Demokratik Açılım [ Tek Başlık ]

akp her gün yapıyor bunu hemde kasıtlı.

chp istemeden yapmış ama akp her gün kasıtlı yapıyor bu olayları pkk yandaşçısı akp
 
konuyu saptırmakta üzerinize yok arkadaşlar ben de sizi alkışlıyorum
 
olur böyle karısıklık ama Allahtan Chp yaptı bu olayı AKP yapsaydı...baykalın diline iyi düşerdi tayyip
 
Erdoğan: Açılım Kürtler için değil terör için


Türk ve Iraklı heyetler arasında 48 mutabakat muhtırası Bağdat’ta imzalandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "demokratik açılım"ın Kürt kökenli vatandaşlara yönelik değil, terör soruna karşı atılmış bir adım olduğunu söyledi.

Mutabakat muhtıraları ticaret, içişleri, bayındırlık ve iskan, sağlık, ulaştırma, su kaynakları ve çevre, enerji ve tarım konularında imzalandı.

bagist.jpg


İmza töreninden önce Irak Ulusal Meclisi Binası'nda konuşan Erdoğan, Irak'ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şöyle konuştu:

“Ay sonunda bir Parlamenter heyeti ülkemize gelecek. İnanıyorum ki aramızdaki güç birliği açısından da anlamlı olacak. Bugünkü ziyaretimiz çok anlamlı ve önemli. Ayak bastığımız andan itibaren, gerek Başbakan Maliki gerekse Cumhurbaşkanı yardımcılarının, bize gösterdikleri ev sahipliğine teşekkür ediyorum. Şartlarınızı biliyorum. Temmuz 2008'de geldiğimiz gün ile bugünü kıyasladığımızda bir değişimin başladığını da gördük. Temennim şudur ki; bu değişim inşallah süratle gerçekleşir ve Irak geçmişteki o günlerine kavuşur. Bir komşu ülke olarak, aynı değerleri paylaşan bir ülke olarak, akrabalık ilişkilerinin güçlü olduğu bir ülke olarak bizler üzerimize ne düşüyorsa bunun yapmaya hazır olduğumuzu her zaman her yerde söyledik. Bugün yanımda 9 bakanımla geldim, milletvekili arkadaşlarım var, bürokrat, teknokrat ve 50 kadar iş adamıyla geldik. Arkadaşlarımız birbirleriyle görüşmelerini yapıyorlar.”


Başbakan Erdoğan, ilk defa bir model üstünde olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

“44 mutabakat muhtırası bugün imzalanacak. Eğitim, sağlık, tarım, enerji, alt ve üst yapı gibi pek çok anlaşma imzalanacak. Ve bütün bunlarla birlikte şüphesiz ki Irak'ın kalkınması çok daha hızlanacaktır. Bütün bunların görüşüldüğü süreç anlamlı bir döneme rastladı. Irak'ta yapılacak seçimde aday olan partilerin, ön koalisyon çalışmaları bitmiş olacak. 16 Ocak'ta da seçimler yapılacak. Tabi biz bu genel seçimlerin Irak için hayırlı olmasını temennisinde bulunuyoruz. Irak'ın birliğine, beraberliğine, vesile olmasını temenni ediyoruz. Irak'ın kendi içindeki birlik ve beraberliği bizim için çok önemlidir. Siz güç kazandıkça biz buna seviniriz. Birliğiniz, beraberliğiniz arttığı sürece biz buna seviniriz. Irak özellikle son 8 yıl içerisinde çok büyük kan kaybetti. Milyonu aşkın insanını kaybetti.”


IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE VURGU

Yakın bir komşusu olarak Türkiye'nin, Irak'a her şeyiyle her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

“El ele omuz omuza vereceğiz inşallah bu süreçte Irak'ın yeniden ayağa kalkmasını sağlayacağız. Ben bugünkü anlaşmayı aynı zamanda bunun ön adımı olarak görüyorum. Kerkük konusuna değinmek istiyorum. Kerkük konusundaki samimi gayretlerinizi biliyorum. Ve Kerkük bir özel statüye kavuşturulmalıdır diye düşünüyorum. Ve Kerkük tüm Iraklıların olmalıdır. Kerkük bir etnik unsura teslim edilemez, edilmemelidir. Bir mezhebi unsura da teslim edilmemelidir. Ki aksi takdirde Irak'ın geneli için orası bir sıkıntı kaynağı olacaktır.

Bunu kardeş bir ülkenin Başbakanı olarak hatırlatmayı kendime görev telakki ediyorum. Bu seçimlerde isteriz ki etnik unsurların mezhebi unsurların birbiriyle kaynaşabildiği bir süreç ve demokratik bir ortam olsun. Zor gibi görülüyor ama bunun başarılması lazım. Etnik, mezhebi çatışmaların olmadığı bir Irak... Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı, milli birliğine saygı duyulmalıdır. Bunun yanında tabi ki terör noktasında bizim de bir sıkıntımız var ve bu konuda da merkezi yönetimin bize bugün kadar vermiş olduğu desteğe ayrıca teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki bundan sonraki süreçte de dayanışmamız devam edecektir. Bu arada atacağımız bu ciddi adımlarla birlikte inşallah, gerek Musul’da gerekse Basra da açtığımız başkonsoloslukların, henüz resmi açılışını yapmadık ama buna ilave olarak Erbil'de de bir başkonsolosluk açmanın adımlarını, altyapısını oluşturuyoruz. Bunlar, aramızdaki bağları güçlendirirken, atacağımız adımları da çok daha kolaylaştıracaktır.


"KERKÜK IRAKLILARIN"

Erdoğan, “Kerkük'te bütün Irak halkının hakkı vardır, Kerkük Iraklılarındır, Irak'ın olmalıdır” dedi.

Başbakan Erdoğan, “Eğer bunu sadece Kerkük'te yaşayanlara bırakacak olursanız, yarın bir başka sorunla karşı karşıya kalırsanız, içeride çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalırsınız” diye konuştu.

Erdoğan'ın, Irak Ulusal Meclis Başkanı Ayad El Samarrayi tarafından kabul edilmesinin ardından, Irak Ulusal Meclisindeki bazı komisyonların başkanları ile bazı parlamenterler söz aldı.

Başbakan Erdoğan'ın Irak ziyaretinin önemli bir ziyaret olduğuna dikkat çekilirken, ziyaretin başta iki ülke ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlayacağı belirtildi. Bazı parlamenterler konuşmalarında su sorununa, bazıları da Kerkük ve terör sorunlarına değindi. Hadi Amari adlı parlamenter, Başbakan Erdoğan'a “Filistin ve Gazze konusundaki tavrınızdan dolayı teşekkür ederiz cesur tavrınızın kalbimizde, gönlümüzde her zaman etkisi var. Bu arada meclisinizden geçen sınır ötesi harekata izin veren tezkereyi yadırgıyoruz. Bu sorunun TSK tarafından değil sağlam ilişkilerle çözüleceğine inanıyoruz” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Irak'lı parlamenterlerin değerlendirmelerinin ardından tekrar söz aldı ve parlamenterlerin gündeme getirdiği sorunlara yanıt verdi.

Su konusunda Irak'ın güneyinin bir sıkıntısı olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, son 2 yılda Türkiye'nin fedakarlık yaparak, saniyede 500 metreküp suyun akışına izin verdiğini söyledi.

Bu konuda Irak, Türkiye ve Suriye'nin 3'lü heyet oluşturduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'den saniyede 517 ile 622 metreküp, ortalama olarak da 550 metreküp suyun Irak'a verildiğini dile getirdi.

