Erdoğan'ın İlk Yorumu

Her lafına Atatürk ile başla sorun bunda olamaz zaten sorun Atatürkçüyüm deyipte
Atatürk'ün ilkelerine KARŞI GÖRÜŞ bildirmendir.Atatürkçülük ne demektir;Atatürk'ün
düşünce ve görüşlerine tümden,tamamen katılmaktır.Ama sen yazdığın %58 lik kısım kör cahildir lafıyla Atatürkün CUMHURİYETÇİLİK görüşüyle çok açık ayrı düşüyorsun.

Ben kendi görüşlerimi copy paste yaparım sen başkalarının safsatalarını ;)

Öncelikle evet oyu yeni sivil anayasayı hayır oyu darbe mahsülü anayasayı temsil ediyor.
Hayır dendiğinde darba anayasasını savunuyorsan sen darbecisin demektir.Çokda
doğru bir kelimedir.Çünkü seninde savunduğun Atatürkçülük'te ''milletin iradesi ile,siyasete katılıyla ortaya çıkan anayasa DOĞRU anayasadır.''Eğer sen bunu kabul etmeyip
askerin anayasasına evet dersen çok açık ve net şekilde darbecisindir ve bunu kabullenmek hayır attığına göre çok zor olmamalı şahsi görüşümce.
Çünkü burada da görüşünü gerçek anlamda yansıtmıyorsun.

Birincisi bu ülkede %100 oy alacak bir anayasa HİÇBİR ZAMAN yapılamayacak bunu sende biliyorsun.Çoğunluk ne derse o olacak buda halkın genel kararıdır ve Cumhiriyet'in bir gereğidir.Halkın tamamının görüşünün olduğu bir anayasa yapılamaz bunu kendinden yola çıkarak bulabilirsin.Savunduğun görüş itibariyle sivil anayasaya evet demen gerekirken yok ben bu Ak Parti yi sevmiyorum (zaten bu anayasanın partilerle bir alakası yoktur) diyerekten hayır oyu kullandın.Peki ya senin gibi bu ülkede Ak Parti sevmeyen ne kadar insan var düşünebiliyor musun.
Bak bu dediğin nereye çıkıyor TKP bile İşçi partisi bile Ak Partinin anayasasına evet diyecek.
Bunun %100 olabileceğine hala inanıyorsan biz boşuna tartışıyoruz çünkü ben olacakları konuşuyorum sen olabilme ihtimalinin olmasından konuşuyorsun değil mi ?

Öncelikle kimse ''ben yaptım'' diyemez çünkü bu halkın %58 yaptı bunu burada anlaşalım.
İkincisi sen çıkan sonuca ''saygı duymuyorum'' dersen ben senin ideolojinin samimiyeti hakkında çok kesin ve net kararlara varabilirim.
Üçüncüsü de asla şakşakçılık yapma zaten.Bunu senden isteyen kimse olmadı olmuyor ve olmayacak ;)


Yok biz şeriatı getircez,Ülkeyi İran Yapıcaz,Atatürk heykellerini yıkıcaz.....

Adamın zihni bu... Her konuşmasında Atatürk,Atatürk....Bizi Atatürk Düşmanı yapanların Atatürk sevgisinden şüphe etmeye başladım... Ben bu yaşıma kadar her Cumhuriyet Byaramını,Egemenlik Bayramınıı, Gençlik Bayramını Kutlarım... Senede en az 1 defa Ankaraya Anıtkabir'e giderim.. 10 Kasımda Saygı duruşumda gözlerimden damlalar süzülür... Sorsan burada kaç Atatürkçü,onun inkılaplarını ilkelerini anlamıştır.. Kaçı nutuk eserini okumuştur.. Bugün kendi milletinin kararına saygı duymayan insan ne kadar atatürkçüküdür tartışılır...

Atatürk'ün farklı görüşten olan insanlara nasıl muamele yaptığını inkılap tarihinde okursa bazıları fazlasıyla anlar... Sakız olmuş cümlelerle memleketi iran yaptınız.

