.: Erdoğan Ağladı Ama Abisi Hayır Dedi :.

Uzunefe

Altın Üye
Katılım
22 Haz 2005
Mesajlar
13,353
Reaction score
0
Puanları
0
Başbakan Tayip Erdoğan 17 yaşında idam edilen Erdal Eren’in ismini anıp 12 Eylül’le hesaplaşmak için “Evet” oyu isterken Erdal Eren’in ağabeyinden “Hayır” yanıtı geldi.

Kardeşi Erdal Eren’in kamu vicdanında iade-i itibar aldığını söyleyen Erkan Eren, “Samimi bulmadığım, başka amaçlarla yapıldığını düşündüğüm" bu değişikliğe “Evet” oyu vermek "Vicdanımı rahatsız eder” dedi.

İNTERNETHABER’e konuşan Erkan Eren, “Başbakan’ın sözlerini nasıl değerlendirdiği” sorusuna şu yanıtı verdi:

”Bu sözleri samimi bulmuyorum. Referandum öncesi kullanıyorlar. 12 Eylül’ü yapanların yargılanmasını isterim. Gönül isterki böyle olsun. Tek başına bu madde gelse önüme evet derim. Meclis'e de tek başına bu maddeyi getirse kimse hayır demez. Ama öyle değil. Referandumda asıl yapılmak istenenler başka. Diğer maddeleri geçirmek için bunu kullanıyorlar. O nedenle bu referanduma evet oyu vermek vicdanımı rahatsız eder. Çünkü yapılmak istenenler başka. O madde sadece başka şeyleri gizlemek için öne çıkarılıyor. Gerçek amaç olarak bunu görmüyorum. Esas başka bu da ancak çeşnisi.”

Erkan Eren, “Yargı kurumlarıyla ilgili eleştirileri mi kast ediyorsunuz?” sorusuna da “Evet” yanıtı verdi.

KARDEŞİM KAMU VİCDANINDA AKLANDI

Eren’e bugün Başbakan Erdoğan’ın kardeşinin ismini söylerken ne hissettiğini de sorduk. Erkan Eren, “AKP’lilerin kulanması beni rahatsız etti. Şimdiye kadar ne yaptılar. Benim kardeşim kamu vicdanında iade-i itbarını almıştır. 12 Eylül akla geldiğinde ilk onun ismi gelir. Ona yapılan haksızlıklar hatırlanır. Bu anlamda AKP’nin getireceği değişikliği samimi bulmuyorum” yanıtı verdi.


KAYNAK
 
merak ediyorum bu adam ne zaman duygu somurusu yapmayip insanlari kullanmaktan vaz gececek ?
 
İşi gücü yalan dolan demgoji yapmak duygu sömürücü laf cambazı
 
kardeşi ne ki abisi ne olsun . kendi zihniyetindekilerin iade-i itibar vermesinden dolayı hayır demeye mecbur .

eğer evet diyeceğim derse o itibarı da alacaklar bunu o da çok iyi biliyor . onların bir işi bile çıkarsız olmadı ki =)
 
kardeşi ne ki abisi ne olsun . kendi zihniyetindekilerin iade-i itibar vermesinden dolayı hayır demeye mecbur .

eğer evet diyeceğim derse o itibarı da alacaklar bunu o da çok iyi biliyor . onların bir işi bile çıkarsız olmadı ki =)

:D Eğer evet deseydi nasıl bir yorum yapıcaktın çok merak ediyorum...
 
kardeşi ne ki abisi ne olsun . kendi zihniyetindekilerin iade-i itibar vermesinden dolayı hayır demeye mecbur .

eğer evet diyeceğim derse o itibarı da alacaklar bunu o da çok iyi biliyor . onların bir işi bile çıkarsız olmadı ki =)

Başbakanınki de çıkarsız olmadı 7 seneden sonra aklına gelmiş Erdal Eren.
 
haberi izlediğimde yanılmıyorsam başbakan erdal eren için değil ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu için o gözyaşlarını tutamadı.. kaldıki erdal eren için de aynı hassasiyetle 12 eylül zulmünü ortaya koydu . ve bir tek o değil ,gruptaki birçok vekil ağlamaya başladı..

ne yazıkki mhp camiasından dökülmesi gereken gözyaşlarını, düne kadar birbirimizi eleştirdiğimiz milli görüş çizgisindekiler savunur hale geldiği için,ve ülkücünün ağlayanı akp olduğu için mhp lilerin utanması gerekir.

sol zihniyeti anlayabilirm, kardeşi bile olsa ölenin derdi değil, önyargısının ideolojisinin derdi tutmuş eskimiş bir yürek ateşine sadece saygı duymak düşer.. bu fedakarlığı umarım bir dahaki seçimde m. vekilliği adaylığı ile taltif edilir o kardeşin..tıpkı kuyumcu davasıyla baykalın kongresinde boy gösteren ergün aydoğan adlı chp li üyenin daha sonra vekil olması gibi..ya da baykalın kasedindeki diğer isim nesrin baytok gibi.önce özel kalemi sonra vekili....
 