Atatürk Barajı'ndaki su seviyesinin yüzde 10 seviyelerine düştüğünü hatırlatan Erdoğan, verilen sözü tutmak için Türkiye'nin su konusunda fedakarlık yaptığını söyledi.


Erdoğan şunları söyledi:

“Gelirken uçakta şunu gördük: Dicle maşallah iyi akıyor. Basra'da, Dicle ve Fırat'ın birleştiği yer 60 km. Eğer burada tedbirler iyi alınırsa aslında Güney Irak'ın birçok sorununu çözmek mümkün. Açık kanaatlerle suların aktığını gördük. Bunların kapalı sisteme geçilmesi... Çünkü suyun üçte biri buharlaşma ile gidiyor. Bir insanın yıllık su ihtiyacı 10 bin metreküptür. Türkiye'nin şu andaki mevcut durumu bin 700 civarındadır. Bütün imkanlarımız devreye girdiğinde 3 bin metreküpe ulaşacak” diye konuştu.


"AÇILIM TERÖRE KARŞI ATILMIŞ BİR ADIMDIR"

Konuşmasında, “demokratik açılım” konusunda atılan adımlara da değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bu bizim ülkemizdeki Kürt kökenli kardeşlerimize, vatandaşlarımıza yönelik attığımız bir adım değildir, birinci derecede terör soruna karşı attığımız bir adımdır. Bütün etnik unsurların sorunları var, Kürt kardeşlerimizin, Laz'ın, Arnavut'un, hepsinin sorunları var. Şimdi Irak’ta Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sünnilerin, Şiilerin sorunları yok mu? Diğer grupların sorunu yok mu? Genel olarak söylüyorum: Bunların hepsi sorun alanlarıdır. Bu sorun alanlarına karşı, demokratik açılımla bunları en aza indirmenin gayreti içindeyiz.

Bir kardeşiniz olarak şunları söylemek durumundayım: Kerkük sizin iç sorununuzdur. Kerkük'ün sorunları, Irak'ın sorunlarını çözdüğünüz gibi onu da bugüne kadar çözseydiniz, samimiyetle söylemek durumundayım, öyle sorunlar olur ki kardeşler devreye girer ve oradaki o sorunların çözümünde size yardımcı olur. Biz size ortak bir tespiti söyledik. Dedik ki 'Kerkük'te bütün Irak halkının hakkı vardır, Kerkük Iraklılarındır, Irak'ın olmalıdır. Eğer bunu sadece Kerkük’te yaşayanlara bırakacak olursanız, yarın bir başka sorunla karşı karşıya kalırsanız. İçeride çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalırsınız'. Biz bunu bugünden görür gibiyiz. Biz Irak vatandaşı değiliz ama Irak'ı yaşıyoruz. Çünkü sizlerle ortak tarihi paylaştık paylaşıyoruz. Bunu bir kardeşlik düşüncesi olarak söylüyorum.”

TSK'ya sınır ötesi harekata izin veren tezkereye de değinen Erdoğan, Irak merkezi yönetimiyle mutabık kalarak bugüne kadar bu adımları attıklarını ifade etti.

ABD'de, 2007 yılında “PKK terör örgütü ABD'nin, Türkiye'nin, Irak’ın düşmanıdır” diye ilan ettiklerini anımsatan Başbakan Erdoğan, “Hiçbir zaman TSK, harekatlarında bir sivil nokta vurmamıştır. Terör örgütünün yerleşkesi durumunda olan noktalara saldırıda bulunmuştur ama düşünün ki Irak'tan eğer benim ülkeme geçiş yapıyor da terör örgütü benim ülkemde köyleri basıyorsa buna sizin anlayış göstermemeniz lazım ve “Bu tezkerenin geçmesini kınıyoruz' ifadesini doğrusu ben de kınıyorum. Teröre karşı ortak mücadele vermemiz lazım. Eğer terörün kökünü kazıyamazsak yarın terör bugün onu savunanları vurur. 'Benim teröristim iyi, seninki kötü' mantığı olmaz. Terörün dini, ırkı, vatanı da olmaz. Kaldı ki zaten sizler terörle, teröristle baş başa çok yaşadınız. Kaldı ki Irak adeta terör örgütlerinin, teröristlerin antrenman sahasına dönmüştür. Hala da burayı tam terk etmiş değillerdir. Bunları göreceğiz, ortak tedbir alacağız, temizleyeceğiz. Siz de biz de huzur bulacağız. Biz ne Irak'ın ne de Irak halkının mağduriyetine asla göz yummayız, müsaade etmeyiz.”


