9 büyüktür 21 milyondan

Ya Sen Anketlere Bakarsan ooooo ... Anketlerde Çok Tarafsız Sankide Kanıt Olarak Bize Anket Gösteriosun ...Sanki Anketi Yapan Adam Farklı Biri ...
 
Türkiye’de kimsenin laiklikle bir sorunu yok. Bunun en net örneğini sosyaldemokrat kimliği ile tanınan siyasal bilimci Prof. Ersin Kalaycıoğlu’nun geçtiğimiz yıl yaptığı araştırma ortaya koydu. Prof. Kalaycıoğlu'unn araştırması, Türkiye’de laiklikle sorunu olanların oranının yüzde 7-8 dolayında kaldığını gösterdi.

Durum bu kadar net iken değişimin önünde ayak sürüyenler zaman değirmeninin taşları altında öğütülüp gidecekler.

Bugün, yasama ve yürütmenin yetkilerini tekelinde toplamaya kalkan heyet, Anayasa Mahkemesi'nin 8 Nisan 1963 tarihinde verdiği karardan dolayı yaşadığı utancı gelecekte de hissedecek. Hatırlamayanlar için hatırlatayım, cunta ürünü olan Anayasa Mahkemesi, 1963/83 sayılı kararında “27 Mayıs’ı eleştirmek suçtur” diye karar vermişti.

buradaki değişimden kastın nedir arkadaşım. Akp nin din'i sömürüsü mü. Vatanın her sathının satılması mı? Yabancılara peşkeş çekilmesi mi? Yoksa hükümetin yaptığı yolsuzluklar mı?

Değişim bu mu?

1500 yıl öncesine doğru yöneliş . Değişim bu mu?
 
bekleyin hepiniz gene susacaksınız belediye seçimlerinde kapatacağınız akp yeni yüzü ile aynı 367 de oldugu gibi daha da güçlenerek gelicek bu sefer bakalım tbmm ye girebilicekmisiniz o zman konuşalım kalın sakin sakin
 
Aksini İdda Eden Kim Tabiki Bu Ülkenin Başına Malesef abd uşağı ab yalaması akp gelicek
 
Türkiye’de kimsenin laiklikle bir sorunu yok. Bunun en net örneğini sosyaldemokrat kimliği ile tanınan siyasal bilimci Prof. Ersin Kalaycıoğlu’nun geçtiğimiz yıl yaptığı araştırma ortaya koydu. Prof. Kalaycıoğlu'unn araştırması, Türkiye’de laiklikle sorunu olanların oranının yüzde 7-8 dolayında kaldığını gösterdi.

Durum bu kadar net iken değişimin önünde ayak sürüyenler zaman değirmeninin taşları altında öğütülüp gidecekler.

Bugün, yasama ve yürütmenin yetkilerini tekelinde toplamaya kalkan heyet, Anayasa Mahkemesi'nin 8 Nisan 1963 tarihinde verdiği karardan dolayı yaşadığı utancı gelecekte de hissedecek. Hatırlamayanlar için hatırlatayım, cunta ürünü olan Anayasa Mahkemesi, 1963/83 sayılı kararında “27 Mayıs’ı eleştirmek suçtur” diye karar vermişti.



O Oran Geçtiğimiz Yıl Yapılan Kolpa Araştırmalardan Biri Sonuçta %60 La İktidara Gelen Bir Partiye Ait Ülke İçinde Elbetteki Laiklikle Problem Olmasını Bekleme Çünkü Neden Bunun Sebebi Halkımızın Buna Mecbur Bırakılması O Araştırmaya Katılan İnsanlarımıza Bir Sorun Bakalım Demokrasiyi , Laikliği , Atatürk İlkelerinin Ve İnkilaplarının Neden Bu Ülkeye Yerleştirilmeye Çalışıldığını Biliyor Mu Bu Kafayla Amerika Vb Ülkelerin Oyuncağı Olmaktan Kurtulamayız Bize Ancak Kendimiz Lazımız Kendi İnsanımızı Medeni Ülkelerdeki İnsanlar Düzeyine Ulaştırdığımız Gün Artık Hedeflerimize Ulaşmış Olacağız Böyle Olaylarla Bulunduğumuz Noktadan Bir Adım İleri Gidemeyiz Bu Ülke Hep Bu Tür Olaylar Yüzünden Bu Kadar Geri Kaldı Zaten Normalde Şimdi Çok Daha İyi Yerlerde Olurduk...
 
