Politik Fıkraları {Sürekli Güncellenecek}

by metin

New member
Katılım
22 Şub 2006
Mesajlar
472
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
30
Bush`un Pulu
Başkan Bush'un yeni talimatı:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..."
 
Bush ve Şoförü
George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:

"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koşarak geri döner.
Göz morarmış, surat dagılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!" der.

Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.

Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken....Şoför bir saat sonra sarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.

Bush şaşkın bir halde sorar: "Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?" "Valla ben de anlamadım" der Şoför. "Ben ona sadece şöyle dedim:
Iyi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!
 
Bob Nerde
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Çocuklara:

- Sorusu olan var mı? der. Ve kücük Bob sözü alir.

- Benim üç sorum olacak:

1- Seçimlerde daha az oy almanıza ragmen nasıl oldu da Başkan oldunuz?

2- Hiroshima'ya atılan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti değil midir?

3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?
Aniden zil çalar ve çocuklar tenefüsse çıkarlar. Çocuklar geri döndügünde bu sefer sözü küçük

Tom alır. Benim beş sorum olacak:

1- Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl oldu da Başkan oldunuz?

2- Hiroshima'ya atılan atom bombası sizce dünyanın en büyük terör faaliyeti değil midir?

3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?

4- Bugün neden zil 30 dakika erken çaldı?

5- Bob nerede?
 
Kayseriye Liman
Mecliste Kayseri Milletvekilinin hafif yollu şekerlediği bir sırada Trabzon Milletvekili konuşmasını yapıyormuş. Kayserili vekil, uyanmış ki Trabzonlu vekil kürsüden Trabzon’a bir şeylerin yapılmasını istiyormuş. Bizimki ne istediğini anlayamadığı için sıkıntıya girmiş. Trabzon’a bir şey yapılacaksa Kayseri’ye de yapılmalı diye düşünmüş. Söz alıp:
- Sayın vekilin Trabzon’a yapılacaklar hususundaki açıklamalarını takdirle karşılıyoruz, lakin bu konuda Kayseri’nin de ihmal edilmemesini istiyoruz. Mecliste bir gülüşmedir başlamış. Vekil şaşırmış, ne oluyor gibisinden bakınırken Meclis Başkanının sesi duyulmuş:
- Sayın vekil, Kayseri’ye denizi getirdiğiniz gün söz veriyoruz, Kayseri’ye de bir liman yapılacaktır.
 
Şart midur
Bir gün Temelle Dursun otururlarken Temel Dursun'a;

-"Ula usagum ben politikaci olacagum." demis

Dursun Temel'e dönüp;

-"Sen delimusun ki politikaci olacaksun.."

Temel Dursun a dönüp:



-"Şart midur??"
 
Vergi

Bizim Temel uluslararasi ekonomi toplantisina katilir...
Devletin topladigi vergi dagilimini tartisirlar...
Konusmacilardan biri Amerikali, biri Avrupali, biri de Temel..
Ortaya bir fikir atilir... Halktan toplanan vergiler nasil dagilim yapilacak.

Amerikan vatandasi söz alir:
-"Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladigimiz vergileri havaya atariz... Çizginin soluna düsen paralari halka hizmet olarak geri veririz, sag tarafta kalan devlete kalir, yatirim yapariz..."

Derken Avrupali söz alir ve:
-"Bizim Avrupa’da baska ama ona benzer bir uygulama yapariz... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atariz. Dairenin disinda kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düsenleri devlet harcamalarina kullaniriz... "

Sira bizim Temel’e gelir ve baslar anlatmaya:

-"Ula usaklar ne güzel anlattunuz. Keske bizda sizun çirkefluklerunuzi degil da habu çaliskanlugunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamiz yok... Bizde daha kisa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düsenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner..."
 
Yalan

Bir otobus dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlardı. Otobus buyuk bir çiftliğin yanından geçerken, otobus şöförunun dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçtu.

Çiftci kosarak geldi. Gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gommeye başladı.