BAŞBAKAN'DAN İMZA SONRASI AÇIKLAMA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Irak'ın bundan sonraki süreçte de teröre karşı ortak mücadeleyi sürdüreceklerine olan inancını dile getirerek, “Irak'ın birlik ve beraberliğini, toprak bütünlüğünü kesinlikle destekliyoruz. Irk, dil, din ayrımı yapmaksızın destekliyoruz” dedi.

Başbakan Erdoğan ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Türk-Irak Ortak Kabine Toplantısının ardından Başbakanlık Konutu'nda, ortak basın toplantısı yaptı.

Erdoğan, Irak'ın kuzeyinde bulunan ve Türkiye'nin güvenliği tehdit eden PKK terör örgütü ile mücadelenin önemine değinerek, “Biz Merkezi Hükümet'le bugüne kadar mutabık kaldık sağolsunlar bu süre içinde de bu mutabakatımız bozulmadı. Bundan sonraki süreçte de teröre karşı bu ortak mücadelemizi sürdüreceğimize inanıyorum” diye konuştu.

Türkiye ile Irak'ın ortak belası olan terör örgütünün ortadan kaldırılması konusundaki kararlılığa vurgu yapan Erdoğan, önümüzdeki dönemde Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi bünyesinde imzalanan mutabakat muhtıralarının uygulanmasını yakından takip edeceklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, “Her konuda 48 başlığın hepsini yakından takip edeceğiz. Demin ifade edildiği gibi 9 bakana 3 bakan daha ilave edilecek. Milli Savunma Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Bölgesel Planlama ve Yatırım Bakanı. Bunun üzerinde ısrarla duruyorum. Çünkü Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden sorumlu bir bakanımız olduğu için onun özellikle Irak'la olan ilişkileri büyük önem arz ediyor, Suriye ile olan ilişkileri önem arz ediyor” dedi.

“MASALLARIN, BÜYÜK DESTANLARIN ŞEHRİ BAĞDAT”

Irak'ın binlerce yıl büyük medeniyetlere ev sahipliği yaptığına, Bağdat'ın “masalların, büyük destanların şehri” olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, insanlığın bu topraklarda yaşayan medeniyetlerden ilim hikmet, ahlak ve sanat öğrendiğini dile getirdi.

Bu büyük medeniyet birikiminin, savaşlardan ve işgallerden sonra yok olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kaybolan şey büyük medeniyetlerin hepimize hediye ettiği mirastır. Kaybolan şey aslında insanlığın ortak mirası. Bilmenizi isteriz ki aynı coğrafyayı paylaşan Türk halkı, kardeş Irak halkının tüm acısını ve derdini paylaşmaktadır. Biz sizlerle ezelden ebede kader birliği içindeyiz ve Irak'ın birlik ve beraberliğini toprak bütünlüğünü kesinlikle destekliyoruz. Irk, dil, din ayrımı yapmaksızın destekliyoruz.

