü kafasında kurduklarıyla hiçbir ekstra etki olmadan mükemmelleştirebilmektedir. Dikkat edin yazı demiyorum.. Bir şeyin adının yazmasının bir etkisi olmaz o bir yazıdır... Ama resim öyle değildir... Diğer tarafta her kitaba basılan resimlerle ülke kağıdını israf ediyor... Garip bir ülke... Hiçbir ülkede böyle bir uygulama yokken neden türkiye böyledir. Çünkü tekrar uyanış küresel ölçekli israil firmalarının kökünü sallandırdığı gibi, ortadoğudaki varlığına da son verecektir de ondan... Halkı afyonlarla uyutmak gerekmektedir, çünkü ortadoğu gerçeği anlarsa armeggedon için harekete geçecektir. Kendi kolasının reklamını yapan yahudi elbetteki reklamın nasıl yapılabileceğini çok iyi bilmektedir.

Allah en büyüktür!

Uzun uzun yazdığın bu yazıyı kafam dalgın olabilir anlamamış olabilirim diye tekrar okudum ama yine anlamadım, "ulan algım mı zayıfladı acaba" dedim tekrar okudum. ı-ıh oku oku anlaşılmıyor, görünürde Türkçe yazılmış olan yazı benim bildiğim Türkçe' den o kadar farklı ki. Her okduğumda insanlara Atatürk' ü, O' nun ilke ve inkılaplarını, hayat görüşünü, medeniyet anlayışını hatırlatacak unsurların gereksizliğinin vurgulandığı anlaşılıyor.
Allah büyük, vatana tüm varlığıyla hizmet edenleri görmeyenleri, görmek istemeyenleri O' da görmez nasılsa.
garipsin dostum
 
Atatürk'ün resmini, Gençliğe Hitabe'sini kitaplardan çıkartan zihniyet yakında o kitaplara Fetullah Gülen'i koyarsa hiç şaşırmam!

bir arkadaşım facebook ta şu cümleleri paylaşmış:

hayatta 3 kişiden korkacaksın;

yalandan gülenden

arkandan gülenden

fetullah gülenden :durdurun
 
Değerlerine sahip çıkamayan milletler sömürülmeye, ezilmeye aşşağılanmaya mahkumdur. En büyük değerlerimiz BAYRAĞIMIZ,VATANIMIZ, CUMHURİYETİMİZ ve ÖNDERLERİMİZDİR. Bunların dışındaki değerler teferruattır. Eğer bu değerlere inanmayan varsa gitsin başka bayrak altında tatmin olsun yada Tanrının milletimize bir lütfu olan Atamızla uğraşmasın, nankörlük köpeklik etmesin.

Atamızla uğraşanlar genelikle din üzerinden saldırıyor, dinden iyice soğudum artık ,allahın büyüklüğünü/küçüklüğünü bile düşünmeye başladım o derecede yani, acaba allah gerçekte TANRI değilmi, Yoksa bir putmu? Bu konuda araştırma bile yaptım sonuçta putperestlerin putlara put demediğini allah dediğini öğrendim ayrıca peygamberin babasının adıda allahın kulu anlamına gelen abdullahtır. ebu cehile bir putu gösterip bu ne diye sorma imkanınız olsa kesinlikle allah derdi çünkü putperestler puta put demez allah derdi ve her allahın ayrı bir adı ve özelliği vardı mesela hübel allahı en büyük allahtı sonra mekkenin ve arapların koruyucusu menat allahı vardı. Acaba Atamıza dil uzatanların ve uğraşanların allahı hangi allah? Her yerde en büyük allah dediklerine göre hübel allahından bahsediyor olmalılar yada şeytana allah diyor olmalılar .....

Not: Konuyu allaha bağlayan ilk ben değilim madem allaha bağlanmış bir iki lafta ben allaha bağladım, ahanda kafir oldum galiba :))
 
şimdi artık atatürk ten bi haber,onun ilkelerinden,gençliğe hitabesinden,istiklal marşından ve onun ne gibi zorluklarla yazıldığından bi haber hatta daha da önemlisi NEDEN yazıldığından bi haber bilinçsiz bir gençlik yetiştiriliyor.
neden mi ? çünkü bilinçsiz tarihini unutmuş cehalet içinde bir toplumu istenildiği gibi şekillendirmek çok daha kolaydır.