Yazık Çok Yazık....
 
gerçekten söyleyecek laf bulamıyorum.

laiklikle ilgili söylediklerini yediğin yetmiyormuş gibi birde başka bir açıdan savunmaya kalkıyorsun.

başbakanlık makamında oturan biri (ki bu kişi balkona çıkıp " ben herkesin başbakanıyım" diyordu) kalkıp bir çifrçiye yakışıksız birt söz ediyor ve onu da yerinde buluyorsunuz.

ve en nihayet erdoğanı savunmak için bütün siyasetin kirliliğinden bahsediyorsunuz.

başkasının kirliliğinden bahsetmek için önce insanın kendisinin temiz olması gerekmez mi?

gerçekten sizi anlamak zor.

siz böyle konuşunca aklıma hep nalıncı keseri denen marangozluk aleti geliyor.

nalıncı keserini bilirsiniz değil mi? her zaman kendine yontar.


Zerkli sen başbakanın ananıda al git dediği durumu biliyor musun ilk başta onu sorayım sana ?

Ben anlatayım.O başbakana ''açlıktan geberiyoz'' diyen adamla tarımda çok büyük yol kat edip ihracat başarısı gösteren tarımcı ''tamamen'' aynı imkanlara sahiptir.
Ama tarımcı çiftçi devletin ''Bu iktidar öncesine göre çok daha fazla kredi ve vergi düşürmelerine rağmen'' kendi beceriksiliği yüzünden batıyor ve başbakana kahve ağzıyla konuşyorsa tepkiyi hak ediyor demektir.
Hadi sorunun var başbakana bildiriyrosun bunu ''ANAMIZI AĞLATTINIZ BEEE'' diyerekten açarsan bu sorunun konusunu başbakandan ''Aslanım benim gel sana özel muamele lafını duyamassın.Yetti artık ulan öldük bittik beee dersende başbakandan çok nazik bir dil duyamassın.He burda başbakanın yaptığı doğrudur demek ahmaklıdır ama verdiği tepkinin yanlış olduğunu söylemekte bence çok yanlıştır.

Şimdi Ak Parti tarımı batırdı vs sözler yazılacak bunuda çok iyi bildiğim için size Ak Parti nin tarım alanındaki durumunuda yazıyorum ki anası ağlayan tarımcının Ak Parti yüzünden değil kendi hataları yüzünden sorunlar çektiğini göstereyim.
İktidar olan parti Ak Parti değilde başka bir parti olsada o tarımcı ''anamız ağladı'' diyip
protesto yapacaktı işte veriler.

Ak parti öncesi 2002 yılında toplam tarımsal destek: 647 milyon lira
Ak parti iktidarı 2009 yılı toplam tarımsal destek : 1 milyar lira

2003-2010 yılları arasında bölgedeki çiftçilere toplam 9 milyar 818 milyon lira destek verildi.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerine verilen hayvancılık desteği 2002 yılında 7,7 milyon liraydı, bu rakam 27 kat artarak 209 mil liraya çıkarıldı."

bunlar genel durumdan ufak kesitler.

 
Şimdi Ak Parti tarımı batırdı vs sözler yazılacak bunuda çok iyi bildiğim için size Ak Parti nin tarım alanındaki durumunuda yazıyorum ki anası ağlayan tarımcının Ak Parti yüzünden değil kendi hataları yüzünden sorunlar çektiğini göstereyim.
İktidar olan parti Ak Parti değilde başka bir parti olsada o tarımcı ''anamız ağladı'' diyip
protesto yapacaktı işte veriler.

Ak parti öncesi 2002 yılında toplam tarımsal destek: 647 milyon lira
Ak parti iktidarı 2009 yılı toplam tarımsal destek : 1 milyar lira

2003-2010 yılları arasında bölgedeki çiftçilere toplam 9 milyar 818 milyon lira destek verildi.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerine verilen hayvancılık desteği 2002 yılında 7,7 milyon liraydı, bu rakam 27 kat artarak 209 mil liraya çıkarıldı."

bunlar genel durumdan ufak kesitler.


bir ülkede tüm imkanlar olduğu halde üretime değil ithalata dayalı bi sistem varsa bu devletin suçudur. tüm üreticinin olmazsa olmazı petrole her fırsatta zam yapıp -ki bunun arasında varil fiyatlarına zam yapıldı diye dayatılanlar da var- kuruş kuruş "sözde indirim" yapılırsa ben nasıl seveyim bu iktidarı? anca imf'den borç almayı bilirler, onu da ekonomiye enjekte ederler sonra büyüme olmuş da ekonomi iyiye gidiyomuş da... bir ülkenin esnafı zanaatkarı kan ağlıyosa o ülke batıyor demektir. bu iktidar kimi kandırıyor? üreticiye o kadar yardım yapılsaydı mavi-yeşil ülkeme bir gram ithal et girmezdi
 
Zerkli sen başbakanın ananıda al git dediği durumu biliyor musun ilk başta onu sorayım sana ?

