Siyasi & Politik Cafe

din kardeşimle din kardeşiyim hiç bir zaman digerlerinin yaptıgına müslümanlık diye bakmadım arabın yaptıgının müslümanlıkla alakası nedir yada siz araba göremi din kardeşligni nitelendiriyorsunuz, kötülüyorsunuz bunu sor kendine sonra tekrar alalım bu soruyu mantıklı gelirse

saygılar


Müslümanlıgı araplarla bir tutan ben degilim...

Tam aksine etrafta:

-Arap gibi giyinen...
-Arapçadan bozma bir Türkçeyle konuşan...
-Müslümanlıgı arap dini olarak gören...
-Ezan Türkçe degil arapça okunsun diyen...
-Emirleri kitabından degil de hicazdan alan...

İnsanlar MÜSLÜMAN olarak nitelendiriliyor malesef...
 
edin bakalım mücadele cehenneme kadar yolunuz var kafirler istemesede Allah nurunu tamamlayacaktır
 
Birileri dinden ve din kardeşliğinden çok rahatsız olmuş görünüyor. Kapsayıcı olan, daha geniş çatıyı sağlayan hangisi ise biz O'yuz, O'ndandınız. Çok kültürlülüğü yozlaşma olarak görmüyoruz, bizden olan veya olmayan diye ötekileştirmiyoruz. Herkesi konumunda kabul ediyoruz, ortak paydamız olan 'insan bazlı yaşam' kültürünü benimsiyoruz. Bu yazdıklarımın referansı olarakda, ecdadım olan Osmanlı'yı ve onun referansı olan İslamı gösteriyorum. Birileri TÜRKÇÜLÜK türküsüne devam edebilir. Biz Türküz ama asla Türkçü olmayacağız. ;)
 
Sözde değil, özde TÜRK olmak gerekir.;)
 
Arap nobelinin ana gündem maddesi oldugu günümüzde deginmek istedigim bir konu var...


Görüyorum ki bazı arkadaşlarımız İSLAM çatısı altında toplanmayı TÜRKLÜK çatısı altında toplanmaya tercih ediyorlar...

Şimdi bakalım tarihimizde neler olmuş ve kimler ne tavır takınmış...

Bunu görmek için sadece tarihte geçen iki olaydan bahsedecegim...

-----------------------------------------------------


I. Dünya Savaşında müslüman cephesinde neler oldu?




-Padişahın (halifenin) cihad cagrısına araplar kalleşlikle yanıt vererek isyan çıkardılar...

-İngilizlerin; osmanlı askerleri degerli mücevherlerini yutarak midelerinde saklıyorlar söylentisi üzerine araplar tarafından binlerce TÜRK askerinin mideleri deşilerek hazine arandı!!!

-Arabistanlı Lawrence isimli ingiliz ajanının verdigi rüşvetlerle arap halkı osmanlıyı sırtından vurdu...


VE ŞİMDİ DİGER TARAFTA NELER OLDU ONA BİR BAKALIM...




I. Dünya savaşında hristiyan cephesinde neler oldu?



Mehmet Akif'in almanya anılarından...

"Savaşın devam ettigi günlerdi... Her gün acaba Osmanlı Devleti savaşta ne durumda diye merak ediyordum... Bir gün bütün şehirde bir bayram havası esmeye başladı... Kilise çanları çalıyor insanlar sokaklarda çılgınlar gibi dansediyordu...

Sanırım bir cephede galibiyet kazandık diye sevinçle dışarı fırladım... Önüme gelen ilk almana neler oldugunu sordum... Ve tam o sırada kanımı donduran bir cevap aldım...

İNGİLİZLER KUDÜSÜ ALDI!!!! "


Evet arkadaşlar... Bu cevabı verenler bizimle aynı cephede arapların destegini alan ingiliz ve fransızlara karşı savaşan ALMANlara ait...




Bu yazdıklarımdan sonra hiçbir yorum yapmıyorum... Bütün yorumu sizlere bırakıyorum...

Ama şunu da sormadan edemiyorum... Din kardeşi misiniz? VATANdaş mı??



KAYNAK: _KeMaLiST_

YALANIN BİRİ BİN PARA .....