Ben doğrusu şu Yüksek Düzeyle Stratejik Anlaşma noktasında çalışmayı yürüten bakan arkadaşlarımı huzurunuzda kutluyorum, teknokrat ve bürokrat arkadaşlarımı kutluyorum. Buraya yanımızda iş adamlarımızla geldik, onların gayretleri çalışmaları oldu. Aynı şekilde basın mensubu arkadaşlarımız oldu onların özel gayretleri oldu. İnanıyorum ki bu adım, Suriye'den sonra çok önemli bir sıçrama olacaktır ve bölgede bir model oluşmaktadır. Bunun yayılmasını göreceğiz.”

kaynak




 
Erdoğan: Açılım Kürtler için değil terör için

atn42 : teröristler kim
atn42 : teröristleri destekleyenler kim
atn42 : silopide havai fişeklerle neyi kutladılar kimler kutladı
atn42 : kimin toprağında kimin askerine kurşun sıktılar
atn42 : NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"meyenler kim sen dahil
 
Arkadaşım " YAPARLAR " gibi bir tabir kabul edilemez. Bunun tıptaki ismine " HALUSİNASYON " deniyor. Yaptıklarını konuşalım. De ki bana ; Anadolunun X ilinin X ilçesinde XYZ isimli vatandaş oruç tutmadığı için İlçe müftüsü ve üç adet imam tarafından yargılanarak Ateşte yanmaya mahkum edilmiştir. Cezası Belediye Halk ekmek Fabrikasının fırınında 30.10.2009 günü cuma namazını müteakip infaz edilecektir.. !!!

Ama böyle bir örnek yok. Ben sana farklı bir örnek vereyim. Yaşanmış ve gerçek belgelerle sabit. Türkçe ezan ilk defa 29 Ocak 1932’de Fatih Camii’nde okutturuldu…
Ezanla beraber diğer ibadetlerin Türkçeleştirilmesi üzerinde duruluyor hedef şöyle belirleniyordu: Tekbirin, ezanın, kâmetin, salânın, hutbenin ve namazın Türkçeleştirilmesi…Ezanın Türkçe okunmasına uymayan görevliler, 1941 senesine kadar “Yetkili mercîlerin kamu düzenini sağlamaya yönelik emrine aykırı davranmak” suçundan cezalandırıldılar. Bu cezayla ilgili 526. maddeye daha sonra şu ilave ceza da eklendi: “Arapça ezan ve kâmet okuyanların üç aya kadar hapis veya on liradan ikiyüz liraya kadar para cezası ile cezalandırılması…”

Yaparlar demiyorum kardeş dikkat et. YAPTILAR diyorum.



Ben YAPARLAR diyorum. HALUSİNASYON mu deniyor buna? Millet'in her şeyi tepkisiz kabullenişine de tıp dilinde HİPNOZ derim ben o zaman.. Ve bu daha kötü bi durum.
 
Ama böyle bir örnek yok. Ben sana farklı bir örnek vereyim. Yaşanmış ve gerçek belgelerle sabit. Türkçe ezan ilk defa 29 Ocak 1932’de Fatih Camii’nde okutturuldu…
Ezanla beraber diğer ibadetlerin Türkçeleştirilmesi üzerinde duruluyor hedef şöyle belirleniyordu: Tekbirin, ezanın, kâmetin, salânın, hutbenin ve namazın Türkçeleştirilmesi…Ezanın Türkçe okunmasına uymayan görevliler, 1941 senesine kadar “Yetkili mercîlerin kamu düzenini sağlamaya yönelik emrine aykırı davranmak” suçundan cezalandırıldılar. Bu cezayla ilgili 526. maddeye daha sonra şu ilave ceza da eklendi: “Arapça ezan ve kâmet okuyanların üç aya kadar hapis veya on liradan ikiyüz liraya kadar para cezası ile cezalandırılması…”

Yaparlar demiyorum kardeş dikkat et. YAPTILAR diyorum.