Ben anlatayım.O başbakana ''açlıktan geberiyoz'' diyen adamla tarımda çok büyük yol kat edip ihracat başarısı gösteren tarımcı ''tamamen'' aynı imkanlara sahiptir.
Ama tarımcı çiftçi devletin ''Bu iktidar öncesine göre çok daha fazla kredi ve vergi düşürmelerine rağmen'' kendi beceriksiliği yüzünden batıyor ve başbakana kahve ağzıyla konuşyorsa tepkiyi hak ediyor demektir.
Hadi sorunun var başbakana bildiriyrosun bunu ''ANAMIZI AĞLATTINIZ BEEE'' diyerekten açarsan bu sorunun konusunu başbakandan ''Aslanım benim gel sana özel muamele lafını duyamassın.Yetti artık ulan öldük bittik beee dersende başbakandan çok nazik bir dil duyamassın.He burda başbakanın yaptığı doğrudur demek ahmaklıdır ama verdiği tepkinin yanlış olduğunu söylemekte bence çok yanlıştır.

Şimdi Ak Parti tarımı batırdı vs sözler yazılacak bunuda çok iyi bildiğim için size Ak Parti nin tarım alanındaki durumunuda yazıyorum ki anası ağlayan tarımcının Ak Parti yüzünden değil kendi hataları yüzünden sorunlar çektiğini göstereyim.
İktidar olan parti Ak Parti değilde başka bir parti olsada o tarımcı ''anamız ağladı'' diyip
protesto yapacaktı işte veriler.

Ak parti öncesi 2002 yılında toplam tarımsal destek: 647 milyon lira
Ak parti iktidarı 2009 yılı toplam tarımsal destek : 1 milyar lira

2003-2010 yılları arasında bölgedeki çiftçilere toplam 9 milyar 818 milyon lira destek verildi.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerine verilen hayvancılık desteği 2002 yılında 7,7 milyon liraydı, bu rakam 27 kat artarak 209 mil liraya çıkarıldı."

bunlar genel durumdan ufak kesitler.




genel durumdan ufak kesitler vermeye devam edelim. çünkü filmin sadece bir kısmını izleyenler korku filmini komedi filmi zannedebilirler

2003 ocak ayı et fiyatları

dana eti: 9 lira
koyun eti: 8.5 lira

2010 et fiyatlarını nepiniz biliyorsunuz

dana eti:24-25 lira
koyun eti:22-23 lira

aradaki farkı hesaplamak için alim olmak gerekmiyor.


dersen ki "kardeşim ekonomik kriz var . bütün dünyada arttı"

avrupada etin kilosu 4-7 dolar. türkiyede 15 dolara kadar çıkıyor.


1970 lerde 70 milyon olan hayvan nüfusu-ki o zaman türkiyenin nüfusu 40 milyon civarındaydı- 2010 yılında 30 milyona kadar düşmüş. nüfusumuz da 78 milyon deniyor. terzi maksından beter bir açılma.



yani iş sadece desteklemelerle bitmiyor. hoş desteklemelerin büyük bir kısmının dünya bankasından geldiğini düşünürsek hükümetin hayvancılık alanında pek başarılı olduğunu söyleyemeyiz.

gelelim tarım ürünlerine

türkye tarım ülkesiyken şimsi tarımsal ürün ithal eden ülke konumuna geldi.