Kardeşini 12 eylül diktasının zülmune kaptıran bir ağbi bile AKP iktidarını ve çıkardağı yasayı samimi bulmuyorsa, artık bu ysaya evet diyenlerin ne kadar samimi ve dürüst insanlar oladuğunu gayrı siz düşünün.
 

Sonuç olarak beyni olanların bu tür davranışları çokça zaman harcamadan, hızlı bir şekilde anlaması gerekiyor.

İnsanların karşısına geçip çok acemi bir tavır ile KASIMPALI KABADAYININ ağlamaklı hüzünlenme rolleri zihinsel gelişimini tamamlayamamış kişileri etkileme çabasıdır. Son derece aşağılık bir yaklaşım.

Allah inanan kişilere gerçek imanı ihsan eyler inşaallah.

Sömürünün her türlüsü çok kötü.
 
Sonuçta Erdoğan sırf oy için sırf rant için her türlü sınıfa seslendi. Hangisinde başarılı oldu ki ? Kürt açılımı dediler , ellerine yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Aleviler için de bi açılım yapmak istediler yine hiçbirşey yapamadılar. Hatta romanlara bile açılım yaptı bu Erdoğan. Bakın bakalım hangisinde başarıya ulaştı ki ? Şimdi yeni bir açılım daha yapmak istiyor o da 12 Eylül... Yine eline yüzüne gözüne bulaştıracak. Benim tek korkum , bu referandumdan sonra yine 80'lerdeki gibi sağ - sol ayrımının çıkmasıdır. Hal ve gidişat bunu gösteriyor.
 
Sonuçta Erdoğan sırf oy için sırf rant için her türlü sınıfa seslendi. Hangisinde başarılı oldu ki ? Kürt açılımı dediler , ellerine yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Aleviler için de bi açılım yapmak istediler yine hiçbirşey yapamadılar. Hatta romanlara bile açılım yaptı bu Erdoğan. Bakın bakalım hangisinde başarıya ulaştı ki ? Şimdi yeni bir açılım daha yapmak istiyor o da 12 Eylül... Yine eline yüzüne gözüne bulaştıracak. Benim tek korkum , bu referandumdan sonra yine 80'lerdeki gibi sağ - sol ayrımının çıkmasıdır. Hal ve gidişat bunu gösteriyor.

amerikanin gozunde basarili oldu.. butun gorevlerini layikiyla yapti... ulkeyi bolmek parcalamak askeri bitirmek adina herseyi yapti....

ATAMIN GENCLIGE HITABE sinde dedigi gibi butun tersanelerimize limanlarimiza girildi... cebren ve hile ile oylar alindi.... ordumuz dagitilmak uzere... ulkemizin butun kaynaklari yabancilarin elinde... saolsun akp
 
haberi izlediğimde yanılmıyorsam başbakan erdal eren için değil ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu için o gözyaşlarını tutamadı.. kaldıki erdal eren için de aynı hassasiyetle 12 eylül zulmünü ortaya koydu . ve bir tek o değil ,gruptaki birçok vekil ağlamaya başladı..

ne yazıkki mhp camiasından dökülmesi gereken gözyaşlarını, düne kadar birbirimizi eleştirdiğimiz milli görüş çizgisindekiler savunur hale geldiği için,ve ülkücünün ağlayanı akp olduğu için mhp lilerin utanması gerekir.

sol zihniyeti anlayabilirm, kardeşi bile olsa ölenin derdi değil, önyargısının ideolojisinin derdi tutmuş eskimiş bir yürek ateşine sadece saygı duymak düşer.. bu fedakarlığı umarım bir dahaki seçimde m. vekilliği adaylığı ile taltif edilir o kardeşin..tıpkı kuyumcu davasıyla baykalın kongresinde boy gösteren ergün aydoğan adlı chp li üyenin daha sonra vekil olması gibi..ya da baykalın kasedindeki diğer isim nesrin baytok gibi.önce özel kalemi sonra vekili....

12 EYLÜL’ÜN İLK İDAMI

Peki Başbakan Erdoğan’ın 12 Eylül Anayasası’nın ve anlayışının sona ermesi için 12 Eylül’deki referanduma evet demenin önemini anlatırken andığı bu isimler kim?