diyen üye ne oldu zoruna mı gitti "bir ülkenin insanlarının pislik bir milletin (arap) kültürünün izlerinden kurtulması için yapılan çalışmalar yada hacı hoca ların her dediğinin doğru olmadığının anlaşılacağı korkusumu sardı seni de.
ha sana bir örnek : zamanında acemler hz. Muhammed'den biz Kur'an-ı kerim'i arapça okuyup öğrenmek istemiyoruz , kendi dilimizde okuyup öğrenmek istiyoruz ,arap kültürünü ve dilini istemiyoruz sadece hak dini istiyoruz deyip olurlarını almışlardır.Anlayana..
Ortaçağda incil fransızca , almanca ve ingilizce okunup yazılmaya başlayınca papazlar vs. asıldı çünkü söylediklerinin doğru olmadığı anlaşıldı ..Anlarsın ya..
Ha o papazlarda incil latinceden çevrilirse yanlış çevrilir kelimeler yetersiz kalır , ayni anlamı veremezler diyorlardı ..Bil bakalım şimdi bunları kimler diyor....
Ben bir zamanlar ( osmanlı imparatorluğu) Arap kültürünün etkisinde kaldığımızı 700 sene kadar inkar etmiyorum..Ama sende TÜRK olduğunu inkar etme 4000 yıl kadar ...Anlarsın ya...
 
bu kadarda ileriye gidilmez canım,herkesin bir freni olmalı

başbakanın teröristleri kültür kahramanı ilan bir ülkenin seçmeni nedir?

Bu mesaj sadece sınamak içindi =)

AKP=Bölücülük imaalarından sonra ben kıyak geçip dabılladığım halde
celal tavan yaptı sevgili degazor =)

Belki sen bu tarz birşey demiş olmayabilirsin ama senin gibi düşünenler çok dedi emin ol =)
 
tamamen AKP karşıtı olarak MHP ve CHP nin Türkiye adına yaptığı hiç ama hiçbirşey göremiyorum!!!!!

kendi çizgilerinde gideceklerine ülkeyi biyere bırakmışlarr vatandaşı bi köşeye atmışlarr... almışlar ellerine taşı gelene sallıyorlar geçene sallıyorlar.... AKPyi desteklemiyorum ama iktidarın ağzından ne çıksa bunlar otomatik ezber karşılar.... söyleidklerim asla yanlış anlaşılmasın..şunu anlatmak istiyorum...tamam AKPnin yaptıkları onaylanmayabilir bunu yandaşları yada karşıtları olarak ayrı bi platformda tartışalım ama burda şunu demek istiyorum...CHP ve MHP BU ülke için hiçbişi yapmıyolar..eski siyasi kafayla muhalefet yapıyorlar...saçma sapan sataşmalarr bizim bile dikkate almıyacağımız konuşma metinleri... vs.vs.

Muhalefet Muhalefet değil doğruyu bulmak ortak paydada buluşmak için değil..taşı elimize aldık kimin kafaya gelirse artık mantığıyla yardırıyorlar....

Ne olacak böyle????

NErde CHPnin Mantalitesi????? NErde MHP ideolojisi???nerde?? nerde????

Bu ülke vermedimi oy zamanında Onlara verdi!!!!

AKP nin bukadar ilden vekil çıkarması kendi başarısı değil Muhalefetlerin Koltuk sevdası ve bu yukarda anlattığım sebeplerden dolayıdır....kendi yedikleri yağlarla böle oldular işte....ama ayni politikayla devam ediyorlar....

Bu ülkeyi gerçek manada Bir MHP bilincide CHP bilincide çok üst seviyelere çıkartır..çıkartabilir... ama yok yani artık yok.....aynı şekilde devam ediolar....

AKP yi desteklemiyorum ama nekadar milliyetci ve Atatürkçü olmaya çalışsamda
(ki Atatürkçü olmak öyle her yiğidin harcı değildir) CHP ve MHP yi desteklememi benden kimse bekleyemez.... şuan Onlar iktidar olsa çok daha berbat hale getirirlerdi.....buda bi gerçek...
 
