iyidir, güzeldir. akılcı insanın işidir.
"yok efendim orjinali böyle arapça. ben eskiye döneyim, eskide kalayım; iyidir herhalde o." diyenler yana döne teokratik rejimlere koşabilirler.
"illa arapça okunmalı" diyene soruyorum şimdi. aşağıda.
~ 1500 senedir değişmediğinden, illa sabit kalması gerektiğinden nasıl emin olursun sen görmeden bu ezan muhabbetini?
~ arapça bilince daha mı yakınsın peygamberine, tanrına(pardon allah'ına)*?
~ o taptığın, sürekli zikrettiğin allah'ın; anlamaz mı dilden, dil farkından? dilin insanın kendince oluşturduğu bir kavram olduğunu sen bile bildiğin halde, o bilmeyecek mi?
~ mükemmel dediğin tanrını sınırlarken, aslında kendi düşünceni sınırladığını; olmadık şeyleri yücelttiğini ve dilin sadece bir kültür kavramı olduğunu bilmez misin?
~ araplara değil de, japonlara din gelse; kendinin japonca öğrenmeye kasacağının farkında değil misin?
~ dil değişince, vahyedilen kelam değişiyor mu? asıl gafillik öyle sanmak değil midir?
~ yıllarca arap dilinin etkisinde kalan kendi dilinin geldiği hali göremiyor musun? hepsi de senin gibiler sayesinde.
~ o dil ile birlikte, kültürünün de kaydığını anlamıyor musun?
~ o din ile birlikte sana yayılan kültür faşizmini görmezden mi geliyorsun?
~ neden bu kadar dar bakıyorsun?
~ sağdan sola doğru yazarken beyninin sol lobu zarar görmez diye umuyor musun?
sorular artabilir. cevaplar azabilir. yine de cevap verilmeyebilir, zira inanç meselesidir; ama şu dünya işini öbür dünyadan ayır be artık. gerçekten de, küçük küçük giydirmelerin komik oluyor.
azıcık düşünen bile farkı olmayacağını anlar. her şey psikolojik, her şey sende bitiyor.
sen nesin, sen kimsin? insan!
en zararlısı kendine.
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
ezan, namaza bir davetse, neden 5 vakit arapça davetiye alıyoruz diye düşünmeden edemediğim türkiyede, gayet kullanışlı olacağını düşündüğüm bir olgudur. hatta bu çağrının, inançsızlar için bir dönüm noktası, asıl onlar için bir davet olacağına inanır dururum hep...