Başbakan Erdoğan konuşmasında ilk olarak, 12 Eylül rejimi tarafından idam edilen ilk isim olan Necdet Adalı’yı andı. Adalı (1958 – 8 Ekim 1980), dönemin Kurtuluş Hareketi’nin lise kanadı Dev-Lis’e mensup bir devrimci militandı.

Adalı 1977’de Ankara’da Yıldırım Beyazıt Lisesi’nde öğrenciyken bir kahvehanenin taranması olayıyla ilgili olarak tutuklanarak Ulucanlar Cezaevi’ne kondu. Bu sırada gerçekleştirilen bir firar eylemine “nasıl olsa suçsuzluğunun anlaşılacağını” ileri sürerek katılmadı.


Kendisini yargılayan mahkeme başkanı Albay Hamdi Sevinç’in Adalı’nın suçsuz olduğunu ileri sürmesine karşın, mahkeme heyeti tarafından suçlu bulundu. Karara şerh koyan mahkeme başkanı Sevinç bu tutumu nedeniyle ceza aldı ve sonradan ordudan istifa etti.

Adalı 8 Ekim 1980’de Ulucanlar Cezaevi’nde asılarak idam edildi. Şair Nevzat Çelik’in yazdığı ve daha sonra Ahmet Kaya tarafından bestelenen “Şafak Türküsü” şiiri onun için yazıldı. Başbakan Erdoğan’ın bir bölümünü okuduğu şiir şöyle başlıyor:

Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı, adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama.

Kaç zamandır yüzüm traşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne…
BALGAT KATLİAMI’NDAN SONRA…

Daha sonra, dönemin bir sıkıyönetim mahkemesi hakimi tarafından “solcu Necdet Adalı’nın ardından denge sağlamak için idamına karar verildiği” açıklanan sağcı Mustafa Pehlivanoğlu, Başbakan Erdoğan’ın andığı ikinci isimdi. Erdoğan, Pehlivanoğlu’nun ailesine yazdığı mektubu okurken gözyaşlarını tutamadı.

Necdet Adalı’dan birkaç saat sonra idam edilen Pehlivanoğlu, 12 Eylül darbesinden sonra idam edilen ilk ülkücüydü.

Ankara Balgat’ta, 10 Ağustos 1978 gecesi teravih vakti, beş kahvehane kimliği belirsiz kişilerce tarandı, beş kişi yaşamını yitirdi. Bu olay “Balgat katliamı” olarak anılır. Olaydan sonra polis, 3 kilometre uzakta, Ülkücüler’in yoğun olarak yaşadığı Karapınar Mahallesi’ne baskın düzenledi ve bir grup genci gözaltına aldı. Bu gençlerden biri de 22 yaşındaki Mustafa Pehlivanoğlu’ydu.
Pehlivanoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinden önce yapılan yargılama sonunda idam cezasına çarptırıldı. İki yıl kadar hapis yatan Mustafa Pehlivanoğlu ile aynı davadan yargılanan İsa Armağan, yatmakta oldukları Mamak Askeri Cezaevi’nden kaçtılar. Yurtdışına kaçma planları yaparlarken 12 Eylül darbesi gerçekleşti ve sıkıyönetim ilan edildi.

Mustafa Pehlivanoğlu ile İsa Armağan, 18 Ağustos 1980’de Kütahya’da saklandıkları bağ evinde yakalanarak tekrar cezaevine kondular. 7 Ekim 1980 tarihinde idamı onaylanan Mustafa Pehlivanoğlu, 7 Ekim’i 8 Ekim’e bağlayan gece yarısından sonra, solcu Necdet Adalı’dan birkaç saat sonra, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde idam edildi.

Mustafa Pehlivanoğlu mahkemesi boyunca polisin ifadesini işkence zoruyla aldığını ve masum olduğunu iddia etmişti. Ailesi idamı, infazdan üç gün sonra çocuklarını ziyarete geldiklerinde öğrenebildi.

18 YAŞINDAN KÜÇÜKTÜ…

Başbakan Erdoğan’ın ismini andığı üçüncü genç, Erdal Eren (25 Eylül 1964 – 13 Aralık 1980) oldu.

Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi Giresunlu Erdal Eren, 12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giydi ve asılarak idam edildi. Onu idama götüren süreç şöyle gelişti:

Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve ODTÜ öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980’de Milliyetçi Hareket Parti’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü. Suner’in öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat’ta düzenlenen gösteride gözaltına alınan 24 kişinin arasında Erdal Eren de vardı. Gösteri sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Erdal Eren, yargılanarak 19 Mart 1980’de idama mahkum edildi. Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Cezaevi’nde infaz edildi.