Değişim önümüzdeki 20 Yıl içinde Sonuçlanacaktır.. Eğer akp Yönetimi Değişmz ise.. İşte O durumdan korkarım..
 
Doğru söze ne hacet :hhmanD
Adam doğruyu konu$mu$..Ab-d u$ağı deiLmi AKp ?

işte bu yüzden işinize gelenleri yapıyonuz gelmeyenleri yapmıyonuz nolcak bu insanların hali gebzeli ayrımcılık yüzünden oldu bu ülke böle herkes birine torpil peşkeş içinde
 
buradaki değişimden kastın nedir arkadaşım. Akp nin din'i sömürüsü mü. Vatanın her sathının satılması mı? Yabancılara peşkeş çekilmesi mi? Yoksa hükümetin yaptığı yolsuzluklar mı?

Değişim bu mu?

1500 yıl öncesine doğru yöneliş . Değişim bu mu?

a.mod arkadaşım beni hükümet veya akp ilgilendirmiyor.Anayasa'nın 6. maddesine göre "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz." Anayasa Mahkemesi, bu maddeyi birkaç açıdan çiğnedi. Birincisi; anayasa değişikliklerini sadece 'şekil' bakımından inceleme yetkisini 'esas' incelemesine dönüştürdü. Halbuki, 61 Anayasası'ndaki muğlaklıktan kaynaklanan yetki tecavüzünü önlemek isteyen 82 Anayasası, şekil incelemesinin de ayrıntılı tarifini yapıyor. Madde 148'de, "... Anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır." diyor. Mahkemeden yapılan yazılı açıklamada bu maddeye atıf yapılması oldukça ilginç. Zira bu madde 'Anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceler ve denetler.' ifadesine yer veriyor. Mahkeme, yetkisi olmadığı halde yürürlük durdurma kararı almaya devam ediyor. O da ayrı bir ihlal. İptal kararları ancak yazılı gerekçelerle birlikte açıklanabiliyor. Fakat mahkeme gerekçeden önce iptal kararı açıklıyor, bu başka bir hukuksuzlukla izale edilmeye çalışılıyor ve yürürlük durdurması ihdas ediliyor.

Aslında bu karar bütünüyle anlamsız. Anayasa'nın davaya konu olan maddelerinin iptal edilen fıkraları ile birinci fıkraları neredeyse aynı. MADDE 10. - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Değişik: 9.2.2008-5735/1 md.) Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. (İptal edilen fıkra)

MADDE 42. - Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. (Ek fıkra: 9.2.2008-5735/2 md.) Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir. (İptal edilen fıkra) İptal edilen maddeler görüşülürken bir kısım hukukçu, mezkûr benzerliği hatırlatarak abesle iştigal eleştirisi getirmişti. İptal edilen maddeler, ikiz kadar benzedikleri birinci fıkraları nasıl etkileyecek, bilemiyoruz.

Bu maddelerde, Anayasa'nın kararda atıf yapılan değiştirilemez maddeleriyle çelişen hiçbir unsur yok. Henüz uygulamayı yönlendirecek kanun da çıkmadığına göre 'Mahkeme, Meclis'in niyetini tespit edip ona göre karar vermiştir' diyebiliriz. Bu ise hukuk adamlığından ziyade falcılık veya kahinlikle bağdaşır. Yüksek Mahkeme üyelerinin böyle bir iddiası olduğunu sanmıyorum. Gerekçeler veya kamuoyundaki tartışmalara bakarak verildiğini belirtmek yukarıdaki eleştiriyi hafifletmiyor.