30 yılda tarımda ihracat iki katına çıkarken ithalat 90 kat büyüdü. Son 10 yılda Türkiye’nin 29 milyar 925 milyon dolar tarım ürünleri ithalatına harcandı.

tarım sektörü 2007’de 643 milyon dolar, 2008’de 2 milyar 228 milyon dolar, 2009’da da 112 milyon dolar açık verdi. İlk 5 ayda açık 646 milyon dolara ulaştı


açıktan kasıt ithlatın ihracattan fazla olan kısmıdır.


rusyada buğday tarlaları yandı bizi dert aldı. şimdi herkes kara kara düşünüyor kışın ekmek kaç lira olacka diye.


ve siz hala hükümetin "çiftçinin anasını ağlatmadığını" savunuyorsunuz.


bu film aslında çok uzun ve tamamen korku ve gerilim ögeleriyle dolu. ancak siz filmin sadece bir kısmını izlediğiniz için size komedi filmi gibi geliyor. başkalarının korkularına bakarak eğleniyorsunuz. ama bir gün siz de perdeye yüzünüzü döneceksiniz.

o zaman korkunuz herkesin korkusundan daha büyük olacak.
 


genel durumdan ufak kesitler vermeye devam edelim. çünkü filmin sadece bir kısmını izleyenler korku filmini komedi filmi zannedebilirler

2003 ocak ayı et fiyatları

dana eti: 9 lira
koyun eti: 8.5 lira

2010 et fiyatlarını nepiniz biliyorsunuz

dana eti:24-25 lira
koyun eti:22-23 lira

aradaki farkı hesaplamak için alim olmak gerekmiyor.


dersen ki "kardeşim ekonomik kriz var . bütün dünyada arttı"

avrupada etin kilosu 4-7 dolar. türkiyede 15 dolara kadar çıkıyor.


1970 lerde 70 milyon olan hayvan nüfusu-ki o zaman türkiyenin nüfusu 40 milyon civarındaydı- 2010 yılında 30 milyona kadar düşmüş. nüfusumuz da 78 milyon deniyor. terzi maksından beter bir açılma.



yani iş sadece desteklemelerle bitmiyor. hoş desteklemelerin büyük bir kısmının dünya bankasından geldiğini düşünürsek hükümetin hayvancılık alanında pek başarılı olduğunu söyleyemeyiz.

gelelim tarım ürünlerine

türkye tarım ülkesiyken şimsi tarımsal ürün ithal eden ülke konumuna geldi.

30 yılda tarımda ihracat iki katına çıkarken ithalat 90 kat büyüdü. Son 10 yılda Türkiye’nin 29 milyar 925 milyon dolar tarım ürünleri ithalatına harcandı.

tarım sektörü 2007’de 643 milyon dolar, 2008’de 2 milyar 228 milyon dolar, 2009’da da 112 milyon dolar açık verdi. İlk 5 ayda açık 646 milyon dolara ulaştı


açıktan kasıt ithlatın ihracattan fazla olan kısmıdır.


rusyada buğday tarlaları yandı bizi dert aldı. şimdi herkes kara kara düşünüyor kışın ekmek kaç lira olacka diye.


ve siz hala hükümetin "çiftçinin anasını ağlatmadığını" savunuyorsunuz.


bu film aslında çok uzun ve tamamen korku ve gerilim ögeleriyle dolu. ancak siz filmin sadece bir kısmını izlediğiniz için size komedi filmi gibi geliyor. başkalarının korkularına bakarak eğleniyorsunuz. ama bir gün siz de perdeye yüzünüzü döneceksiniz.

o zaman korkunuz herkesin korkusundan daha büyük olacak.

Zerkli Kardeşim;

Madem bu dönemleri eleştiriyorsun o zaman geçmişi de sorgulaman gerekmez mi?

Koasliyon dönemlerinde atılan yazar kasaları ne çabuk unuttuk ?

Ya da üzerine benzin döküp kendini yakmaya çalışanları, hatta yakanları....

Sen Avrupa ile fiyat karşılaştırmasına gideceksen o zaman Avrupa'daki gişe geçiş ücretlerine bir bak istersen...

Yani et fiyatı neden hükümet ile doğrudan alakası olsun...

Dışarıdan(yanılmıyorsam arjantin)'den hayvan getirip insanların daha ucuza et yemesini sağlayan da hükümet..

Herşeyi güllük gülistanlık görmüyorum... Haklı olduğunuz konular elbette mevcut... Ama geçmiş dönemlerle şu dönemleri lütfen bir karşılaştırın...
 
Zerkli Kardeşim;

Madem bu dönemleri eleştiriyorsun o zaman geçmişi de sorgulaman gerekmez mi?

Koasliyon dönemlerinde atılan yazar kasaları ne çabuk unuttuk ?