Kuru sıkı olma birader adam gibi kaynak göster ne olduğun zaten belli beni konuşturma

Filistin halkına yapılan en büyük haksızlıklardan ve atılan en önemli iftiralardan biri de bu halkın Osmanlı'ya ihanet ettiği iddiasıdır. Burada Suud ailesinin öncülüğünde Hicaz bölgesinde çıkarılan Vehhabi isyanları, Mekke şerifi Hüseyin'in (bugünkü Ürdün kralının dedesinin dedesi) İngilizlerle işbirliği yaparak gerçekleştirdiği ihanet, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa ile onun oğlu İbrahim Paşa'nın ihanetinden kaynaklanan gelişmeler, Yemen isyanları ve Arabistanlı Lawrance'ın kandırdığı birkaç kabilenin çıkardığı isyanlar hep birbirine karıştırılıp çorba yapılarak toptan Filistin halkının üzerine yükleniyor. Oysa bu ihanetlerle Filistin halkının hiçbir ilgisi yoktur ve tarihi incelerseniz Osmanlı'ya karşı bir Filistin isyanından söz edildiğini göremezsiniz. İngilizlerin Filistin topraklarını işgalinde de en büyük ihaneti yapan Mekke şerifi Hüseyin ile onun oğullarıdır ki bu aile Filistin halkına da en büyük ihaneti yapmıştır.

Ne kadar ilginçtir ki Filistin halkına ihanet etmiş birinin yaptığı Filistin halkının ihaneti olarak takdim ediliyor. Atı çalınan kimse hakkında "at çaldı" denmesi gibi. Bunda da siyonistlerin çeşitli medya organları vasıtasıyla yürüttükleri manipülasyonun büyük rolü var. Osmanlıya en büyük ihaneti yapan Şerif Hüseyin ve oğulları siyonistlerle işbirliği yaptıklarından onların ihanetleri hep gizlenirken, İngilizlerin Filistin topraklarına girmelerine yardımcı olan bu ailenin yaptığı ihanet ne yazık ki Filistin halkının Osmanlı'ya ihaneti olarak takdim ediliyor. Çünkü siyonistler kendileriyle işbirliği yapanların kirli çamaşırlarını gizlerken, kendilerine karşı mücadele edenlere çamur atarak onları lekelemeye çalışıyorlar. Artık lütfen zihnimizden, tarihin saptırılmasından kaynaklanan bu büyük yanlışlıkları silelim ve her yönden mağduriyete, haksızlığa duçar olmuş bir halkın haklı davasına sahip çıkalım. Bu halkın maruz kaldığı zulmün ortadan kalkması için hiçbir şey yapmazken bir de haklarındaki iftiraları onaylayarak biz de haksızlık edersek bunun vebali büyük olur. Kendimizi de Sorgulayalım Osmanlı devletine ihanet konusu gündeme gelince hemen parmaklar Arap dünyasını gösterir. Oysa Osmanlı'ya en büyük ihaneti İttihat ve Terakki Cemiyeti, Jöntürkler gibi fitne odakları yapmıştır. Bunu söylerken, Arap dünyasından çıkıp da İngiliz sömürgecilerle işbirliği yapmış hainleri temize çıkarma gibi bir niyetimiz yok. Bununla şu hususa dikkat çekmek istiyoruz:


Bizim içimizden çıkan İttihat ve Terakki Cemiyeti veya Jöntürkler sebebiyle bu halkı toptan mahkum etme hakkımız var mıdır? Eğer böyle bir şeyi makul görüyorsak o zaman önce kendimizi mahkum etmekle işe başlamamız gerekir. Kaldı ki Arap dünyasından çıkmış hainlerle Filistinlilerin, Arap ulusundan olma dışında zikre şayan bir ortak yanları bulunmamaktadır. Hele bugün Filistin'in özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele edenler onlarla taban tabana zıt durumdadırlar.,,


Daha yakın zamanda Irak'ta bir halkı hedef alan iğrenç saldırıya halkımızın bütün kesimlerinin karşı çıktığı malumdur. Bu tepki çok farklı ideolojik anlayışlara sahip kitleleri birlikte hareket etmeye ve ortak eylemler düzenlemeye sevk etti. Böyle olmasına rağmen birilerinin üç beş kuruş dünyalık kazanabilmek için sömürgeci güçlere çeşitli imkanlar sağladıklarını da gördük. Bu durumda tepki gösterenlerle, ellerindeki dünyevi imkanları saldırganların hizmetine verenleri, aynı ülkenin insanları olmaları sebebiyle aynı kategoriye mi sokacağız?