Ertesi sabah, şerif soruşturma için çiftliğe geldi. Ciftciye Sordu:

-"Otobusdeki bütün polikitacıları gömdün demek... Hepside ölüydü, eminsin değil mi?"

Çiftci cevap verdi:

-"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz.. Nasıl yalan soylerler."
 
iyi de neden her bir fıkra için mesaj yazdın ki ??? 1 mesajda hepsini yazabilirdin de :)
 
Temel Millet Vekili

birgün bizim temel millet vekilleri ile uçağa biner başlarlar birşey sallamaya birinci millet vekili şurdan on milyon atsam biri bulur ve bir kişiyi sevindiririm ikinci millet vekili ben yirmi milyon atsam iki kişi bulur ve ikikişiyi sevindirimiş olurum üçüncü dördüncü derken hepsi birşey sallar sıra temele gelir temel düşünür ve ULAN BEN BURDAN HEPİNİZİ ATSAM YETMİŞ MİLYON SEVİNİR NEDİYORSUNUZ LAN
 
Kullanılmıyan Kalp

Kati yürekliligiyle ünlü sadrazam pasadan söz ediliyordu. Pasa hastalanmis,
o sirada yanlarinda bulunan ünlü bir doktor kendisini tedavi etmisti.
Içlerinden biri doktora sordu :
- Simdi nasil?
- Iyilesiyor. Masallah, kalbi, yirmi yasinda bir gencin kalbi gibi.
Konusmalari dinleyen Tevfik Fikret kis kis güldü :
- Elbette öyle olacak. O kadar az kullanildi ki...
 
by metin' Alıntı:
Bush`un Pulu
Başkan Bush'un yeni talimatı:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..."
dostum bu verildi
http://www.hackhell.com/showthread.php?t=47002&highlight=%DCzerinde+resmim+olan+bast%FDrd%FDm
 
Komünist Bayrağı
Rus devlet başkanı Brejnev Amerika'yı ziyaret ettiğinde Ford'un davetlisi olarak Beyaz sarayda davet edilmişti. Ziyaretin ertesi sabahı Ford Brejnev'e geceyi nasıl geçirdiğini sordu: Çok iyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm.

- Yaa ne gördünüz?
- Beyaz sarayda komünist bayrağının dalgalandığını gördüm.

Brejnev'in bu cevabına Ford karşılık vermedi. Bir yıl sonra Ford'da Rusya'ya ziyarete gitti. Sabah olunca Brejnev ona nasıl uyuduğunu sordu. Ford: İyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm.

- Ne gördünüz?
- Kremlin'de komünist bayrağı dalgalanıyordu.

Brejnev pek memnun olmuştu. Ford devam etti:

- Ama bayrakta acaip yazılar vardı.
- Ne yazıyordu ne yazıyordu?
- Vallahi okuyamadım zira yazılar Çince idi
 
Veteriner

Veteriner temel, Birleşmiş Milletler'e delege olmuş...

Diğer delegeler merakla ve alaylı bir şekilde sormuşlar,

- Veterinermişsiniz doğru mu?

- Togrutur, pi tertiniz mi vardur?
 
Karın mı Devletin mi?

Birgün bir amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:

'-karınmı yoksa devletinmi.'

amerikalı düşünmeden cevaplamış:

'-devletim.'

ordakiler:

'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'

adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamıyarak:

'-yapamayacağım.' demiş.

daha sonra bir türk milletvekilini

aynı odaya almışlar.aynı soruyu sormuşlar:

'-karınmı yoksa milletinmi?'.

millet vekili hiç düşünmeden:

'-devletim' demiş

'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'

odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş.çıkınca sormuşlar:

'-ne oldu.'

'-sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı bende karıyı camdan aşağı attım.
 
Ege

Sayin Cumhurbaskanımız Suleyman Demirel'in sair bir tarihte duzenlediği bir basın toplantısından aynen aktarıyorum,

-Ege bir yunan gölü deeldir.

-Ege bir Turk gölü de deeldir.

-Binanaleyhh Ege bir göl deeldir..
 