Ya da üzerine benzin döküp kendini yakmaya çalışanları, hatta yakanları....

Sen Avrupa ile fiyat karşılaştırmasına gideceksen o zaman Avrupa'daki gişe geçiş ücretlerine bir bak istersen...

Yani et fiyatı neden hükümet ile doğrudan alakası olsun...

Dışarıdan(yanılmıyorsam arjantin)'den hayvan getirip insanların daha ucuza et yemesini sağlayan da hükümet..

Herşeyi güllük gülistanlık görmüyorum... Haklı olduğunuz konular elbette mevcut... Ama geçmiş dönemlerle şu dönemleri lütfen bir karşılaştırın...


madem kolalisyon hükümetini bu kadar beğenmiyordunuz ne diye kemal dervişin yürürlüğe koyduğu ekonomik tedbirleri ve uygulamaları bir çırpıda silip atmadınız da mal bulmuş magribi gibi üzerine atladınız sorarım sana. neden kendi ekonomi politikalarını yürürlüğe koymak yerine beğenmediğiniz dervişin ekonomi politikalrını devam ettirdiniz.

kendini yakanları görüyorsun da ekonomik kriz yüzünden patır patır kafasına sıkanları nede görmüyorsun. son dönemde kaç iş adamı, sanayici ya da sade vatandaş bozulan ekonomik durum yüzünden intihar etti araştırdın mı? bilmeden konuşmayacaksın.



Ekonomik kriz nedeniyle iflas eden veya işi bozulan işadamlarının psikiyatri kliniklerine başvurularının 2009'da 5 kat arttığını belirten Psikiyatrist Doç. Dr. Özgür Öztürk, "İntihar girişiminde bulunan veya alkolik olan işadamlarının sayısındaki artış 2010'da da sürüyor. İflas eden müteahhitler ilk sırada; sağlık sektörüne yatırım yapanlar, bankacı, tekstilci de çok" dedi.


Ekonomik Kriz İle Psikiyatristlere Gün Doğdu! - Doktor Sigortası





arjantinden, uruguaydan, paraguaydan et ithal etmek marifet değil. marifet et itjhal edecek dururma getirmemektir. bakkaldan ekemek alan değil evinde ekmek pişiren kadın hamarattır. maharet yol yürüyüp parayla ekmek almakta değildir.

eğer bu tabloyu anlamıyorsanız size söylenecek pek bir laf yok.
 
madem kolalisyon hükümetini bu kadar beğenmiyordunuz ne diye kemal dervişin yürürlüğe koyduğu ekonomik tedbirleri ve uygulamaları bir çırpıda silip atmadınız da mal bulmuş magribi gibi üzerine atladınız sorarım sana. neden kendi ekonomi politikalarını yürürlüğe koymak yerine beğenmediğiniz dervişin ekonomi politikalrını devam ettirdiniz.

kendini yakanları görüyorsun da ekonomik kriz yüzünden patır patır kafasına sıkanları nede görmüyorsun. son dönemde kaç iş adamı, sanayici ya da sade vatandaş bozulan ekonomik durum yüzünden intihar etti araştırdın mı? bilmeden konuşmayacaksın.



Ekonomik kriz nedeniyle iflas eden veya işi bozulan işadamlarının psikiyatri kliniklerine başvurularının 2009'da 5 kat arttığını belirten Psikiyatrist Doç. Dr. Özgür Öztürk, "İntihar girişiminde bulunan veya alkolik olan işadamlarının sayısındaki artış 2010'da da sürüyor. İflas eden müteahhitler ilk sırada; sağlık sektörüne yatırım yapanlar, bankacı, tekstilci de çok" dedi.


Ekonomik Kriz İle Psikiyatristlere Gün Doğdu! - Doktor Sigortası





arjantinden, uruguaydan, paraguaydan et ithal etmek marifet değil. marifet et itjhal edecek dururma getirmemektir. bakkaldan ekemek alan değil evinde ekmek pişiren kadın hamarattır. maharet yol yürüyüp parayla ekmek almakta değildir.

eğer bu tabloyu anlamıyorsanız size söylenecek pek bir laf yok.