Sizin gibi aydın insanların okuduğu tarihi biz de okuduk dostum... İnkılap tarihi denilen dersi ben belki üniversite de dahil 4 sene almışımdır. Ailemden de sürekli bu konuları destekleyen bilgiler altında yetişmiş birisiyim... Lakin olmayınca olmuyor işte. Değişen ne biliyor musun? Artık çağ değişiyor. Mesela bir hristiyan artık islamı öğrenmek için kilisedeki papazlara sormuyor. Çünkü artık çevresinde cami de var... İslamiyeti öğrenmek için ilk merakını internette gidererek veya konuda bilgili müslüman arkadaşlarına sorarak camiye geliyor... Türkiyede değilim ve sana şu kadarını söyleyeyim benim gittiğim camiye gelerek haftada müslüman olan en az 2 soyu tamamen gayrimüslim olan insanlar var. Yani demek istediğim olayın objektif tetkik edilmesidir. İnsanlar tarihi araştırmak için de sadece resmi tarih yerine yabancı yazarların kişiler hakkında yazdıkları kitapları incelerlerse, başka ortadoğu ülkelerinden olan insanlara sorarlarsa, onlardan onların tarihlerini bizzat dinlerlerse (hindu, afgan, paki, arap vs...) olaylara daha objektif şekilde yaklaşabiliyor... Dışarıyı bırak resmi tarih yerine insanlar kazım karabekir gibi paşaların ağzından kurtuluş savaşını dinlerlerse yine resmi tarihle ilgili çelişkiler ortaya çıkıyor.

Sonuç olarak yetişen nesil bilinçsiz değil, bilinçlenmiş bir nesildir!


Allah büyük, vatana tüm varlığıyla hizmet edenleri görmeyenleri, görmek istemeyenleri O' da görmez nasılsa.
garipsin dostum