Halkımızın topyekün mücadele verdiği İstiklal Savaşı döneminde bile içimizden ihanet edenler çıkmadı mı? Peki ihanet edenlerle İstiklal Savaşı'na katılanları ve destek verenleri aynı kategoriye mi sokacağız? Bugün Filistin halkının, bağımsızlık ve hürriyet için sürdürdüğü mücadele bu ülke halkının geçmişte verdiği İstiklal Savaşı'nın aynısıdır. Bu mücadeleyi yürütenleri ihanet edenlerle aynı kategoriye sokanlar en başta kendi geçmişlerine haksızlık etmiş olurlar. ,

Çünkü ihanet edenlerle, hakları ve hürriyetleri için direnenleri, zilleti kabul edenlerle başlarını dik tutanları aynı kategoriye sokma anlayışını makul ve kabule şayan bir anlayış olarak benimsemiş olurlar. Böyle bir anlayışı benimseyebilecek birine de bizim söyleyecek bir sözümüz yok.

kaynak :http://http://www.benfilistinim.com/2009/09/filistinliler-osmanlya-ihanet-etmediler.html
 
elbette din kardeşiyim , elbette müslümanım

adamlar karşı cephede olduğu halde kudüs alınınca çılgınlar gibi sevinecek , bizde gammazlama oldu araplar sattı deyip ne yapacam yahudiler gibi ırka özel din mi icat edecem

isteyen varsa gitsin farklı bi din kursun veya disiplin , orada takılsın ama bizler müslümanız ve türküz
haliyle armutla üzümü karıştıranlardan değiliz ...
 
Konu hakaretlere doğru gidiyor beyler..
Dikkat edelim cümlelerimize..
Konumuz açık kalsın ve tartışabilelim..

Birbirinizi alt etmeye değil ikna etmeye çalışın lütfen..
 
Tipik trafoo dan polemik ve kin dolu kelimeler dışında başka ne duyabilirsinki ..
Arkadaşım islamdan bu kadar rahatsızsın konusuna neden görüş beyan ediyorsun ...
Git kafandaki inancı yaşa sanane islamdan müslümandan ...
Ortalığı bulandırmaya çalışıyorsunuz ama kendiniz bulanıyorsunuz farkında deilsiniz ...
İslam ile ilgili bi konu görüyorsunuz hemen hurraaaaaa ...
Sizin yaptığınız kan emicilik kardeş kanı emiclikten başka deildir ...
Sizi Allah a havale ediyorum ...
Trafoo senin özelden ettiğin küfürleride unutmuyoruz ... o küfürlerinden sonra da din konusunda ne kadar samimi olduğunuda gördük ... mumunu södürürler böyle
 
Tipik trafoo dan polemik ve kin dolu kelimeler dışında başka ne duyabilirsinki ..
Arkadaşım islamdan bu kadar rahatsızsın konusuna neden görüş beyan ediyorsun ...
Git kafandaki inancı yaşa sanane islamdan müslümandan ...
Ortalığı bulandırmaya çalışıyorsunuz ama kendiniz bulanıyorsunuz farkında deilsiniz ...
İslam ile ilgili bi konu görüyorsunuz hemen hurraaaaaa ...
Sizin yaptığınız kan emicilik kardeş kanı emiclikten başka deildir ...
Sizi Allah a havale ediyorum ...
Trafoo senin özelden ettiğin küfürleride unutmuyoruz ... o küfürlerinden sonra da din konusunda ne kadar samimi olduğunuda gördük ... mumunu södürürler böyle


özelden ettiğim lafları ne biliyorsun? yoksa senmiydin? söyle sen isen bir daha edeyim hem allahında hoşuna gider muhammedinde hoşuna gider....
 
_KeMaLiST_

Konunuz için bir süre kaynak bekledim ama kaynak olarak kendinizi göstermişsiniz..

Bölüm kurallarımızı okumadını herhalde.. Serbest Kürsü Bölüm Kuralları
Bunun tekrarı halinde ceza alacağınızı belirtmek isterim..


Madde 22. Hergün onlarca konu açılan bölümümüzde birde bir kaç cümleden olusan konuların açılması bizi köklü bir kural koymaya itti bundan sonra hiç bir üye kendi fikirlerini belirten herhangi bir dayanağı olmayan konu açamaz.
 