Türkiye’de kamu maliyesi 1999 yılında sürdürülemez hale geldi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, “Kim ne veriyorsa ben beş lira fazlasını veriyorum, kadınları 38 erkekleri 42 yaşında emekli ediyorum” diyen Süleyman Demirel ve Erdal İnönü ekonomi politikasının kamu bütçesini çökerttiğini gördü. Mecburen IMF’ye gitti. Dört milyar dolar alarak durumu düzelteceğini zannetti. Ama küresel makro ekonomi yönetiminden haberi olmayan Hazine ve Merkez Bankası kadroları, uzlaşmaz üçlü olarak bilinen sabit kur, serbest sermaye hareketleri ve bağımsız para politikasını birlikte uygulama cehaletini gösterince, cari açık tahmin edilenin çok üzerine yükseldi.

Türkiye ekonomisi, ürettiğinden fazla harcayan kırılgan bir ekonomiye dönüştü. Türkiye ekonomisi, 2001 yılının şubat ayında krize girdi. Devlet döviz rezervlerini kaybetmemek için kur rejimini değiştirdi. Sabit kur rejiminden dalgalı kur rejimine geçti. Bu değişikliği içeriden öğrenenler, hemen döviz aldılar. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2010 yılı bütçe konuşmasında belirttiği gibi, içeriden haber alanlar, mesai saati sonrasında, sabit kurdan, Merkez Bankası’ndan 4,2 milyar dolar çektiler. Bu haksız kazanca herkes seyirci kaldı.

Gelelim işin sonrasına... Krizin başlamasının ardından Türkiye’de küresel ekonominin yönetim kurallarını bilen ve uygulayabilecek iktisatçı olmadığı görüldü. Bu nedenle mecburen yurtdışından konuyu bilen ve uygulayan bir iktisatçı olan Kemal Derviş hemen Türkiye’ye getirildi. Sen o günleri toparlamayı heralde puzzle parçalarını toparlamak gibi zannettin...


O günlerde ekonomideki bu “yeniden yapılanmalar” CHP tarafından görülmemiş ya da görüldüğü halde görmezden gelinmiştir.

Şimdi soruyorum neden Ak Parti hükümeti, sistemi değiştirecek her adım atışında karşısında, ekonomide değişim istemeyen CHP, MHP, Yargı, TÜSİAD, TOBB ve askeriyeyi buluyor ?

Yani zannedersin bu ülkede iktidar her ekonomik harekette destek buluyor da yapmıyor...
Yok yok sizlere Ecevit-Yılmaz-Bahçeli dönemleri lazım...


Atalarımızın şu sözü aslında herşeyi net biçimde açıklıyor

" Meyve Veren Ağaç Taşlanır "
 
keşke başkalarından anlamsız, verisiz, dayanaksız alıntılar yapacağına kendin iki satır yazı yazsaydın. emin ol daha değerli olurdu.

çünkü bu yazı "bizden olmayan cehenneme" anlayışıyla yazılmış, ekonomiden daha çok partizanlık duygularıyla yazılmış bir yazı. onun için değeri yok.

kusura bakma...
 
Keşke yaşadığınız ütopyadan sıyrılıp kimsenin elinde sihirli değnek olmadığını görebilseydiniz... Keşke...
 
Koalisyon döneminin şu anki dönemden daha iyi olduğunu söylemektir asıl taraftarcılık.
Ak Parti'nin de hataları oldu bunları Ak Parti'ye oy veren vatandaşta bende biliyorum zaten.
Ama sorun koalisyon dönemiyle Ak Parti döneminin karşılaştırılması ve sonucunn koalisyonun
daha başarılı bulunmasıdır.Bu kişilerle siyaset değil havadan sudan bile tartışılmaz yani.
Çok derinden bir analize gerek yok o zamanın sokağıyla bu zamanın sokağını
karşılaştırsak bile çok değişik verilere ulaşabiliriz.
 
Keşke yaşadığınız ütopyadan sıyrılıp kimsenin elinde sihirli değnek olmadığını görebilseydiniz... Keşke...


valla ona inanan sizlersiniz diye düşnüyorum.

bu anayasa değişikliğiyle "her şey iyi olacak. demokratikleşceğiz" diyen sizlersiniz. çünkü bu anayasa değişliği demokratikleşme değil padişahlaşma getiriyor.

soru şu: padişahlığa doğru dolu dizgin giderken demokratikleşeceğiz naraları atanlar mı ütopyacıdır, sultanlığa doğru gidiyoruz diyenler mi?