Yine yürürlükteki anayasa, "Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez." diyerek sistemin temelini teşkil eden kuvvetler ayırımı ilkesini kayıt altına alıyor. Ancak mahkeme verdiği bu kararla, kanun bir tarafa 'anayasa yapıcı' hale gelmektedir. Gerçek kanun koyucu olan Parlamento'nun iradesi kayıtlar altında ve yargısal denetime tabi iken 11 yargıcın iradesi her türlü kayıttan ve denetimden azadedir.
 
"dam üstünde saksağan gibi oldu"
konu Atatürk ilkeleri değil, yargı darbesi


Bir yerde hukuksuzluk varsa bence var.Hukukun üstünlüğünü kabul ediyorsak sen istersen 70 milyonun oyununu alsan ne yazar.

Bu senin anlattığın asma kabağı oda mayıs ayında oluyor.Dikkat edersen biz haziran ayındayız.
 
Bir yerde hukuksuzluk varsa bence var.Hukukun üstünlüğünü kabul ediyorsak sen istersen 70 milyonun oyununu alsan ne yazar.

Bu senin anlattığın asma kabağı oda mayıs ayında oluyor.Dikkat edersen biz haziran ayındayız.

anlamadın ne dedin
 
oncelikle kendimize sormamız lazım yargı bunun aksi karar verseydi yinede yargı bağımsızdır ve bu millet için boyle bir karar alırmıydı?vicdanen bu soruya dürüst cevap vermek belkide olayın ozeti olur...ancak ben kendi fikrimi soylucek olursam bunca yıldın kan emiciler karşısında susan yargı-yolsuzluklar karşısında susan yargı-parası olanı şahlandıran yargı gelipte bu donemde yok biz vatanı milleti düşüyoruz derse bende onlara ADALETSİZ YARGI derim...konuyu saptırmak için demiyorum ama akp kapatma davasındaki maddelerin yarısını bu ülkede yapmayan parti yok hani nerde adalet pkk lı şerefiszleri destekleyen bir parti resmen boluculuk yapan bir parti mecliste hani nerde adalet...kaldıki hukuk-siyaset dünyasının ikiye bolen bir konuda yonetim biçimimizden dolayıda yapılabilecek en iyi şey bu olayı halka sunmak ve halkın istediğinin olmasını sağlamak değilmidir?ama onlarda adaletsiz yargı olduğu için kendi ddiklerini bu halka mal etmeye devam ediceklerdir...
 
9 büyüktür, 21 Milyon’dan
Hani, hep; “Burası Türkiye... Bu ülkede olmaz, olmaz!” deriz ve “her an her şeyin olabileceğine” inanırız ya, bu inancı haklı çıkaracak gelişmeler hiç eksik olmaz bu ülkede!..
Meselâ; “demokratik ülke” deriz, sokaklarında “tanklar” yürür!..
Meselâ, “Matematiğin 4 işlemi”nde, 9 rakamı küçük bir sayıdır, 411 ise büyük!..
Ama, burası Türkiye... Burada “matematiğin kuralları” değil, “yargının kuralları” geçerlidir!..

Yargı, eğer “9 büyüktür 411’den” diyorsa, geçerli olan budur!..
Çünkü Türkiye’de; “yargı ne diyorsa, o!”dur!..

Çünkü Türkiye’de; “Millet”in 21 Milyonu bilmez, o iradenin temsilcisi “Milletin Meclisi” bilmez, ama “Anayasa Mahkemesi’nin sadece 9 üyesi” bilir!..

Kısa ve net ifadesiyle; “9’un, 21 Milyondan büyük olduğunun ispatlandığı” tek ülkedir Türkiye!..
Bu ülkede matematik de sökmez, demokrasi de!..