Yukarıda arkadaşa cevap verdiğim gibi sana da cevabımı vereyim. 4 sene inkılap tarihi aldım hem de bu tarihin kesinlikle şaşmaz şekilde doğru olduğuna inanarak... Bu tarihteki çelişkileri göstermek için bu tarihin aksi şekilde iddiada bulunan tarih kitaplarını bile okumaya aslında gerek yok... Allah'a gerçekten inananlar için konuşayım, inanmayan için zaten söylediğim hiçbirşey ifade etmeyecek biliyorum. Allah'a inanan ve elhamdülillah ben müslümanım diyebilen herkes, 3 ay gibi bir sürede 604 sayfalık kainat kitabının sadece mealini ve diyanet vakfının tefsirini okusunlar... Kur'an bir roman değildir. Üzerinde satranç oynar gibi her ayete bir hamle dersek, her hamleden sonra düşünülmesi gereken, anlaşılamadığında tefsirlere bakılan, buna rağmen hala tam olarak anlaşılamayan ayetlerin bulunduğu ve bu dünyada hiç anlaşılamayacak olan (elif lam mim) tarzında hurufu mukattaların yer aldığı bir kitaptır... Tamam hz muhammed (sav) dönemindeki olaylar üzerine gerek sahabeye, gerek bizzat hz muhammed (sav)'e, dönemin ehl-i kitabına (kendisine kitap verilenler, yani museviler,hristiyanlar ve mecusiler de bu kategori içerisinde değerlendirilmiştir), dönemin müşriklerine hitaben ayetlerle dolu ve bunun yanında nizamın, yapının nasıl olması gerektiğini, eski peygamberlerin kıssalarının neler olduğu ve ne dersler çıkartılması gerektiği, onunla amel etmeyenlerin durumlarının ne olacağının yazılı olduğu bir kitaptır kuran... O dönemdeki adamlara seslense bile kuran kızım sana söylüyorum gelinim sen de anla formatındadır... Tüm insanlığa gönderildiği içinde yazar... Yani Hz muhammed'e hitaben "de ki...." diye başlayan onlarca ayet aslında tüm müslümanlara hitaben yazılmıştır... Yani kuran senin de "de ki..." ayetiyle inanmayanlara seslenmeni, bir mücadele içine girmeni beklemektedir. Sana bugünün dünyası ile kuranın alakasının olmadığını ispatlarım ama daha fazla özgürlük olduğu zaman. Mesela bir insan bu böyle olacak dediğinde kuranda bunu şöyle yapınız diyor da sen onun aleyhinde bir şeyi bilmeden bile savunmuş olsan bu küfürdür... Mesela hac ibadeti var ve sen hac yoktur dersen veya o o zamandı bu zamanda hac mı olur dersen, kitabın bir ayetine iman etmediğin için tüm kitaba iman etmemiş gibi sayılırsın... Bu da imanın şartlarından kitaplara imanı red demektir. Velhasıl kişiyi kafir eder... Mesela hacla ilgili ayetlerin varlığından haberin yoktu... Haberinin olmaması bir mazeret değildir... Bir de dininin farzlarını araştırmadığın için fazladan günah sırtına biner... Bu durumda ölen bir kişi de ebedi cehennemlik ve imanını kurtaracak bilgileri araştırmadığı için de günahkardır... Diğer günahları saymıyorum bile... Kuranı başucu kitabı yapmayan adamın zaten birçok yanlışlığa sürüklenmesi muhtemeldir... Bir de münafıklar var ki hakiki müslüman gibi görünüp de müslüman olmayanlar. Bunlar zaten en adi kategoridedir... Bu insanları görüp de bu müslümanlıksa ben müslüman değilim demek de yanlıştır... Zira her koyun kendi bacağından asılır... O yaptığının karşılığını hakkıyla alacaktır bunda şüphe yoktur... Ama o adamdan dolayı islama sırtı dönmek de bizi yanlış yola sürükler... Dolayısıyla müslüman okuyan, uyanık olan, araştıran olmak zorundadır... Başkalarının sözlerine kanmaktan çok yüzlerce kaynak var, 800 yıl önce 1000 yıl önce yazılmış kaynaklar var... İnternette bile kolaylıkla bulabilirsiniz... Olay bu işleri gerçek ehli sünnet kaynaklarından açıp okuduktan sonra hareket metodunu ve kararını ona göre verebilmektedir. İslamın ana kaideleri zamana ve mekana göre değişmez. Bunu iddia eden kuranı yalanlamıştır. Çünkü kuranda bir ayetin hükmünün kalktığını belirten ikinci bir ayet olmadığı sürece kimse o ayet o zamandı artık böyle birşey yoktur, yapılamaz diyemez... Der ama sonucu hüsran olur.. Çünkü Allah bir zaman sınırı koymadan bunu yapın demişse bu farzdır 1000 yıl sonra da, 1500 yıl sonra da, dünyanın o kadar zamanı varsa şayet 3000 yıl sonra da bu böyle devam edecek, etmese bile bunun için mücadele edilmesi gerekecek demektir... Kolay gelsin.
 
Bu konuda araştırma bile yaptım sonuçta putperestlerin putlara put demediğini allah dediğini öğrendim ayrıca peygamberin babasının adıda allahın kulu anlamına gelen abdullahtır. ebu cehile bir putu gösterip bu ne diye sorma imkanınız olsa kesinlikle allah derdi çünkü putperestler puta put demez allah derdi ve her allahın ayrı bir adı ve özelliği vardı mesela hübel allahı en büyük allahtı sonra mekkenin ve arapların koruyucusu menat allahı vardı. Acaba Atamıza dil uzatanların ve uğraşanların allahı hangi allah? Her yerde en büyük allah dediklerine göre hübel allahından bahsediyor olmalılar yada şeytana allah diyor olmalılar .....

Kısaca açıklayayım... Tamamen yanlış bilgi sahibisin. Bir Kur'an mealini tefsirle okusaydın böyle olmazdı. İnanmak için gönlün varsa hiçbirşey için geç değildir. İlk önce Allah kavramı Hz Muhammed (sav)'in ortaya çıkardığı birşey değildir. Allah'ın gönderdiği bütün dinler ilk başta İslam'dı... Ama hepsinin kitaplarındaki hükümlerin bazıları değişikti (emirler ve yasaklar) ve o zamanın topluluğuna hitap ediyordu (Kuran mealinde geçer)... Hz Muhammed (sav)'in peygamberliğinden önce arap yarımadasındaki durumu özetlemem gerekirse 6 inanış vardı.. Bunlar Haniflik, Putperestlik, Mecusilik, Sabiilik, Musevilik, Hristiyanlıktır...