Koalisyon döneminin şu anki dönemden daha iyi olduğunu söylemektir asıl taraftarcılık.
Ak Parti'nin de hataları oldu bunları Ak Parti'ye oy veren vatandaşta bende biliyorum zaten.
Ama sorun koalisyon dönemiyle Ak Parti döneminin karşılaştırılması ve sonucunn koalisyonun
daha başarılı bulunmasıdır.Bu kişilerle siyaset değil havadan sudan bile tartışılmaz yani.
Çok derinden bir analize gerek yok o zamanın sokağıyla bu zamanın sokağını
karşılaştırsak bile çok değişik verilere ulaşabiliriz.



koalisyon döneminin iyi olmadığını ben de biliyorum. asıl sorun şu: neden bu kadar kötü bir dönemin ekonomi politikalarını uygulamaya devam etti bu hükumet? doğru politikalar olduğu için olabilir mi? hani diyorsunu ya " akp nin her yaptığı doğru değildir, yanlışları da vardır". bir de şöyle demeyi deneyin "koalisyon hükümeti çok kötü şeyler yaptı ama çok iyi işler de yaptı".

işte o zaman partizanlıktan sıyrılıp doğruları görmeye başlarsınız.
 
Şaşırdığım bir husus : Üniversite mezunlarının %42si evet, %58i hayır vermiş. Referandumda çıkan %42 lik hayır oranını '' ÇOK BÜYÜK BİR YÜZDE'' olarak gösterenler, Evet oyu kullanan %42lik üniversiteli
kesimi hiçe sayarak ''Evet oyu kullananlar cahildir'' demeleridir. Sizcede ilginç değil mi ? :)
 
Şaşırdığım bir husus : Üniversite mezunlarının %42si evet, %58i hayır vermiş. Referandumda çıkan %42 lik hayır oranını '' ÇOK BÜYÜK BİR YÜZDE'' olarak gösterenler, Evet oyu kullanan %42lik üniversiteli
kesimi hiçe sayarak ''Evet oyu kullananlar cahildir'' demeleridir. Sizcede ilginç değil mi ? :)

Hocam biz alıştık bu ithamlara.. Ellerinde başka ne kaldı ki ? Milletin iradesine saygı göstermeyip milletin iradesini hayatında okumadıkları Nietzche'den cümlelerle tatmin ederler... Hayatında Din adına yapılacak bütün düşmanlığı yapan Aziz Nesin'den sözlerle tatmin ederler... Sorsan bir tane kitabını bilmez ama adamım "Türk milletinin yüzde 60'ı aptaldır " deyip şanlı Ecdadının torunlarına bu ithamı yakıştıran Adamın resminin önünde eğilirler... Alkışlarlar...

Ben o arkadaşlara 12 Eylül akşamı şunu söyledim :

Atatürk'ün bir dediğini iki etmeyecek kadar O'na tutkun olduğunu sandığımız bir kesimin, işlerine gelmediğinde ne kadar da çabuk O'nun tespitlerini rafa kaldırdığını ve Aziz Nesin'e sığındığını izledik. Bu seyir, gözlerimizi daha da açtı, Atatürk istismarcılarına karşı...

Türkiyedeki İstatistik alanında araştırma yapan tahmincilerin her seçimde karavana attığını gördük.. İnsanları eğitim alanına göre ayırmak en büyük cahilliktir.. İlkokul mezunu bile o ayrımı yapanın yanında benim gözümde üniversite mezunundan daha değerlidir...
 
yazık diyorum, halkın parasını çöpe attılar o kadar yardımdır, kömürdür, tehdittir, miting, afiş, ilan, reklam, gazetelere boy boy sayfalar, tişörtler, bayraklar, o eveti alkışlayan sürüye otobüsler trenler vapurlar sular yemekler, hayır diyenleri susturmak için verilen "ikramiyeler"... anca bu kadar oy alabiliyorlar. merak ediyorum hayır'a yapılan baskı, hakaret ve suçlamalar evet'e yapılsaydı binde kaç oy alabilirlerdi ^_^
 