Cumhurbaşkaın Yargı Kuşatmasını Nasıl Aşabilir

CUMHURBAŞKANI YARGI KUŞATMASINI NASIL AŞABİLİR?
Demokratik ülkelerde halkın devleti olur. Faşist devletlerde ise devletin halkı olur. Başka ülkelerde devletin ordusu olur. Ülkemizde ise ordunun devleti var. Osmanlı Devleti bile ülkemizdeki kadar otoriter, totaliter ve militer bir yönetim anlayışına sahip değildi. En azından halk ve devlet bu kadar birbirinden kopuk değildi. Padişah devlet başkanı sıfatı ile Cuma’dan Cuma’ya da olsa halkla iç içe olabiliyordu. O zamanki halk padişaha MAĞRUR OLMA PADİŞAHIM SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR diyebiliyordu. Bugün ise Sayın Başbakan Cuma namazını kılmak için Eyüp Sultan Cami’sine gireceği zaman polis kordonu kurularak halkın camiye girmesine engel olunuyor. Yaşlı bir vatandaş bu durumu sinirlenerek Başbakan ERDOĞAN’a şöyle bağırıyor: “Sen benim namazıma nasıl karışıyorsun. Padişah mısın?”
Halk artık PUTİN gibi kendisine karşı darbe planlayan MAFYA VE MASON PATRONLARIN MAL VARLIKLARINI HAZİNEYE DEVR EDİP, BU ŞAHISLARI HAPSE ATAN, diğer yandan Merhum Muhsin YAZICIOĞLU gibi MÜTEVAZI, EFENDİ, DÜRÜST, CESUR VE HALKLA İÇ İÇE bir LİDER VE ŞEFFAF HESAP VEREBİLİR YÖNETİM GÖRMEK İSTİYOR.
Yargı Reformu için öncelikle, Anayasa Mahkemesi kaldırılıp yerine Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi Kurulmalıdır. Buraya HSYK kararları, YAŞ karaları için olduğu gibi insan haklarına ve uluslar arası sözleşmelere aykırı kanun hükümleri için bireysel başvuru yapılabilmelidir. HSYK üyeleri birinci sınıf hakim ve savcıların oyları ile seçilmelidir. Bu arada Siyasi Partiler Kanunu’nun; DELEGE, BLD. BAŞKANI, MV seçiminde lider sultasına son verilmesi dahil birçok antidemokratik hükmü değiştirilmelidir. 7 yıllık iktidarlarında Kamu İhale Kanunu 16 defa değiştirdikleri halde bir türlü şeffaf ihale yapmasını beceremeyen AKP Hükümeti, yargı reformu sürecinde de sınıfta kalmıştır. Şemdinli Davası Savcısı Ferhat SARIKAYA’nın meslekten ihracına seyirci kalan, diğer yandan Erzurum Başsavcısı Osman ŞANAL’ın görevinden alınmasına müsteşarı toplantıya sokarak görevinden alınmasını sağlayan AKP iktidarı bu tutumlarıyla YARGI REFORMU konusunda samimi olmadığını göstermektedir. Çünkü “Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.
AKP Kurmaylarından Milletvekili Bekir BOZDAĞ kendisiyle yapılan bir röportajda şunları söylemiştir: “Türkiye, gerektiğinde halkın hakemliğine başvurmalıdır. Millete gitmekten, milletin görüşünü almaktan ve sonuçta milletin iradesine uymaktan kimse korkmamalıdır. Bu demokratik bir usuldür. Bizim için bunun tek istisnası insan hak ve hürriyetleridir. İnsan hakları ve hürriyetlerini referandum konusu yapmak, bir insanın nefes alıp almamasını referandum konusu yapmak anlamına gelir ve abesle iştigalden başka bir şey değildir.”Yani dipçik dayatması ile zorla kabul ettirilen 1982 Anayasası’ndaki insan hak ve hürriyetlerine aykırı hükümlere dokunmayacağı açıkça ifade edilmektedir.
Dost sohbetlerinde ne zaman AKP’ni ADALET REFORMU konusunda eleştirsem bana şu söylenir:”Her şeyin zamanı var. Şimdi bu söylediklerini AKP yapmaya kalkarsa ORDU DARBE YAPAR. EKONOMİK KRİZ ÇIKAR. HÜKÜMET DEVRİLİR. Aman sabret BEKLE OLACAK İNŞALAH…..” Halkı aptal yerine koymayın. Artık, ağlayıp sızlayarak halktan oy istemekten vazgeçin. Güneydoğu da vatanı savunurken şehit ve gazi olan vatan evlatlarının gösterdikleri cesaret ve kararlılık mücadelesinin yarısı kadarını hükümet bürokratik oligarşiye karşı verebilse ülkemizin tüm sorunları rahatlıkla çözülebilirdi.
Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri’ni ifade eden 1982 Anayasası’nın 104.maddesine göre: “Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. GÖREVE ATAYAN KİŞİ AYNI ZAMANDA GÖREVDEN ALMA YETKİSİNE DE SAHİPTİR. Bu hakkın kullanımına örnek olarak Eski Cumhurbaşkanlarında DEMİREL’in eski DGM Başsavcısı Nusret DEMİRAL’ı, yine Eski Cumhurbaşkanlarından SEZER’in İ.Ü.eski Rektörü Kemal ALEMDAROĞLU’nu görevlerinden almalarını örnek gösterilebilir. Benzer uygulama ETÖ davası kapsamında ele geçirilen 51.DVD de yer alan aralarında Abdurrahman YALÇINKAYA’nın da bulunduğu iddia edilen yüksek yargı hakimleri ve hatta ZKÜ Rektörü Bektaş AÇIKGÖZ için de söz konusu olabilir. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı idari eylemler yargı denetimi dışındadır.
Eğer Cumhurbaşkanı sözü edilen kişileri görevden almazsa ve Anayasa Mahkemesi referandumla ortadan kaldırılmazsa, Ergenekon Terör Örgütü A.Y.M. üyelerine baskı yaparak Yargı Reformu Referandumunu iptal edebilir. Bu engel aşıldıktan sonra, 2011 seçimlerine kadar olan süreçte halkın ve sivil toplum kuruluşlarının tarihsel birikim ve ortak değerler ekseninde oluşturacağı SİVİL ANAYASA TASLAĞI netleştirilmelidir. 2011 seçimlerinde ise GENEL SEÇİM VE REFERANDUM aynı anda yapılmalıdır.
 