Erdal Eren, idam edilmeden 16 saat önce ziyarete gelen gazeteci Savaş Ay ve Emin Çölaşan’a, “avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18’den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını” söylemişti.

Eren’in idam kararını iki kez bozan Yargıtay 3'üncü Dairesi üyesi emekli Hakim Albay Ahmet Turan, idamdan 28 yıl sonra şöyle konuşmuştu: “Eren’in er Zekeriya Önge’yi kasten öldürdüğüne dair vicdani kanaatim yoktu. Eren önden ateş etmiş, asker sırtından vurulmuştu. Kurşunun da o tabancadan çıktığına dair kanıt yoktu.”
SABAH NAMAZINDA DİPÇİKLE

Başbakan Erdoğan’ın ismini zikrettiği dördüncü genç ise 14 Temmuz 1987’de, Mamak Cezaevinde sabah namazını kılarken bir askerin arkadan kafasına dipçik vurmasıyla öldürülen Bafralı Hüseyin Kurumahmutoğlu oldu.

Kurumahmutoğlu, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nın Bafra sanıklarındandı ve ölümünden sonra hem Ülkücü – sağcı, hem de İslamcı örgütler tarafından kahramanlaştırıldı.

mynette yayınlanmış haberin bir bölümü

ŞİMDİ YA EL VİCDAN BE SOLCUSU SAĞCISI ÜLKÜCÜSÜ İDAM EDİLENLERİN ÜZERİNDEN SİYASET Mİ YAPILIR.

nE OLACAK EVET denirse hesap mı sorulacak

Erbil tuşalp okuyun 12 eylül tutanaklarını, artık demokrasi isteyin kitaplarını

Eğer hesap sorulacaksa evet oyu basmayan namerttir

Ancak zaman aşımından bir şey yapılamayacagı aşikar .

Öyleyse niye EVET?

bU insanları bu şekilde kullandırmamalıyız. İşine gelince solcu sever işine gelince halkların kardeşliği

Bırakın bu ayakları kardeşim biz halkız amma dört torba kömüre satılacak oyu olmayan yakın tarihi bilen bizzat o zamanları yaşamış halk.

Allah aşkına 12 eylül ün hesabımı sorulacak

Yoksa anayasa mahkemesi üyelerine ayar mı çekilecek amaç ne ?

Hedef saptırmayın kanmayız.
 
akpli zihniyet dediğiniz solcu sağcı karışımı bir diplomatik politika takip etmekte.
ve sizde buna halkın duygularını sömürüor yok bilmemne.
erdoğanada zamanında yahudi dediler. onada tabi öyledir diyenler çıktı.
bir rize çocuğuna bunları yakıştırdılar.
bilip bilmeden yargılayan çok adam var.
ben açtım okudum. anayasa reformunun her maddesini inceledim.
görülen o ki benim kararım evet.
ve siz dar kafalı insanlar. bir yorum bi erkan sahibi olmadan kitap açıp okumadan hackhellde yorum yazmayada kalkışmayınız.

Şu anda adnan menderese uygulanan kötü politika ve medya etkisi akpninde üstünde.
biri bu ülkede ne zaman yararlı bir işe koyulsa o adamı ya asarlar ya keserler.
bütün kamuoyuda medyadan izledikleriyle dinledikleriyle yaşar kendini avutur.
 
amerikanin gozunde basarili oldu.. butun gorevlerini layikiyla yapti... ulkeyi bolmek parcalamak askeri bitirmek adina herseyi yapti....

ATAMIN GENCLIGE HITABE sinde dedigi gibi butun tersanelerimize limanlarimiza girildi... cebren ve hile ile oylar alindi.... ordumuz dagitilmak uzere... ulkemizin butun kaynaklari yabancilarin elinde... saolsun akp

Kesinlikle dostum , kesinlikle. 8 sene boyunca ABD'nin istediği konuma getirdi ülkeyi. Şimdi 12 Eylül ile birlikte Türkiye artık geri dönülmez bir yola girecek. Tarih yine tekerrür edecek.
 
12 EYLÜL’ÜN İLK İDAMI

Peki Başbakan Erdoğan’ın 12 Eylül Anayasası’nın ve anlayışının sona ermesi için 12 Eylül’deki referanduma evet demenin önemini anlatırken andığı bu isimler kim?