Başbakan Erdoğan, demokratik açılımı bölücülük diye yaftalayan CHP ve MHP'ye “Asıl bu ifadeyi kullananlardır bu ülkede bölücü olanlar” karşılığını verdi. AK Parti'nin 81 vilayetin 80'ininde milletvekili çıkardığını hatırlatan Erdoğan, “Ey CHP ey MHP ey DTP sen nerede varsın” dedi.








Güzel bir soru sormuş haritaya bakarak bile kimin bölücü oldugu ortaya cıkıyor buna cevap verebilecek kac kişi var acaba ?

saygılar
 
diyen üye ne oldu zoruna mı gitti "bir ülkenin insanlarının pislik bir milletin (arap) kültürünün izlerinden kurtulması için yapılan çalışmalar yada hacı hoca ların her dediğinin doğru olmadığının anlaşılacağı korkusumu sardı seni de.
ha sana bir örnek : zamanında acemler hz. Muhammed'den biz Kur'an-ı kerim'i arapça okuyup öğrenmek istemiyoruz , kendi dilimizde okuyup öğrenmek istiyoruz ,arap kültürünü ve dilini istemiyoruz sadece hak dini istiyoruz deyip olurlarını almışlardır.Anlayana..
Ortaçağda incil fransızca , almanca ve ingilizce okunup yazılmaya başlayınca papazlar vs. asıldı çünkü söylediklerinin doğru olmadığı anlaşıldı ..Anlarsın ya..
Ha o papazlarda incil latinceden çevrilirse yanlış çevrilir kelimeler yetersiz kalır , ayni anlamı veremezler diyorlardı ..Bil bakalım şimdi bunları kimler diyor....
Ben bir zamanlar ( osmanlı imparatorluğu) Arap kültürünün etkisinde kaldığımızı 700 sene kadar inkar etmiyorum..Ama sende TÜRK olduğunu inkar etme 4000 yıl kadar ...Anlarsın ya...

Öncelikle Araplar için kullandığın terim çok hoş değil. Zoruma gitme hadisesine gelince EVET zoruma gitti. Çünkü dünyanın dört bir yanında orjinal hali ile okunan Ezan bizim ülkemizde Türkçeleştirilmişti buda benim zoruma gitmişti. O yıllarda moda olan fransızca şarkılar orjinali gibi dinlenip söylenip eşliğinde dansalar yapılırken , İlahi çağrı olan ve Bütün dünyada evrensel bir anlam taşıyan Ezanı Türkçeleştirmek Laikliğin en koyusunun yaşandığı 1930-40 lı yıllarda aslında laikliğin bize anlatılan laiklik olmadığını gözler önüne seriyordu. Öyle ya Devlet din işlerine Karışmaz , Din de Devlet işlerine Karıştırılmazdı. Oysa dinimizin evrensel çağrısına devlet en sert darbeyi vurmuş ve orijinallikten uzaklaştırmıştı. Ezanın manasını anlamak için Türkçe okumaya gerek yoktur. Namazını kılmak için ezan saatini bekleyen bir müslüman için ezanın hangi dilde okunduğunun öneminin olmadığı da aşikardır. Sen hiç camiye gitmek için ezana kulağını veripte tamamını dinledikten sonra Haa Beni Namaza çağırıyor diye camiye doğru hareket eden bir insan gördün mü.? Ezan okuyan bir müezzinin ezanın manasını değiştirecek sözler sarfetmesini beklemenin Ortaçağ zihniyetinden kalma korkularla eşdeğer olduğunu söylememizde bir sakınca yoktur sanırım. Ben Türk'üm Lakin Türk olmam araplara hakaret etme hakkı tanımaz. saygılar sunarım.
 
içinde ne olduğu belirsiz bir açılıma destek vermedikleri için mi hainler ?
bu kadar saçma bir söyle yapan kişinin başbakan olması enteresan..

daha önceden chp de mhp de anap ta dyp de dsp de bu bölgelerden oy almıştır , seçim kazanmıştır, şimdi eğer buralardan oy alamıyorsa bunu zıtlaşmayı körükleyen ve bundan kazançlı çıkanın kim olduğuna iyi bakmak lazım , sanırım bu da başbakanın öğundüğü gibi akp den başkası değildir.
 