Çünkü bu ülkede, “kurallar” değil, “krallar” egemendir!

ALLAH TEKDİR AMMMAAA BÜYÜKTÜR DEĞİLMİİİ???? o zaman senin bu mantığınla bakarsak kıralın kim olduğu ve kimlerin kıralcı olduğunu görürüz

Yargıya dil uzatacağına önce rabbini sorgula neden tek olupta büyük olduğunu öğrenirsen o zaman daha sağlıklı düşünürsün

matematik ne demokrasinin nede din in ölçüsü değildir



cf1e189e35290db641b5b257810c408d.gif
 
9= 70 milyon
70 milyon büyüktür 21 milyondan
anayasamahkemesi kişisel değil anayasal olarak 70 milyon adına karar verir. 70 milyon anayasaya aykırı istemde bulunursa 70 milyonda yasalarca yargılanır.
1 büyükmüdür 70 milyondan bu mantıksız mantık yürütmenizle.
1 cumhurbaşkanı 70 milyonu temsil ediyorda 11 kişimi edemiyor. 550 kişi 70 milyon adına karar veriyorken aklınız nerdeydi. ANAYASA.
bitti
boş, bomboşsunuz. Ne yasa ne hukuk ne demokrasi derdiniz. derdiniz abd nin piyonluğuna oynayanları görmezden gelip bir ülkenin özgür insanları olmak yerine köle olmak.
Beyni özgür olmayan zaten köle olmuş demektir.
 
ALLAHTA TEKDİR AMMMAAA BÜYÜKTÜR DEĞİLMİİİ???? o zaman senin bu mantığınla bakarsak kıralın kim olduğu ve kimlerin kıralcı olduğunu görürüz

Yargıya dil uzatacağına önce rabbini sorgula neden tek olupta büyük olduğunu öğrenirsen o zaman daha sağlıklı düşünürsün

matematik ne demokrasinin nede din in ölçüsü değildir



kendini fazla zorlama istersen:durdurun
 
9= 70 milyon
70 milyon büyüktür 21 milyondan
anayasamahkemesi kişisel değil anayasal olarak 70 milyon adına karar verir. 70 milyon anayasaya aykırı istemde bulunursa 70 milyonda yasalarca yargılanır.
1 büyükmüdür 70 milyondan bu mantıksız mantık yürütmenizle.
1 cumhurbaşkanı 70 milyonu temsil ediyorda 11 kişimi edemiyor. 550 kişi 70 milyon adına karar veriyorken aklınız nerdeydi. ANAYASA.
bitti
boş, bomboşsunuz. Ne yasa ne hukuk ne demokrasi derdiniz. derdiniz abd nin piyonluğuna oynayanları görmezden gelip bir ülkenin özgür insanları olmak yerine köle olmak.
Beyni özgür olmayan zaten köle olmuş demektir.

bu mantıkla senden bişe olmaz bence çok ters ve dar düşünüyorsun
 
a.mod arkadaşım beni hükümet veya akp ilgilendirmiyor.Anayasa'nın 6. maddesine göre "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz." Anayasa Mahkemesi, bu maddeyi birkaç açıdan çiğnedi. Birincisi; anayasa değişikliklerini sadece 'şekil' bakımından inceleme yetkisini 'esas' incelemesine dönüştürdü. Halbuki, 61 Anayasası'ndaki muğlaklıktan kaynaklanan yetki tecavüzünü önlemek isteyen 82 Anayasası, şekil incelemesinin de ayrıntılı tarifini yapıyor. Madde 148'de, "... Anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır." diyor. Mahkemeden yapılan yazılı açıklamada bu maddeye atıf yapılması oldukça ilginç. Zira bu madde 'Anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceler ve denetler.' ifadesine yer veriyor. Mahkeme, yetkisi olmadığı halde yürürlük durdurma kararı almaya devam ediyor. O da ayrı bir ihlal. İptal kararları ancak yazılı gerekçelerle birlikte açıklanabiliyor. Fakat mahkeme gerekçeden önce iptal kararı açıklıyor, bu başka bir hukuksuzlukla izale edilmeye çalışılıyor ve yürürlük durdurması ihdas ediliyor.