Başbakan Erdoğan konuşmasında ilk olarak, 12 Eylül rejimi tarafından idam edilen ilk isim olan Necdet Adalı’yı andı. Adalı (1958 – 8 Ekim 1980), dönemin Kurtuluş Hareketi’nin lise kanadı Dev-Lis’e mensup bir devrimci militandı.

Adalı 1977’de Ankara’da Yıldırım Beyazıt Lisesi’nde öğrenciyken bir kahvehanenin taranması olayıyla ilgili olarak tutuklanarak Ulucanlar Cezaevi’ne kondu. Bu sırada gerçekleştirilen bir firar eylemine “nasıl olsa suçsuzluğunun anlaşılacağını” ileri sürerek katılmadı.


Kendisini yargılayan mahkeme başkanı Albay Hamdi Sevinç’in Adalı’nın suçsuz olduğunu ileri sürmesine karşın, mahkeme heyeti tarafından suçlu bulundu. Karara şerh koyan mahkeme başkanı Sevinç bu tutumu nedeniyle ceza aldı ve sonradan ordudan istifa etti.

Bu gençlerden biri de 22 yaşındaki Mustafa Pehlivanoğlu’ydu.
Pehlivanoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinden önce yapılan yargılama sonunda idam cezasına çarptırıldı. İki yıl kadar hapis yatan Mustafa Pehlivanoğlu ile aynı davadan yargılanan İsa Armağan, yatmakta

Mustafa Pehlivanoğlu ile İsa Armağan, 18 Ağustos 1980’de Kütahya’da saklandıkları bağ evinde yakalanarak tekrar cezaevine kondular. 7 Ekim 1980 tarihinde idamı onaylanan Mustafa Pehlivanoğlu, 7 Ekim’i 8 Ekim’e bağlayan gece yarısından sonra, solcu Necdet Adalı’dan birkaç saat sonra, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde idam edildi.

18 YAŞINDAN KÜÇÜKTÜ…
Başbakan Erdoğan’ın ismini andığı üçüncü genç, Erdal Eren (25 Eylül 1964 – 13 Aralık 1980) oldu.
Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi Giresunlu Erdal

Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve ODTÜ öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980’de Milliyetçi Hareket Parti’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından

Erdal Eren, idam edilmeden 16 saat önce ziyarete gelen gazeteci Savaş Ay ve Emin Çölaşan’a, “avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18’den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini,

Kurumahmutoğlu, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nın Bafra sanıklarındandı ve ölümünden sonra hem Ülkücü – sağcı, hem de İslamcı örgütler tarafından kahramanlaştırıldı.

.

Levent kardeş bu güzel yazı için çok teşekkür ederim. Belki benimde demogoji yaptığımı düşünenler olacak ama olursa olsun. Senin yazını baştan sona kadar okudum ve okurken duygulandım . belki bir dokunan olsa ağlardım. Neden öldü bu insanlar .

Necdet Adalı O kahvehaneyi taradı mı.? Eğer Evet'se Neden yaptı bunu. ? peki Mustafa Pehlivanoğlu O kahveyi taradı mı? Eğer EVET'se neden yaptı.? Ya Erdal Eren O askeri gerçekten vurdu mu.? Eğer vurduysa O silahı ona kim verdi.? O fikri aklına kim soktu .? O Ölen asker sadece vatani görevini yapan bir Er di. Ya Hüseyin Kurumahmutoğlunun suçu neydi..? Eğer Suçluysa Zaten Hapisteydi ve cezasını çekiyordu. Onun kafasına hangi asker dipçikle vurdu. Görevi ; Vatanını düşmana karşı korumak olan o asker Hüseyin'i öldürerek Hemde Sabah namazı kılarken hemde en korunaksız halinde öldürerek vatanını düşmana karşı korumuş mu oldu.?

Bir nesil böyle çökertildi. Sen Sağcısın sen solcu diyenler aynı ağızdı. Aynı eller silah tutuşturdu körpecik ellere. Ekilen nefret tohumları kanla sulandı kinle sulandı ve büyüdü büyüdü ... Ve birgün saat:04.00'da İşte Ülkeyi en az 10 yıl geriye götürmek için pusuda bekleyenlerin ekmeğine yağ sürdüler. Üzerinde 30 yıl geçti hiç kimse konusunu bile açamadı. Korktu Ama bugün Başbakan Tayyip Erdoğan bununla yüzleşelim diyor ,Bazı kesimlerce Vatan Haini olarak niteleniyor. O günleri düşünüp duygulanıyor , çakam gandi bunların kafasının arkasında gizli planları var diyor. İşte ülke böyle bölünüyor. Kin ve nefret tohumları böyle atılıyor.
 
Geri
Üst