Açılım ihracatı uçuracak.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) organize ettiği 13. Uluslararası İşadamları Formu (IBF) toplantısı Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirildi. Kahire Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde yapılan ve iki gün süren toplantıları değerlendiren IBF Başkanı ve MÜSİAD Kurucu Başkanı Erol Yarar, Ermenistan açılımını çok olumlu bulduklarını söyledi.

HAYALLERİ AŞACAK

Türkiye’nin komşularıyla ‘sıfır problem’ politikasını çok olumlu bulduklarını ifade eden Yarar, şunları söyledi: “Uluslararası ilişkilerde Ermenistan gibi önemli bir konuda Türkiye’nin açılım yapması çok önemlidir. Ermeni sorunu, Diasporası nedeniyle ulusal bir sorun değil uluslararası bir sorundur. 1998’de Suriye ile savaştan bahsederken vizeleri kaldırır hale geldik. Türkiye bu politikaları 10 yıl daha devam ettirsin hayal bile edilemeyecek ihracat meydana gelecek. Biz bile hayal edemeyeceğiz. Türkiye tüm bu açılımların karşılığını görüyor ve görecektir” diye konuştu.

İLİŞKİLERİMİZ AZ

Türkiye’nin belli bir döneme kadar Mısır’la ilişkilerinin yok denecek kadar az olduğunu belirten Yarar, şöyle devam etti: “Ben ilk kez 1993 yılında 50 kişilik bir işadamı heyetiyle Mısır’a geldim. Oradan Sudan’a geçtim. Bizi orada devlet töreniyle karşıladılar. Çünkü kimse buralara yatırım için gelmemiş. Hatta büyükelçimiz bize ‘Burada iş yok ki, niye geldiniz’ diyerek tavır göstermişti. Karşılıklı olarak birbirinin aleyhine propagandaların yapıldığı ülkelerdik. Oralardan buralara geldik.”

kaynak : Açılım İhracatı Uçuracak | Aktif Haber
 
Aşılım

Aşılım

İsrail’le en son papaz olduğumuzda, barışmak için Suriye sınırını komple veriyorduk...


Bu sefer de korkum o ki, dikleniyoruz ayaklarıyla, GAP’ı filan vereceğiz herhalde İsrail’e.

¡

Neyse, onu bi ara yazarız.

Bugün, şunu yazalım hele...

¡

Kuş gribinden bir sürü insan öldü.

Ne dedi bu arkadaşlar?

“Abartmayın.”

“Risk yok.”

“Basın yalan söylüyor.”

“Turizme zarar veriyorsunuz.”

“Pişirin, yiyin, korkmayın.”


¡

Keneden bir sürü insan öldü.

Ne dedi bu arkadaşlar?

“Abartmayın.”

“Risk yok.”

“Basın yalan söylüyor.”

“Turizme zarar veriyorsunuz.”

“Paçaları çoraba sokun, gezin.”


¡

Domuz gribinden ölen mölen yok.

¡

Ne diyor şimdi bu arkadaşlar?

“5 bin 300 kişi ölecek!”

“21 milyon kişiye bulaşacak!”

“43 milyon aşı almamız lazım!”

“500 trilyon lira ödemeliyiz!”

“Milletimize feda olsun bu para!”


¡

Sizce de garip değil mi bu grip?

¡

Eğer bu tarihi “aşılım”dan bi katakulli çıkmazsa -şuraya yazıyorum- koluma kene yapıştırır gezerim kardeşim...

KAYNAK: Aşılım - Yılmaz ÖZDİL - Hürriyet
 
Bu BiyoLojik SiLah beNce Biri Bişi CıkaRır diğeRLeri Ondan kuRTuLmak İçin Para ödeR Bu böyLediR
 
Geri
Üst