Arkadaşım

Aslında bu karar bütünüyle anlamsız. Anayasa'nın davaya konu olan maddelerinin iptal edilen fıkraları ile birinci fıkraları neredeyse aynı. MADDE 10. - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Değişik: 9.2.2008-5735/1 md.) Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. (İptal edilen fıkra)

MADDE 42. - Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. (Ek fıkra: 9.2.2008-5735/2 md.) Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir. (İptal edilen fıkra) İptal edilen maddeler görüşülürken bir kısım hukukçu, mezkûr benzerliği hatırlatarak abesle iştigal eleştirisi getirmişti. İptal edilen maddeler, ikiz kadar benzedikleri birinci fıkraları nasıl etkileyecek, bilemiyoruz.

Bu maddelerde, Anayasa'nın kararda atıf yapılan değiştirilemez maddeleriyle çelişen hiçbir unsur yok. Henüz uygulamayı yönlendirecek kanun da çıkmadığına göre 'Mahkeme, Meclis'in niyetini tespit edip ona göre karar vermiştir' diyebiliriz. Bu ise hukuk adamlığından ziyade falcılık veya kahinlikle bağdaşır. Yüksek Mahkeme üyelerinin böyle bir iddiası olduğunu sanmıyorum. Gerekçeler veya kamuoyundaki tartışmalara bakarak verildiğini belirtmek yukarıdaki eleştiriyi hafifletmiyor.

Yine yürürlükteki anayasa, "Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez." diyerek sistemin temelini teşkil eden kuvvetler ayırımı ilkesini kayıt altına alıyor. Ancak mahkeme verdiği bu kararla, kanun bir tarafa 'anayasa yapıcı' hale gelmektedir. Gerçek kanun koyucu olan Parlamento'nun iradesi kayıtlar altında ve yargısal denetime tabi iken 11 yargıcın iradesi her türlü kayıttan ve denetimden azadedir.



Arkadaşım seni hükümet yada akp ilgilendirmiyorsa bu feryan figat nedir?


Anayasa mahkemesi, Anayasa da kendine öngörülen yetkileri aşmadı. Ben bir Hukukçu olarak şunu söylemek isterim. Özel durumlar (istisnai durumlar) Anayaasa Mahlemesi bu özel durumu göz önüne aldı. Ne kadar yetki aşımı derseniz deyin. Burada ülke çıkarları daha önemli tutuldu. Yüksek mahkeme Atatürk ilkelerinden dönüş olmayacağını bir kez daha vurguladı.


Bakınız Demokrasi kurumlardan oluşur. Milli güvenlik kurumlar (Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri) Yasama, Yargı. Yürütme. Sivil toplum kuruluşları.

Demokrasi Mecliste çoğunluğu ele geçirerek sağlanmaz. Birinci şart kurumlar arasında ki ahenktir.

Bir şeyi kabul edemiyorsunuz. Türban bu kurumlar arasında ortak olarak kabul edilmeyecektir hiç bir zaman.

Belirli bir kesimin oyları ile iktidarı ele geçirenler; sayısal üstünlükle Türkiye Cumhuriyeti halkının gelenek ve göreneklerini, ve de özellikle de Atatürk'e bağlılığını değiştiremez.


Türkiye' nin lailklik sorunu olmadığını yazmıştın önceki mesjlarında. Benden önceki karşıt görüşteki arkadaşların hepsinin mesajlarını oku. Bu insanlar haksız mı. Hepimizin Laiklik ilkesinin çiğnendiği yönünde kaygılarımız var.
 
Geri
Üst