1)Sabiilik: Kur'an'da sadece adı geçen bir topluluktur. Başta Allah'a inanırken sonradan Allah yanında güneş, ay ve gezegenleri ilah edinmişlerdir. Daha sonra bu gezegenleri taştan heykel formuna dönüştürerek bu şekilde de putlaştırmışlardır. Peygamberlerin insan olamayacağına, vahyin direkt melekler aracılığıyla geleceğine inanıyorlardı. Yani bunlar özünde Allah'a inanmakla birlikte zaman içerisinde dini tahrif ederek şirk koşanlar içine girmişlerdir. Ehl-i kitap (kendisine kitap verilenler) kategorisindedirler. Günümüzde bu grup kalmadı.

2)Mecusilik: Zerdüştlük de denilir. Ateşin ısıtmak, pişirmek gibi temel işlevleri yanında başka tarzda büyük güçlerinin olduğuna, kısaca hayatın kaynağı olduğuna inanan bir topluluktu. Hayatın İyilik ve kötülükten oluştuğuna inanıyorlardı. İyilik tanrısı diye geçen Yezda, Allah'ın tahrif edilmiş dindeki kalmış halidir. Kötülük tanrısı olan Ehrimen ise muhtemelen şeytanın ilahlaştırılması olarak tarif edilebilir. Kitapları vardı. Adı Zend Avesta'dır. Bu grup da kur'an'da ehl-i kitaptan sayılmıştır. Tabi günümüzde kalan bir topluluk değil günümüzde kuran okunurken ehl-i kitap tabiri geçtiğinde anlaşılması gereken sadece museviler ve hristiyanlardır.

3)Haniflik: Bu grup Hz ibrahim (a.s)'ın dinini araştırmaya çalışan, hristiyanlık, musevilik ve zerdüştlük gibi dinlere meyletmeyen kimseler vardı. Bunlar Allah'ın yeniden bir peygamber aracılığı ile bir din göndereceğine inanıyorlardı.

4)Hristiyanlık: Kimse inkar edemez o dönemde vardı ve Allah'a inanan bir topluluktu. Bu da Allah'ın sonradan uydurma olmadığını kanıtlamaya yeter =). Bunlar Teslis inancından dolayı şirk ehli topluluktur. (Kuranda açık açık yazar. Andolsun isa mesih allahtır diyenler kafir oldular şeklinde... Bir başka ayette ise isa allahın oğludur dediler. Bu onların uydurmalarıdır şeklinde geçer.). Örnekte de belirttiğim gibi teslisin de kategorileri değişiktir kimi isa (as)'a allahın oğlu der, kimisi direkt allah'ın insan kılığına girmiş formu der.... Sonuçta hepsi şirktir.

5)Musevilik: Bunlar da inandıklarından ötürü şirke düşmüş topluluktur... Mesela tevratta yakup (as) haşa allahla güreş tutup allahın belini incitmiş bir insan olarak tarif edilmiştir... Yine tevratta haşa allah cennete inmiş adem(a.s) yasak meyveden yemiş allah güya soruyormuş adem neredesin seni bulamıyorum diye?... Tevratta Üzeyir (a.s)'ın allahın oğlu olduğu iddia edilir.. İddialar bununla da sınırlı değildir... Yani musevilik itikadi teşbih akidesidir... Teşbih akidesine iman da, teslis akidesine iman gibi şirktir. O dönemde ŞİRKE DÜŞMEDEN (hristiyan olanlardan teslis akidesini, musevi olanlardan da teşbih akidesini reddederek) ehl-i kitaptan herhangi bir dine inanan kişilerin cennete gideceğini kuran müjdelemiştir (Yani şirke düşmeksizin allaha inanan ehl-i kitap kategorisindeki herkes...Tabi bu islamdan önceki hükümdür. Yoksa islamdan sonra herkes islama girmekle mükelleftir. Bu dediğimi ispatlayabileceğim çok fazla ayet vardır.)

