Shawn Michaels
New member

Bademler Bayramlara Karşı!
Amerikan emperyalizminin ülkemizdeki iktidarının milli değerlerimize karşı saldırıları bir film ya da kitap haline getirilse, eserin adı günümüzün ümmetçi emperyalizm uşaklarını ifade eden badem adının kullanılmasıyla Bademler Bayramlara Karşı! olurdu, en azından ben olsam bu adı koyardım Bir poşuyla sizi terör örgütü üyesi yapabilen Özel Yetkililer olduğu sürece böyle bir eser ortaya konamaz ya zaten; bırakalım adını konuşmayı da gelelim biz bademlerin milli bayramlara neden karşı olduğu sorusuna
Şimdi, bir adam düşünün; Namık Kemalin Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini, / Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini? dizelerini yanıtsız bırakmayacak olan, vatanın işgalinde kurtuluş çaresi arayan, milli bir devlet kurma hayaliyle yaşayan O adam 19 Mayıs 1919da Samsuna ilk adımı atan, 9 Eylül 1922de işgalci Yunanı İzmirden denize döken adam; adam gibi adam, Mustafa Kemal!
İşte 19 Mayıs, bu yürekli devrimcinin ruhudur, 19 Mayıs 1919 9 Eylül 1922 arasındaki o eşsiz mücadelenin ruhudur Vatanseverliktir, anti-emperyalizmdir, bağımsızlık aşkıdır ama en önemlisi mücadeledir. Korkusuzca, milletçe mücadele
Bu sebepten karşıdır işte bademler bayramlara! Biat eden, ümmetçi yapılarına aykırıdır bu ruh. Alışmıştır onlar yüzyıllar boyunca padişahlarının gölgesi altında yaşamaya, onun kulu olmaya Mustafa Kemalin, Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. sözü de bu yüzden uymaz emperyalizmin ümmetçi oğlanlarına. Duydukları anda kin kusarlar, hemen eteklerinin altına girecekleri bir padişah ararlar Bunların dedeleri, babaları dün nasıl milli mücadeleye karşı manda-himayeyi savundularsa; bugün de bunlar, milli bayramlarımızı yasaklamaya, Cumhuriyetimizi yıkmaya çalışıyorlar. Karşıdevrimin son hamlelerini yapıyor, ellerindeki balyozla Cumhuriyetimize son darbeleri vuruyorlar. Güçleri yetmiyor tek başlarına, Pennsylvaniadan destek alıyorlar, Büyük Ortadoğu Projesinin memurları oluyorlar El ele, kol kola dedelerimizin mirasını yıkıyorlar!
Unutmamak gerekir ki, emperyalistlerin desteğiyle vatanı parçalamak, kanla kazanılmış bu toprakları pazarlamak isteyenler, dün de milletin, millet olma gücünün farkında değillerdi, bugün de değiller. Dün de kaybettiler, bugün de kaybedecekler! Kaybedecekler, kaybedecekler elbet ama biz 1919daki o 19 Mayıs ruhunu yeniden ortaya koyarsak kaybedecekler Mustafa Kemalin vatanı için çok sevdiği askerlik mesleğinden vazgeçişi gibi bizler de rahatımızdan, lüks görmediğimiz lüks yaşantılarımızdan vazgeçersek kaybedecekler. Omuz omuza yürürsek, meydanlara inersek kaybedecekler. Mustafa Kemalin altı okunu her alanda savunursak, din-mezhep, parti ayrımı yapmazsak kaybedecekler
Tarihin tekerrür etmesi bizim ellerimizde. Bir 19 Mayısı daha bu milletin emperyalizme karşı zafer günü yapmak bizim ellerimizde. Bir olursak, diri olursak kaderimiz ellerimizde! Tek yapmamız gereken her günü 19 Mayıs ruhuyla yaşayıp, o ruhla mücadele etmek. Sonrasında zafer, kesinlikle gelecek!
2012inin 19 Mayısı, yurtsever gazeteci Hasan Tahsinin işgalci Yunanın Efsun Alayına sıktığı kurşunun etkisini yapacak. İzmirde, İstanbulda, Samsunda, vatanın dört bir yanında milyonlar Hasan Tahsin, sevdaları ilk kurşun olacak. Atatürkün evlatları, bu topraklarda emperyalizmi bir kez daha kendi kanında boğacak! Bu topraklarda Mustafa Kemaller hiç kaybetmedi, yine kazanacak!
Belki bu satırları okuyanlar zafere inanmayıp, Bu faşizm nasıl devrilecek? diye soracak Belki de Cumhuriyet çoktan yıkıldı diyecekler. İlkini diyen yurtseverler ne yazık ki sindirilmişler, mağlubiyeti baştan kabul etmişler. Bu yurtseverler bir tek şunu bilmeliler; bugünkü durum, Ulu Önderin Nutukun birinci bölümünde 1919 yılı Mayısının 19′uncu günü Samsuna çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir: Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşında yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük savaşın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşına sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşanın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı. şeklinde anlattığı durumdan daha vahim değildir. Bugünkü durum vahim değildir demiyorum. Vahimdir ancak, 1919daki kadar değildir. Çünkü bugün yurtsever güçler birkaç çatı altında da olsa örgütlenmiştir, o gün gibi çok dağınık bir durumda değildir. Yapılması gereken 1919daki gibi bireyleri tek tek örgütlemek kadar zor bir iş değil, mevcut örgütleri birleştirip, büyütmektir. Yurtsever partiler, dernekler, sendikalar ve en önemlisi basın kuruluşları örgütlenmeli, Mustafa Kemal gibi emperyalizme karşı tam bağımsızlık mücadelesi vermelidir. Bu, ulusal kurtuluşun tek çaresidir
Cumhuriyet çoktan yıkıldı diyecek olanlarsa, Mustafa Kemalin mücadeleye başladığı tarihte Osmanlının ordusunun ve bütçesinin olmadığını, sadece bir sembol olduğunu unutmamalılar. Bizlere düşen görev, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının en zor şartlarda mücadeleye giriştiğini bilip, elimizi taşın altına sokmak, Cumhuriyeti yeniden kurmaktır Kendimiz, çocuklarımız, ulusumuz için En önemlisi dedelerimizin kanlarıyla kazanılmış bu güzel vatanımız için!
19 Mayıs Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız hem kutlu, hem de Atatürkün aydınlık çocuklarının zafer tarihi olsun! Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcut!
Enes Temur - İlk Kurşun 21/05/2012