siz kemalin acıklamasını dinleseydiniz keske çogu kişinin ya anlamadığı yada iine gelmediği buyuk bi gaf yaptı şöyleki %42lik hayır için daha fazla olabilirdi ama bizim adımıza İYİ Bİ SONUÇ dedi yani kılıcdaroglu gercekten ülkemizin kötü günlere gidişini engellemek için hayır demiş olsaydı %42lik bi sonuca asla iyi demezdi sonucta kaybetti mantıken bu dusunceye sahip olan biri için en az %51lik bi oy oranı iyi sayılabiliri demekki kılıcdaroglu ülkemizin karanlık günlere gideceği için korktuğundan değil sadece kendi oy potansiyelini ölçmek adına okadar yalan söyleyip vatandası hayıra yönlendirdi umarım hayır diyenler kendilerini kullanılmıs olarak hissetmezler.... gerçi alan memnunn satan memnun işleri güçleri niyet okumak falcı olsalar bari
 
siz kemalin acıklamasını dinleseydiniz keske çogu kişinin ya anlamadığı yada iine gelmediği buyuk bi gaf yaptı şöyleki %42lik hayır için daha fazla olabilirdi ama bizim adımıza İYİ Bİ SONUÇ dedi yani kılıcdaroglu gercekten ülkemizin kötü günlere gidişini engellemek için hayır demiş olsaydı %42lik bi sonuca asla iyi demezdi sonucta kaybetti mantıken bu dusunceye sahip olan biri için en az %51lik bi oy oranı iyi sayılabiliri demekki kılıcdaroglu ülkemizin karanlık günlere gideceği için korktuğundan değil sadece kendi oy potansiyelini ölçmek adına okadar yalan söyleyip vatandası hayıra yönlendirdi umarım hayır diyenler kendilerini kullanılmıs olarak hissetmezler.... gerçi alan memnunn satan memnun işleri güçleri niyet okumak falcı olsalar bari

2011 seçimlerine hazırlandığı için iyi diyor.. Konuyu nereye çekmişin... Kılıçdaroğlu yüzde 42 lik oyun büyük bölümünün chpli olduğunu düşnüyor. Olabilir olmayabilir.. Seçimlerde görücez.
 
Ya da üzerine benzin döküp kendini yakmaya çalışanları, hatta yakanları....


bunlar şimdide oluyor .artı şimdi dahada ileri gidenler cıkıyor .gecenlerde vatandaşın bir tanesi ekonomik sıkıntıları yüzünden benzin dolu bidonla meclise duvardan atlayıp meclisi yakmak isterken yakalandı.star haberde cıktı videosu .bu durum ecevitin önüne atılan yazar kasadan daha vahim bi durum ama ne kriz cıktı nede star ve bir kaç tv haricinde bir yerde yayınlandı .
 
siz kemalin acıklamasını dinleseydiniz keske çogu kişinin ya anlamadığı yada iine gelmediği buyuk bi gaf yaptı şöyleki %42lik hayır için daha fazla olabilirdi ama bizim adımıza İYİ Bİ SONUÇ dedi yani kılıcdaroglu gercekten ülkemizin kötü günlere gidişini engellemek için hayır demiş olsaydı %42lik bi sonuca asla iyi demezdi sonucta kaybetti mantıken bu dusunceye sahip olan biri için en az %51lik bi oy oranı iyi sayılabiliri demekki kılıcdaroglu ülkemizin karanlık günlere gideceği için korktuğundan değil sadece kendi oy potansiyelini ölçmek adına okadar yalan söyleyip vatandası hayıra yönlendirdi umarım hayır diyenler kendilerini kullanılmıs olarak hissetmezler.... gerçi alan memnunn satan memnun işleri güçleri niyet okumak falcı olsalar bari

Referandum kampanyasında birbirlerinin kovasına su taşıyanlar referandum sonrası yüzde 42'yi paylaşamaz oldular... Ama şu referandum sonucunu genel seçimlere yormak gerçekten siyasi bir bilgisizliktir. Sen bir partinin genel başkanısın, hayır kampanyan 12 eylülde büyük darbeyi yemiş üstünü örtmek için bu rakamı kendi sorumluluğunun başarısı olarak görmek yanlış... Biz yüzde 58 İktidar'ın oyu demiyoruz.. Çünkü orada Ülkücüler,Saadet Partisi,Büyük Birlik Partisi'nin de katkıları var..
 
Geri
Üst