Ameliyat

Büyük bir hastahane de 5 meşhur cerrah oturmuş hangi meslekten olan insanları ameliyat etmenin kolay olduğuna dair sohbet ediyorlarmış.

İlk cerrah;
"Ben" demiş "Muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi
severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur"

İkincisi;
"Doğru ama" demiş "Elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha
kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir"

Üçüncü cerrah;
"Siz bir de kütüphanecileri, arşivcileri görün. Her sey alfabetik
sıradadır, onun için onların ameliyatı çok kolay olur"

Dördüncüsü;
"İnşaatçıların ameliyatı da pek kolay olur" demiş.
"Üstelik onlar iş bittikten sonra içeride parçalar, yabancı maddeler
kalmasyna alışıktırlar"

Sonuncu cerrah;
"Arkadaşlar" demiş "Siz her halde hiç politikacıyı ameliyat etmediniz. Onların kalbi, yürekleri yoktur. İçleri bomboştur.
Beyinleri de öyle.
 
İhbar Sırası

Sovyetler Birliği'nin ayakta olduğu dönemler. KGB'ye ihbar geliyor:
-"Komşum Salamon bir haindir. Devletten elmaslarını saklamak için onu odunluktaki odunların içlerine gizledi."
KGB anında baskın düzenliyor, bütün odunları kırıyor, ama ihbar yanlış, bir tek elmas bulamıyorlar. Salamon'un gözünü korkutup gidiyorlar. Gece geç vakit, Salamon'un telefonu çalıyor:
-"Salamon? Ben Moiz. KGB baskın yaptı mı?"
-"Evet."
-"Kışlık odunlarını kırdı mı?"
-"Evet."
-"Tamam. O zaman ihbar sırası sen de. Ön bahçenin çapalanması gerekiyor..."
 
Kavga Edicez

Dağistanlılar kavga etmeyi çok severlermiş. Bir gün rusun biri Dağistanlının arabasına çarpar. İçinden 3 Dağistanlı çıkar ve adama:

-"Kavga edecez" der.

Rus:

-"Abi affet özür diliyorum"

-"Yok biz kavga edecez"

-"Abi polis çağıralım hata kiminse ödesin"

-"Yok kavga edecez"

-"Tamam abi ben sizin hasarı ödiyim kavga etmeyelim"

-"Yok baba biz kavga edecez"

-"Abi ben sizin hasarı ödiyim alın araba da sizin olsun"

-"Mümkün değil kavga edecez"

-"Abi tamam ama böyle kavga olur mu, 3 e 1 olmaz valla"

Ve Dağistanlı lideri yanındaki arkadaşına döner ve:

-"Geç lan karşıya kavga edecez.."
 
İşte Politika Budur

politikaBir bürokrat yoksul bir adamı ziyarete gitmiş demiş ki: "senin
oğlana bir eş bulalım, zamanı geldi artık."
Adam: "ben hayatımda oğlumun işine karışmadım." demiş.
Bürokrat: " ama demiş bu kız Rahmi Koç'un kızı" deyince
Adam: "a aaa ..tamam o zaman" demiş ve durumu kabul etmiş"
Sonra bizim bürokrat Rahmi Koç'un evine gitmiş: " kızınız için harika bir
koca adayı buldum" demiş.
Rahmi Koç şaşırarak: " ama benim kızım daha çok küçük" diye itiraz etmiş.
Bürokrat: " ama bu genç adam DÜNYA BANKASI'nda başkan yardımcısı" deyince.
kızın babası: " a aaa... tamam o zaman" diyerek duruma hemen razı
oluvermiş.
Sonunda bizim bürokrat DÜNYA BANKASI başkanını ziyarete gitmiş ve demiş ki:
"başkanım, size harika bir başkan yardımcısı adayı buldum"
Başkan: " iyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var" deyince
Bürokrat: ama bu Rahmi Koç'un damadı" demiş.
Başkan da " a aaaa...tamam o zaman" demiş.
İşte politika budur...
 
Geri
Üst