Muhterem nasıl kaynak belirtebilirim.Ben yazdım.Adımı ve soyadımı yazsam olurmu.Memurlar.net de yazdım.Ama reklam olur diye belirtmek istemedim.
 
Başbakana Göre En Düşük Memur Maaşı 1500 TL

Başbakana Göre En Düşük Memur Maaşı 1500 TL
Başbakana Göre En Düşük Memur Maaşı 1500 TL (Memurlar.Net - Forum)


Geçen sene Yerel Seçimler için Başbakan Zonguldağa geldiğinde binlerce kişi önünde, yerel ve ulusal basın huzurunda en düşük memur maaşının 1500 tl olduğunu söyledi.Bem de o mitingde idim.Kulaklarımla duydum.Ancak kimse bunu haber yapmadı.Sonradan yerel basından bir arkadaştan öğrendiğim kadarıyla emniyetten bir memur teker teker yerel basını dolaşarak AKP aleyhine olabilecek türde mevcut gündemdeki haberler ile ilgili yazı yazılmayacağına dair imza alıyor muş.Sonrdan bu konuşmanın tam metnini bir şekilde elde ettim.İsteyen arkadaşlar özel mesaj atıp e posta adreslerini yollarlarsa onlara da gönderebilirim.

Demek ki başbakan yurdışı seyahatlerinden gazeteleri okumaya fırsat bulamıyor.Konuşma yapması gereken konularla ilgili danışmanlarından bağımsız kendisi araştırma yapamıyor.Malesef durum bundan ibaret.

Başbakan adına ve ülkem adına üzülüyorum.Ancak dua etmek ve bu durumu yazmaktan başka bir şey elimden gelmiyor.
 
Muhterem nasıl kaynak belirtebilirim.Ben yazdım.Adımı ve soyadımı yazsam olurmu.Memurlar.net de yazdım.Ama reklam olur diye belirtmek istemedim.

Kaynak belirtmeden konu açmanız kurallarımıza aykırı..

Kaynak derken tabi geçerli bir kaynak..
Başka bir forum veya portal sitesini kaynak olarak gösteremiyoruz..


Konunuzu uygun olan yere taşıyorum..

Kendi makalelerinizi { Siyasi & Politik Cafe } başlığımızda paylaşabilirsiniz.

İyi forumlar..

22. Hergün onlarca konu açılan bölümümüzde birde bir kaç cümleden olusan konuların açılması bizi köklü
bir kural koymaya itti bundan sonra hiç bir üye kendi fikirlerini belirten herhangi bir dayanağı olmayan konu açamaz.

Bu kural çercevesinde paylaşım yapılan konuların kaynağı linkleriyle birlikte verilecek kurala uymayanların konuları
1 saat içinde kaynak linkinin eklenmemesi halinde kapatılacak , üye uyarılacak tekrarında ceza alıcaktır
 
Bizimde siyaset cafemiz var ama kimse gelmiyor nedense..

Biz genelde şikayet başlığında sohbet ediyoruz.. :)
 
AKP'i çıldırtacak manşet

AKP'i çıldırtacak manşet

Anayasa paketine yönelik eleştiriler gazete manşetlerine yansıyor.. İşte onlardan biri

3133qiq.jpg


KAYNAK
 
Geri
Üst