6)Putperestlik: Geldik senin konuna. Diyorsun ya allah diyolarmış putlara hiç alakası yok =)... Bununla ilgili uyduruk sitelerden veya atmasyon kitaplardan okuduğun şeylerin hiçbir tarihi değeri yok çünkü gerçek bir kaynak bile gösteremezler olaylar hakkında =)... Neyse konuya dönelim. Putperestler Allah'ı biliyolar ve iman ediyorlardı. Hem de Allah'ın en büyük olduğunu da biliyorlardı. (Bana inanmayan kuranı kerim meali okusun). Üstelik bu adamlar putlara da tapmıyorlardı. (yani tanrı olarak kabul etmiyorlardı... Bana inanmayan yine kuranmealini okusun. Ama yaptıkları hareketlerle Allah'ın hakimiyetini putlar arasında bölüştürdükleri için dolaylı yoldan onları ilahlaştırdılar... zümer suresi 3. ayet) Onlar putları haşa allah'ın kızları, şefaatçileri olarak görüyorlardı. Dolayısıyla allahın razı olması için allah ve haşa şefaatçileri saydıkları putlar adına kurban kesiyolarlardı. Halbuki bir hayvan yalnızca allah için kurban edilebilir... Zaten sürekli olarak putlara kız ismi vermeleri de bundan kaynaklanmaktadır. Yani kıssadan hisse tapmak ibadet etmek anlamında değildir... Allah'tan başka birşeye tapmak demek Allah'ın sınırları içerisine girebilecek herhangi bir üstünlüğün, Allah dışındaki bir varlıkta da olduğunu iddia etmek demektir. Velhasıl put Allah yanında ondan başka birşeyden medet umuluyorsa o umulan maddi veya manevi şey (bu herşey olabilir) puttur.

Mesela Allah'ı inkar eden bir insan da beyninin en doğru düşündüğü yanılgısına kapılarak beynini putlaştırmış olur yani şirk koşmuştur... Başka bir açıdan bir insan bir başkasına senin yardımın olmasaydı bunu asla yapamazdım derse bu şirk olur. Çünkü o adam olmasa bile asıl yardım Allah'tan gelmektedir. Yardımın asıl kaynağını yardım aldığı adam yaparak o adama allahın vasfını yüklemiştir. Nazar boncuğundan, muskadan medet ummak, bunlardan bir beklenti içine girmek de bu sayılanları putlaştırmaktır. Yani Put taş, beton, heykel demek değildir sadece... Gözle görülecek görülemeyecek herşey put olabilir. Açık şirki (Açık putlaştırma) ayırt etmek kolaydır bir de gizli şirk (gizli putlaştırma) vardır ki kimisini farketmek imkansızdır. Putun, putçuluğun kısaca felsefesi budur. Şirke düşen insan o an için dinden çıkmıştır. Hatasını anladığı zaman, vakit kaybetmeden tövbe istiğfar etmeli ve kelime-i şehadet getirmelidir.

Sadede gelmem gerekirse islamdaki EN ÖNEMLİ ŞEY iman ve neye inanıldığı konusudur... Bunu oturtmadan, anlamadan iman edilmiş olunmaz ve iman etmeyen birisinin de bütün yaptıkları boşa gitmiştir... İlk emri OKU olan bir din olduğu için de her müslümanın neye inandığını okuyacak kadar olaylara vakıf olması farz-ı ayndır.
 
DeLiBeBe isimli arkadasım;

Konunun başlığı Atatürk resmi, İstiklal Marşı, Gençliğe Hitabe neden kaldırıldı? sorusuyla ilgiliydi.

Senin yorumlarınsa dini bilgi. Alakayı çözemedim doğrusu.

Bunca yıldır olan bişeyin sırf çağ değişti diye kitaplardan kaldırılması çok mu normal? O senin gereksiz gördüğün İstiklal Marşı varya, savunduğun düşüncenin sahiplerinin 8 yıldır iktidarlık sürecinde verdiğimiz şehit sayısı kadar (daha fazladır) masum insanın kanlarıyla yazıldı. Ve bu olay Libya'dan,Petrolden daha önemli bir konu. Çünkü bu şeyler Türkiye'yi Türkiye yapan Türk'ü de Türk yapan yegane hususlardır. Daha fazla yazmıyorum gerekenleri benimle aynı görüşte olan arkadaşlar yazmış.
 
Kısaca açıklayayım... Tamamen yanlış bilgi sahibisin. Bir Kur'an mealini tefsirle okusaydın böyle olmazdı.

Din mi Siyaset mi?

Eğer arasında var olan o büyük ayrıma hakim olamıyorsanız inzivaya çekilmelisiniz. Ruhunuza iyi gelir.
Anlamamız gereken şu nasıl Küba'da Che Guevara'yı, Almanya'da Hitler'i silemezseniz Türkiye'de de Atatürk'ü silemezsiniz, silinirsiniz :goz:
 
Geri
Üst